Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '07

 
Kategori
Kitap
 

Mahrem / Elif Şafak

Mahrem / Elif Şafak
 

Alıntıdır


Bu kitabı okumam biraz uzun sürdü. Araya çok iş girdiği ve yorgun olduğum için. Biraz da ilk başta karmaşık ve sıkıcı geldi. Aslında cümle yapısı ve benzetmeler yönünden hoşlandığım tarz. Konusu da ilginç. Biraz Orhan Pamuk tarzı yazılmış. Başı sonu belli değil. Tamamen güncel, samimi, sıradan ve içimizden gelen olaylar ve kişiler anlatılıyor. Bazı bölümlerde yüzyıl öncesine giden olaylar var. Günümüzle karşılaştırma yapılıyor ve bağlantı kuruluyor. Sonu da farklı. Her neyse lafı daha fazla uzatmayayım, isteyen alsın okusun.

(Bu notu yazarken kendi kendime güldüm. Daha 5 yıl önceden "Kalkınma Planımı" hazırlamışım, diye. Kimin aklına gelirdi yazdığım notlar blog konusu olacak. Hem de karşımda biri var gibi yazmışım. Ne kirli çıkıyım ben. Bu arada ne işim vardı acaba yorgunmuşum, hatırlamıyorum bile, demek ki yorgun olunca kitabı tam anlamamışım.... Yeniden okumak isterim.)

Elif Şafak

Mahrem

Görmeye ve Görülmeye Dair Bir Roman
Sayılarda Gizlenen Mahrem-Söyleşi 
Kapak Tasarımı: Emine Bora
Kitabın Baskıları:
İlk Basım: Ağustos 2000
11. Basım: Mart 2007

KİTAPTAN ALINTILAR:

"Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeye görsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle âleme." (s.153 )

"Unutmak göz temizliğidir. İnsan unuttukça bir kedi gibi kendi kabahatinin üzerini örtebilir. Ne zaman kış olanca beyazlığına karşın kara diye anılacak kadar zorlu geçse, yakacak bulmak için kömürlüğe inmek gerekir. Kömürlüğün çıraları, odunları ve kömürleri hatıralardan mürekkeptir. Kolay tutuşur hatıra çıraları..."(Sayfa 186)

"İnsan ait olduğu resimde ya güçlü, ya da zayıf ya çirkin ya da güzel, ya biricik ya da sıradandır. Ama ait olmadığı bir resmin içinde tüm sıfatlarını kaybediverir. Bir de bakarsın ki, aslında o kadar güçlü değilmiş, ya da o kadar zayıf. Ne o kadar çirkin, ne de o kadar güzelmiş. İnsanları en son ait olabilecekleri fotograf karelerine yerleştir ve bir de öyle bak onlara..."(Sayfa 195)

(15.10.2002-salı)

Yayınevi Notu:

Mahrem, Elif Şafak'ın üçüncü romanı. Şafak, Pinhan ve Şehrin Aynaları'nda kendine özgü dil kullanımı ve "öteki"yi romanın merkezine yerleştirme yaklaşımıyla, yeni bir tavrın da habercisi olmuştu. Mahrem, bu özellikleri bir adım öteye götürmesinin yanı sıra, kurgusal olgunluğuyla da ülkemiz edebiyatına kalıcı bir iz bırakacağını kanıtlıyor.

Mahrem'in alt başlığı "Görmeye ve Görülmeye Dair Bir Roman". Adına uygun olarak bir gözle başlayıp, dört yüzyıla yayılan seyretme ve seyredilme, bakma ve görme, görme ve görülme öykülerini, ikisi de farklı nedenlerle "öteki" olan iki kahramanın hayatlarında birleştiriyor. Görme ve görülme takıntısını bir sözlükle ("Nazar Sözlüğü") kurumlaştırıp, romanında yer alan tüm figürleri karşımıza birer seyirlik olarak çıkarıyor. Mahrem'de "göz" daima dışlanmayla içerilmenin, "ben" ile ötekinin, aşk ile karanlığın orta yerinde, bir geçiş noktasında duruyor; tıpkı "Nazar Sözlüğü"ndeki "Gözbebeği" maddesinde olduğu gibi:

"gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.

Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka 'gözbebeğim!' diye hitap edilir."

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..