Malzemesi insan olanın, yazacak çok şeyi, söyleyecek çok sözü olur.

Milliyet Blog'ta yazmaya başladığımdan beri, dostlarımdan en çok duyduğum cümlelerden biri, " Bu kadar yüksek tempoyla yazarken, kendini tüketmekten, tekrar etmekten hiç korkmuyor musun? " Ben de bana bunu söyleyenlere, her seferinde şu cevabı veriyorum: Malzemesi insan olanın, yazacak çok şeyi, söyleyecek çok sözü olur.

Gerçekten de böyledir bu. Malzemesi insan olan için yazmak, inanın çocuk oyuncağıdır. Yeter ki yazan, insanı hakkıyla tanımaya, anlamaya çalışsın.

Malzemesi insan olan, önce döner kendine bakar, sonra da yaşamı boyunca muhattabı olan tüm kişiliklere...

Hem... "  En tutarlıyım." diyenin bile aynı gün içinde 1500 ayrı ruh haline büründüğü günümüzde, insan, yazmakla biter mi?

Duyguları, düşünceleri, deneyimleri, her gün yeni yeni bir şeyler eklerken içsel hazinesine, yazan, öylesine zengin bir hazineyi görmezden gelebilir mi, yok sayabilir mi? Böyle bir şey, mümkün değil...

Milyarlarca insanın yaşadığı ve Allah'ın açıklanamaz bir mucizesi sonucu, yaşayan o milyarlarca insanın hiçbirinin birbirine benzemediği, 9 ay ana rahmini ve yaşadıkları uzun yıllar boyunca da hayatın büyük bir bölümünü paylaşan tek yumurta ikizlerinin bile kendine has bir duruşu, kendine has bir varoluşu varsa; yazan, yazacak konu bulmakta, sıkntı çeker mi hiç? Hiç sanmıyorum.

Bir yandan aynı kanı taşıyanların bile birbirlerine Fransız kaldığı bir dünyaya şahitlik ederken; öte yandan birbirleriyle hiçbir biyolojik bağı olmadığı halde, candan daha yakın olanların yaşadığı, şu yalan dünyada; yazacak konu bulamamak da ne demekmiş öyle!

İyiyle kötünün kavgası, zalimle mazlumun hesaplaşması sürdükçe, şu uçsuz bucaksız evrende; şehvetle sevişenlerin, ihtirasla dövüşenlerin, aşkla dans edenlerin sonu gelmediyse dünyada... " Ben yazacak konu bulamıyorum ki! " diyebilmek; kişinin ya kendine ya yaşama yabancılığının şahididir sadece.

Başkalarını bilemem ama... Bana göre, malzemesi insan olanın, yazacak çok şeyi, söyleyecek çok sözü olur.

Üstelik bu... Ezelden beri böyle...

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır