Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Meçhul'e yol arkadaşım (5)

Meçhul'e yol arkadaşım (5)
 

Hiçbir şey göründüğü kadar değildir


Kasırganın şiddetiyle yere yığılmıştım; oğluma gidecek gücü bulamıyordum kendimde, hem onu nerde arayacaktım ki; Ya da onu nasıl tanıyacaktım ki, ne şehir bildiğim şehirdi artık, ne de  oğlum görmeye alıştığım kumral yumuşak tenli çocuk...

Belki de, Ona bir şey olmamıştı, çünkü henüz çocuktu yani masumdu… Umudum yerini başka bir  başka bir korkuya bırakıyordu; Onu bulsam bile, pişmiş yer yer iskeletimi terk etmiş tenimle oğlum beni tanıyabilecek miydi? Hem korkmaz mıydı benden… Oğlumun benden korkması fikri, canımı öyle bir yaktı ki, tenimdeki acı bile hafif kaldı sanki yanında… Etrafta hiç kimse yoktu, birden “ mü’minler o gününün dehşetini hiç görmeyecek” şeklindeki ifade aklıma geldi. Etrafıma dikkatlice tekrar baktım. Evet, benden başka hiç kimse yoktu… O dehşeti yaşayan yalnızca bendim… Yani orda Mü’min olmayan tek kişi belki de bendim…

-Hayııır! Bir çığlık attım ve fırladım ve odamdayım.

Yerimden fırlayıp ışığı açtım. Sanki saç diplerim, tenim sızlıyordu hala. Saat 2:20 yi gösteriyordu. Allah’ım bu gerçekle nasıl yaşarım ben, nasıl hayata tutunurum? diye düşündüm. Abdest aldım;  yatsı namazımı kıldım, akşamı kaza ettim. Sonra biraz daha kaza namazı kıldım ve tövbe ettim; Hayatın meşakkatine dalıp Ona olan kulluk görevimi ikinci plana attığım için, Allah’tan af diledim.

-Evet, diyor adam “bu gerçekle nasıl yaşarım demiştin” değil mi ? Ama yaşadın hayata yeniden tutundun…

-Ama o sadece bir rüyaydı diyorum.

-Şimdi böyle söylüyorsun ama o gün başka bir boyutta bu olayları yaşadığına inanmıştın diyor.

Evet, birkaç ay boyunca rüyamıydı başka bir boyuttaki bir gerçek miydi yaşadığım diye düşünmüştüm…

-Bak ben bunları zaten biliyorum bana bilmediğim bir şey söyle; mesela; neden karşıma çıktın, karşıma çıkmandaki sır ne? Neden yüzünü göremiyorum? diyorum.

-Beni sen diledin diyor adam

-Ne yani, ben yüzü olmayan bir yabancı mı diledim?

-“Mecnuna bir Leyla, Mevlana’ya bir Şems, lütfeden Allah’ım bana da bir Şems gönder ki, Senin yolunu bana da öğretsin” diye dua ettin diyor adam.

-Bu duamın karşılığının sen olduğunu nerden bileyim? Ben bir Şems diledim, yani güneş istedim; sense karanlıklar içinde, sislere gizlenmiş yüzünle geldin... Tamam, dualarımı biliyorsun ama düşüncelerimi okuyorsun. Belki de ondan biliyorsun dualarımı…

-Yüreğinde gizlediklerine dokunabilmem,  sana bir şey ifade etmiyor mu yani diyor adam.

-Telekinezi diye bir şey var; insanlar nesneleri, düşünce gücüyle hareket ettiriyorlar ama bu insanlar, ne ermiş birer bilge, ne de dindar insanlar. Sadece bir yöntemini keşfetmişler ya da Allah onlara bir yetenek ihsan etmiş yapıyorlar.

-Yani? diyor adam

-Yanisi şu ki, belki sen de buna benzer bir yola benim düşüncelerimi okuyorsun…

-Peki, sence bundan maksadım ne?  diyor adam...

Susuyorum, sadece susuyorum çünkü bu soruya verecek cevabım yok…

 
Toplam blog
: 20
: 523
Kayıt tarihi
: 13.07.08
 
 

Kütahya; doğduğum ve doyduğum yer, yani her anlamda memleketim. Kamu da çalışıyorum, Lisans mezun..