Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '07

 
Kategori
Kitap
 

Madame Bovary/ Gustave Flaubert

Madame Bovary/ Gustave Flaubert
 

***Madame Bovary***


Adını kitaplarda, televizyonda, radyoda ya da yarışmalarda oldukça sık duyduğumuz  roman kahramanlarından belki de en ünlüsü "Madame Bovary". Okuduğum birçok şeyde, eğer bir kadın davranışı ya da istekleri söz konusu ise mutlaka onun adı geçer; maceraperest hatunların öncüsü gibi sanki...bir sembol!

TRT-2 'de filmini izledim, güzeldi. Dünyanın bir çok ünlü tiyatrosunda da sahnelendiğini biliyoruz. Birkaç kez de sinema filmi çekilmiş. Ayrıca bu yıl yazılışının 150. yılı imiş.


Kitaba ilk başladığımda sıkıldığımı, ama ilerledikçe hoşuma gittiğini not düşmüşüm ajandama. Özellikle genç kızların okuması ve ders alması gereken bir roman, diye düşünüyorum.

Kitabın konusuna gelince; genç ve güzel bir köylü kızın olan Emma, doktor Charles ile evlenip küçük bir kasabada yaşamaya başlar. Sıradan bir doktor ve sürekli annesinin etkisi altında olan Charles, karısını duygusal yönden tahmin edememektedir ve bu sıkıcı yaşam ona göre değildir.

Sevmek ve sevilmek ister o. Bu doyumsuz ihtirasları, hayalleri ve mutluluk arayışı, onu sürekli maceralara, ihanete ve düş kırıklıklarına sürükler. Burjuva sınıfı yaşamına özenerek aristokrat erkeklerle ilişkiler kurar. O yıllardaki toplum kuralları gözönüne alındığında Emma Bovary, sıradışı ve uçuk bir kadın olarak nitelendirilebilir.

Bu romanda aslında Madame Bovary'nin kimliğinde Fransız kadınının bastırılmış hayatı sorgulanıyor. Evlilik, evişleri ve çocukların bakımı aynı zamanda kadını sosyal yaşamdan soyutluyor ve bunalıma sürüklüyor. Aşklarına karşılık bulamayan ve girdiği borçları ödemek için her şeyini kaybeden Emma, kurtuluşu intiharda bulur ve arsenik içerek hayatına son verir.


Okuduğum Tarih:17-21 Temmuz 2005
Madame Bovary-Gustave Flaubert
Dünya Klasikleri
Çeviri:Mustafa Bahar
Kum Saati yayınları-2002

Yayınevi Notu:

Gustave Flaubert'in beş yılda, iğneyle kuyu kazar gibi ve romanın tanımını kökünden değiştirme arzusuyla yazdığı Madame Bovary, sadece edebî değil, aynı zamanda kültürel bir dönüm noktasıdır. Çevrildiği bütün dillerde her yaş ve zevkten sayısız okuyucusunun başucu kitabı olmuş, Tolstoy'dan Halit Ziya'ya, Proust'tan Tanpınar'a, Walter Benjamin'den Saul Bellow'a birçok önemli yazarı derinden etkilemiştir. Ve etkisi hâlâ sürüyor. İnsan, hayat ve gerçeklik hakkındaki bu büyük kitabı, güçlü bir Flaubert biyografisine de imza atmış olan Geoffrey Wall'un önsözü ve Flaubert'in Papağanı’nın yazarı Julian Barnes'ın Madame Bovary’ye bambaşka bir gözle bakmamızı sağlayan sonsözüyle sunuyoruz.

"Emma Bovary denen kız hiç yaşamadı. Madame Bovary kitabı ise sonsuza dek yaşayacak."
Vladimir Nabokov

"Madame Bovary'nin olağanüstü tarafı, kahramanlarının, onları yaratan yapı ve üslup sayesinde, o dünyevi arzuları ve vatandaş dertleriyle sıradan insanlar olmalarına rağmen, bizi derinden etkileyebilmeleridir."
Mario Vargas Llosa

"Proust olmadan Joyce, Flaubert olmadan da Proust olamazdı."
Theodor W. Adorno

Yazarın Yaşam Öyküsü:

Flaubert, 1821’de Fransa’nın Rouen bölgesinde doğdu. Babası tanınmış bir doktordu. Hukuk tahsili için 18 yaşında Paris’e gitti, ama ısınamadı bu mesleğe ve tekrar Rouen’e dönerek ailesine ait kent dışındaki bir eve yerleşti. Bundan sonraki yaşamı boyunca iki kez Fransa dışına yolculuk yapması ve arada bir Paris’teki edebiyat çevrelerini ziyaret etmesi dışında, hep yalnız yaşadı ve ibadet edercesine edebiyatla ilgilendi. İlk romanı olan “Madam Bovary”, 1857 yılında “Revue de Paris” dergisinde tefrika edildiğinde hükümet tarafından kamunun ahlak ve dini duygularına hakaret edildiği gerekçesiyle yasaklandıysa da dava beraatla sonuçlandı ve Flaubert ülke çapında ünlendi. Bundan sonraki yıllarda “Salammbo”, “Duygusal Eğitim” ve “Üç hikaye” adlı diğer önemli eserlerini tamamladı ama maddi sıkıntılarından kurtulmasına yetmedi yazdıkları, üstelik sağlığı da bozuldu. 1880 yılında geçirdiği felçten kısa bir süre sonra da öldü...





Not: İlginç bir detay : Gustave Flaubert'in, Emma’nın intiharını daha gerçekçi anlatabilmek için arseniğin tadına bile bakmış ve bu yüzden hasta olmuş. 

Ne meraklı adammış!.

 

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..