Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '20

 
Kategori
Kitap
 

Martı Jonathan Gibi

Okuduğum binlerce kitap arasında belki de dünyanın en iyi kitabı diye ifade edebileceğim İlk gençlik yıllarımda okuduğum bir kitap olan Martı Jonathan Livington’dan günün anlam ve önemine binaen kısacık bahsetmek istiyorum.

Kitabın yazarı Richard Bach’ın asıl mesleği pilotluktur. Uçmanın verdiği hazzı kendi inancıyla bileştirmiş ve bu yoğun duygusunu okurlara ileterek paylaşmak istemiştir.

Kitabın kahramanı Martı Jonathan Livington, uçmayı öğrenmek için ailesine ve sürüsüne karşı koymuş idealist bir martıdır. Uçmakta diğer martıların yapamadığını görür. Uzaklara gidebilmenin kendisini özgür kıldığını hisseder. Günübirlik yaşamla, yemekle uğraşan sürüsünü sıkıcı ve zavallı bulur. Bir gün Jonathan kendisine doğru yolu gösterecek bir uçuş öğretmeniyle tanışır. Öğretmen ise ışıklar saçan bir ermiştir.

Eren, “… tüm yaşamın özü olan o görünmez yetkinliğe ulaşmak için çabalamaktan asla vazgeçilmemesini” öğütler. Öğretmenin yolundan giden Jonathan sürüsüyle ters düşer.

Bir martının hayatı üzerinden bize kendi sınırlarımızı aşabileceğimizi söyleyen yazar, kitapta jonathan’ın uçuş denemelerine de yer verir.

Yazar, özgürlük, dayanma ve umut kavramlarını bir martının kanatlarına bindirirken, umutsuzluk ve boşluk içinde günlerini geçiren insanların maceralarını da ustaca ortaya koyar.

Richard Bach’ın “martı jonathan livingston” metaforu üzerinden hikayeleştirdiği bu kitap, kendi kabuğunu kırmaya çalışan, limitlerini zorlayan, öğrenmeye aç ve hayat amacını sorgulayan olan bir martının sürünün dışına itilişi ve bir zaman sonra tekrar geri dönüşünü anlatır.

Ayrıca kitap, sıradan olmayı reddedenlerin, çoğunlukta olmanın dayanılmaz hafifliğine, kolaycılığına ve güvenli ortamına sığınmayanların, çoğu ülkede, mahallede hatta ailede dahi nasıl dışlandığının veya baskı altına alındığının güzel bir tasviridir adeta.

Ben bu kitap sayesinde, İlk önce kanatlarım olduğunu fark ettim. Sonra da uçmayı öğrendim. İnsanın hayatta kendisi olarak, olduğu gibi var olabilmekten öte bir amacı olmaması gerektiğini anladım.

Uçmak bir martıya bahşedilen en doğal hak, özgürlük ise onun doğasında var. Biz ise özgürlüğümüzü engelleyecek ne varsa; gelenekler, kör, batıl inançlar ya da farklı şekillerdeki sınırlamaların yok edilmesi için var gücümüz ile mücadele etmeliyiz.

Corona virüsü nedeni ile karantina koşullarında yaşadığımız bu günlerde özgürlüğün değerini çok daha baskın bir şekilde anlama olanağı buluyoruz deneysel olarak.

Yaşamak için anlamlı bir nedenimiz olmalı; öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak gibi!

Hepimizin birer Martı Jonathan olması, içimizdeki uçsuz bucaksız özgür ruhun ortaya çıkması için zihnimizdeki zincirlerden kurtulmamız gerekir.

Yaşınız kaç olursa olsun Richard Bach’ın “martı jonathan livingston” kitabını okumadıysanız eğer geç kalmış sayılmazsınız şimdi bile şiddetle okumanızı öneririm.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..