Merhameti kabul etmeyen, var olmak için direnen CHP Milletvekili Şafak Pavey

Kürsüde ‘genç,’ ‘bakımlı’ ve ‘alımlı’ bir kadın klasik beyaz döpiyesi içinde hararetle konuşuyor.

Kürsünün arka cephesinden zum yapıldığında sol bacağı ‘protez’ olan ‘modern’ görünümlü kadın CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’den başkası değil..

‘Protez’ bacağına rağmen TBMM’nde ‘pantolon’ giymesi bir ‘erkek’ vekil tarafından engellenmiş bir ‘kadın’ vekil olarak CHP Grubu adına ‘TBMM’nde Başörtüsü’nün serbest bırakılması hakkında konuşuyor.

Kürsüye ve konuya olan hakimiyet kendine olan ‘özgüven’ ile tüm parlamenterler dikkatle O’nu dinliyor, izliyor.

Olmayan bacağı erkekler tarafından siyaset sohbetine dönüştürülen bir kadın milletvekili olarak AKP’nin başı açık vitrin vekillerinin; emanet oyları, gerçek sahibelerine geri verme zamanının gelip çattığını düşünüyor.

Akıcı Türkçesi, güzel diksiyonu ile Şafak Pavey TBMM çatısı altında başörtüsü ile ilk kez oturuma katılan hemcinslerinin ne karşısında ne de yanında yer alıyor.

Afganistan’da, Yemen’de, İran’da yıllarca ‘türban’ kullanmaya mecbur edilmiş bir kadın milletvekili olarak  ‘cinsiyet ayrımcılığına’ her alanda karşı olduğunu vurguluyor.

Pavey’in TBMM’ne ‘başörtülü’ gelen hemcinslerinden  ‘evrensel’ boyutlu ‘kadın sorunlarına’ ilgi göstermeleri ve çözüm üretmelerini bekliyor olmasını çok doğal karşılıyorum.

Şafak Pavey Meclis kürsüsünde parlamenterlere, AKP’lisine, CHP’lisine, MHP’lisine, BDP’lisine, HDP’lisine kısaca tüm ülkeye ‘insanlık’ dersi veriyor.

Şafak Pavey ile hiçbir tanışıklığım olmamasına karşın, On’dan aldığım enerji ile O’nun için ‘cesur,’ ‘sevecen’ ve ‘yılmaz’ bir ‘mücadele kadınıdır’, diyebilirim.

Şafak Pavey’in biyografisinde ‘Türk Diplomatı,’ ‘Siyasetçi’ olarak yazması O’nu dört dörtlük tanımlamış olmuyor.

Çok yönlü kişiliğe sahip olan Şafak Pavey Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca ve başlangıç düzeyinde Arapça, Farsça biliyor.

Şafak Pavey ‘dürüst’ ve ‘cesur’ tavrıyla şimdiye kadar dile getirilemeyen sorunları gündeme sokuyor.

‘Toplumsal duyarlılığı’ yüksek karakter yapısı ile ‘engelliler,’ ‘azınlıklar,’ ‘çocuklar,’ ‘şiddete uğrayanlar,’ ‘kadınlar,’ ‘sığınmacılar,’ ‘işkenceye uğramışlar,’ yani hakları dumura uğramış veya gasp edilmiş insanlar için mücadele veriyor.

TBMM’nde olağanüstü geniş konsensüsle sağlanan ‘türbana özgürlük’ nasıl elde edilmiş, 31 Ekim 2013’e gelinceye kadar hangi aşamalardan geçilmiş, kimler mücadele vermiş, kimler hangi nedenlerden karşı koymuşlar.

Gönül isterdi ki; TBMM’ne serbestçe başörtüsü ile genel kurula katılan ilk dört kadın milletvekilinden bu mücadeleyi nasıl kazandıklarını anlatmalarını bekliyordum.

“Dört kadının adı yok!”

“Neyi anlatsın?”

02.11.2013, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.