Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Marmaris' te yaz aşkları.

Marmaris' te yaz aşkları.
 

RUS OLA,YAZ AŞKLARI,SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ SÖNMEMELİ.ATEŞİNİ DEVAM ETTİRMELİ. YOKSA YAŞANANLARA AYIP OLUR


Bir tatil aşkıdır, almış başını gidiyor. Gitsin bakalım…

Aşkın adı büyük. Alt tarafı üç harfli amma, düştüğü yerde yaman iz bırakıyor. Adam tabela asmış: ‘ Her türlü leke çıkarılır ama, aşk’ın izi çıkarılamaz diye. O temizlikçi şimdi parayı kırıyor, iyi mi?! Ört ki, ölem!

Çeşitli aşklar var.Tadından yenmez. Bu üç harfli nesne’nin gıdası: aynen bitki gibi: Su, ışık ve gıda. Birinden biri eksikse, topallar, koşamaz. Boynu bükük kalır.

Aşkın hem beteri, hem güzeli, hem de çarpıcı yanları çoktur. Karasevdalısı, ümitsizi, yasak olanı, imkansız olanı, yıldırımı, ELT.si vefalı olanı, vefasız olanı da vardır.

En çok yaz aşklarıdır can yakan. Mevsiminde tadılır. Aynen turşu kurar gibidir. Daha olmadan kapağı açılırsa, sonuç: ‘Hüsran’’ Öp babanın elini! Bu aşklar, her bir şeyin anahtarıdır. Paspas altında unutulmazlar. Kimse kimsenin kapsını açamaz. Herkesin anahtarı, kendinedir. Di mi?

Yaz aşkları dedik. Mevsiminde tadına bakmak lazımdır. Kiminin yüreğine oturur. Kimini, gökyüzünün katmanlarındaki yıldızların tahtına oturtur, kimini de ‘şap’a!...

Kelimesi bile gizemlidir: ‘Yaz aşkı’! Aşağı kurtarmaz. Bir diğer adı: ‘Tatil aşkı’dır’ Kimisi tatille başlar, tatille sona ererler. Kimisinde de tatil sonrası devam eder. İlki, acılı Adana gibidir. İçerlerde, bir yerlerde, tortu bırakır, iz bırakır. Bu hallerde nokta, karşılıklı konmaz. Bir ucu, açıkta kalır. İşte bu hal, karşı tarafı yer, bitirir. hicranlara salar.Yağmur yağmasa da, onların aşklarına hep yağmur yağar. Sulu suludurlar. Ve de kendilerince de teselli bulurlar: ‘ Ağlayak da gözden, sızlayak da yürekten mi olak ağam!’ gibi gibi..

Duyarız. Kalplerde yaz aşklarında ‘Al gülüm, ver gülüm’ hesabı ağır basar. İlahi aşk yaşayanlar, birer öpücükle ayrılırlar. Kuru kuruya. Buna ne Allah razı olur, ne de kul. İyi amma, kulun boynu hepten eğridir. N’apsın garibim! Böyleleri, kuru kuru ayrıldılar. Seneye buluşalım demeğe bile akılları yetmez onların. Zira her birinin, başka taraflarda bezleri vardır, tarakları vardır, oturakları vardır.

Bizim millet saftır biraz. Bazı kaideler, bazı incelikler vardır. Kimi yaz aşklarını yaşarken, aklına getiremez. Her şey güllük gülistanlık içinde geçiyor nasıl olsa. Geçtiğimiz yıllarda yaşandı. Marmaris’te anlatıyorlar. Çılgın bir aşk yaşamış komilikten garsonluğa terfi eden delikanlı. İngiliz kızıyle dört başı mamur bir aşk yaşamışlar. Oğlan, geçtiğimiz kış İngiltere’ye gidip, kızın kapısına dayanmış. Kız da tam dışarı çıkmak üzereymiş ki kız, ‘’Aaa, demiş. Şimdi mesai zamanı’ ve çekip gitmiş. Gidiş o gidiş. Bizim garson kızın kapısında sabahlamış. Mehtaplı Marmaris geceleri..Kırmızı şaraplar, yanak yanağa danslar.

Bir de, santim santim aşkı yaşayıp, (Ne demekse) ardından timsah göz yaşları dökmeyenler de vardır. Marmaris’te fotoğrafçılık yapan 20 yaşındaki Onur Aclan, bunlardan biri. Geçen yıl kısmetine, bir Rus polisi düşmüş. Bir göz kırpmış, kızın işi bitik!... Bir aşk yaşamışlar yaz boyu.’Gel seni götüreyim memleketime ‘ demiş kız amma, bizim jön:’Olmaz!’ demiş. Niye öyle dedin ki, diyecek oldum, sözümü kesti: ‘’Abi, dedi, burada geri kalanları üzmek istemem’ Formülü gayet basit: ‘Göz atmak!’ hepsi bu. En kolay yolmuş. Bu benzin kıtlığında fazla yakıt sarfetmek doğru değilmiş. Ne aşk ama! İktisat bakanlığına namzet.

Kendisine aşkı sorduk. Aşk’tan ne anlıyor diye: ‘’Aşk, dedi, otomobil gibidir.Yedek parçalarını, sürekli değiştirmek gerektirir’ dedi.Ehhh! Kendi bileceği iş diye geçirdik içimizden. Bir de Aşk nedir sence diye tarif istedik: ‘’ Aşk, kadayıf kadar tatlı olmalıdır. Lahmacun kadar sıcak, çiğ köfte kadar yakıcı, dolma gibi çekici, bulgur gibi asil ve iç köfte kadar dayanılmaz olanları makbuldür.’ Dedi. Sorduğumuza pişman olduk.! Sanki restoran işletiyor.

Aynı suali, Marmaris sahillerini mesken tutmuş Rus İris’e sorduk.Sarı dalgalı saçları vardı: ’Nasıl bir aşk’ diye.‘Gecesi yıl kadar uzun ve Ay gibi parlak olsun isterdim ‘ dedi…

Bir de danışıklı dövüş dedikleri aşklar vardır. Karı koca aynı gün, ayrı istikametlerde tatile çıkarlar. Dönüşlerinde birbirlerine anlatacakları çok şeyleri olur. Taraflarda bir yarış vardır.Tatil aşklarını anlatırken.’Benim kanım, seninkinden kırmızı’ dercesine.

Unutuyorduk. Bir insanın cebi delikse, kalbi de delik değildir.Nice fukara, nice züğürt aşkları, dağları taşları yakmıştır. Sonunda iş, başa döner. İş, mevsimlik aşka dönüşür. Ismarlama elbise gibi, bir yerinden pot verir. Ne kadar elveriyorsa, orada tükenir. Harç bitince, yapı paydos dercesine. Aşk tramvayı depoya gidinceye kadardır.

Aşkların tarifi bitmez. Ekmek arası köfte gibi, ‘Ekmek arası aşk’ da vardır. Buna ‘’Hazır asker’ veya ‘Azığı yanında’ aşk da denir.Kısmi tokluk yaratır. Doyurmaz, dişinin arasında kıymık gibi durur. Hepsini toplasan, bir heves geçirme gibi algılanır.

Bir de karşılıksız aşk vardır. Ucundan da kan damlar. Karakolda biter. Konumuz dışındadır.

Ayrıca yasak aşklar da vardır. Şehirlerarası, uluslar arası mesafelerden ses verir. Hele bir Mars yolu açılsın, ‘supitnik’ler de sıraya girer. Girsin varsın. Bu aşklarda da taraflar, aşklarını, kalplerinde hissederler. (Eğer varsa) Yaşam boyu, acısını karşılıklı çekerler. Pek de şikayetçi olmazlar.Taaa ki, aşkları, birbirinden habersiz, ayrı ayrı mezara gömülürler. Nedir ki bütün ettikleri, aşkları ile öğünmeleridir. Duyguları, Arnavut tüfeği gibi dimdiktirler.
Bir bunu bilirler, başka bir şey de bilmezler zaten.



RESİMALTLARI : Marmaristeki jön'ümüz, iş başında. Aşklarının adını da bilmiyor, simalarını da unutmuş. Mevsim bereketli geçiyormuş. Mübarek sanki 'Balığa' çıkıyor. 2- Hem aşk hem de estetik. İkisi bir arada yakışır zaten 3- Eee, kumsalda da aşk başkadır hani. Dalgalar bile bir başka yakamozlanır. 4- Aclan ve Rus arkadaşı başbaşa 5- Aclan, gelecekten ümitli.Her sahilde benzerleri var. 6- Mayo üzerine kıravat. Yeni bir modanın başlangıcı mı? Bu da listeye dahil. N'apsın?! 7- Kumsalda romantik poz. Ruslar estetikten anlıyor. Eee, sahibi de anlıyor. Zaten resimlerden de belli olmuyor mu? Poz vermek, ayrıca bir san'at.

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..