Maymundan gelmediğine inanan bir ümmetin batının maymunu olması

Benim ofisimde bir konumatiğim var güzel okuyucum. Onun Adı: Onur Hascan; güzel okuyucum... Kendisi hem grafikerimiz hem can arkadaşımız olur. 

Benim canımın her istediğini yazabildiğimi bilen onur; 

- Cem abi! 

- Ne var kardeşim? 

- Abi benim bir düşüncem var yazar mısın? 

- Eğer bana da cazip gelirse düşüncen, yazmam için düşünceni duymam yeterli... Beni bilirsin işte kardeşim! 

- İyi o zaman Cem abi! Bu akşamki konunu dikte ediyorum sana! (Kendisiyle çok samimiyizdir de... Bu üslup ordan geliyor!) 

- Söyle bakıyim! 

- Maymundan gelmediğine inanan bir ümmetin, Batı'nın elinde maymun olmasını nasıl açıklayabiliriz ki Cem abi? 

Aslında... Onur'un düşüncesi öylesine duru ve öylesine doğru ki, bu düşüncenin üzerine bence tek bir kelime daha yazmasam bile olur... Ama yine de isterseniz üç beş cümlelik bir hasbehal edelim sizinle... 

İslam dünyası ve Türk alemi, bir türlü kafasını kaldırıp, gözünü açamadığı bir aymazlık ve uyuşmazlık içinde; bence... 

Ne zamandır mı güzel okuyucum. Bana göre 1699 Karlofça anlaşmasından bu yana geçen 312 yılda zaman zaman, dönem dönem, kıpırtılar, ufak, iyiye giden yönde gelişmeler, yenileşme ve revizyon hareketleri olsa da, sizin de bildiğinize emin olup sebepleri; hatırlayalım birlikte... 

- Osmanlının ve islam aleminin bilim, teknik, fen ve tüm pozitif bilimlerde batının fersah fersah gerisinde kalması... 

- Felsefe bakımından da, yeniliklere açık olup, ayak uydurmak açısından da, aranın neredeyse, kapanması imkansız denecek kadar açılması 

- İnsanlık adına pozitif etkiler uyandıracak hiçbir bilimsel çalışmaya kafa yorulmaması, bu yönde kafa yoranlarınsa ya yanlız bırakılması ya da toplumdan dışlanması... 

- İslamiyetin özellikle kara taassuba, öfkeye, cezaya ve sadece günahlara ve Allah korkusuna dayandırılan yorumlarının tüm islam coğrafyasına hızla yayılması ve hemen de kabul görmesi... İyimser ve Allah sevgisine, insan sevgisine dsayalı yorumlarınsa, önce yok sayılmaya çalışılması... Sonra da tümden yok edilmesi... 

- Kaderciliğin en temel hayat felsefesi haline getirilmesi ve toplumun din, Allah, kuran, kitap diye diye afyonlanıp, uyutulması ve insafsızca kandırılması... Dahası, Allah'ın adı alet edilerek yapılan soygunlar, vicdan sömürüleri, bu sömürülere karşı çıkanlarınsa güzellikle ya da zorla susturulması, yok edilmesi... 

- İslamın terörizmin; Hristiyanlık ve yahudilik gibi batı dinlerinin medeniyetin dini olduğu yalanı, yutturmacası, okkalı mı okkalı palavrası... Buna da kitle iletişim araçları kullanılarak tüm dünya halklarının sistemli ve asimetrik bir şekilde alıştırılması ve inandırılması... 

- Taliban, El Kaide, İslami Cihad gibi terör örgütlerinin Allah yolunda çarpıştıkları yutturmacası... 

- Teknolojik ve düşünsel bakımdan bilinçli bir şekilde geri bırakılan, prangalara vurulan, islam askeri gücünün batı askeri üstünlüğü karşısında açıkça, inkar edilemez bir biçimde seri yenilgilere uğratılması... Orantısız ve ittifak içinde kullanılan batı askeri gücü karşısında sindirilmesi ve kendine güveninin sıfırlanması, sistemli bir şekilde yok edilmesi... 

- İslam ülke ve devletlerinin kendi askeri teknolojilerini geliştirip, kendi tankını, topunu, uçağını, denizaltısını yapmak yerine, bunları batıdan daha ucuza alabilecekleri yalanına, yutturmacasına ikna edilmesi... 

- Saddam Hüseyin, Kral Hüseyin, Hüsnü Mübarek gibi batının uydusu olan lider bozuntularının batıya hizmetleri bitip, ayak bağı olduklarında, kirli bir mendil gibi fırlatıp atılmaları... 

Benim bir çırpıda aklıma gelenler... Siz de aklınıza gelenleri bizimle paylaştığında, çok daha anlamlı bir yerlere varacağımızı ummaktayım. Siz de fikirlerinizi bize yazın da, birlikte daha doğru sonuç ve daha objektif analizlere ulaşalım. Ne dersiniz?