Meslek lisesi, kimin meselesi!

Bu başlık, Türkiye'nin ezeli zengini Koç'a ait bir reklam spotu. Bu reklamda Koç Holding, Meslek liselerini ne kadar önemsediğini ve bu alanda ne kadar çok yatırımlar yaptığını vurguluyor ve bunun gerekçesi olarak da bu spotu giriyor: Meslek lisesi, memleket meselesi..

Tabi her Koç reklamında olduğu gibi, son karede ekranın alt ucu açılıyor ve "KOÇ" yazısı görünüyor.

Türkiyedeki zenginliğin temel kaynağının devletle partner olmaktan geçtiğini biliyoruz. En azından Cumhuriyetin kuruluş yıllarından başlayarak çok partili döneme kadar böyle olmuştur. "Devlet zengini" olmanın tipik ve birincil örneği denince de akla, hiç kuşkusuz ilkin KOÇ'lar gelir.

Daha ziyade KOÇ'ların şekillendirdiği, bir "sivil" toplum kuruluşu olan TÜSİAD da mantalite itibariyle, zenginlik kaynağına asla "ihanet" etmemiştir. Yani, zenginliklerini borçlu oldukları devlet'in düdüğünü de çalmayı temel felsefeleri yaptılar. Nasreddin Hoca'nın fıkrasındakinin aksine bu defa, "Parayı veren" değil, "Parayı alan" düdüğü çaldı. Ama tabii ki, parayı verenin düdüğünü..

Bu açıdan bakınca, TÜSİAD'ın neden gerçek bir "sivil" toplum örgütü olamadığını anlamak mümkün olur. Buna rağmen ya da bu itibarla TÜSİAD, zaman zaman "Memleket meseleleri" ile ilgili raporlar hazırlattı. Bunların içinde elbette, memleketin temel meselelerinden olan "eğitim" meseleleri de vardı.

TÜSİAD'ın uzmanlara hazırlattığı "Eğitim raporları"nda daima şu temel tesbit öne çıkmıştır: Türkiyede mesleki eğitim yeterince cazip olmadığı ve öğrenciler yeteneklerine uygun meslek okullarına yönlendirilmediği için, üniversite önlerinde yığılmalar olmakta ve eğitimin kalitesi giderek düşmektedir..

Uzman raporları, her zaman bu gerçeği vurgulayınca, meslek lisesinin "memleket meselesi" olması da kaçınılmaz olacak elbette..

Bütün bunlara bir diyecek yok; zaten kimsenin bir şey dediği de yok.. Ancak, meslek lisesini, bir "memleket meselesi" olarak gören zihniyet, nasıl oldu da, daima omuz omuza oldukları 28 Şubat aktörlerinin meslek liselerini "katleden" uygulamalarına sessiz kaldılar. Neden çıkıp da "Yavaş olun ey yoldaşlar, her ne kadar ideoljik duruşumuz aynıysa da, şu kökünü kurutmak istediğiniz meslek liseleri, bizim memleket meselemizdir, biz bu uğurda defalarca raporlar hazırlatmışızdır, bu 'katsayı' uygulaması meslek liselerini bitirir ve memleket meselesini büyütür.." kabilinden sözler söyleyemediler. Sadece işin içinde İmam-Hatipler var diye mi?..

Eğer öyleyse, ülkenin "zenginler kulübü" olduğunuz halde, politikalarınızda "devletçi ideolojiniz" belirleyici oluyorsa, sizlerin memleketin "meseleleri" ile samimi olarak ilgilendiğinize nasıl inanacağız biz? Gözlerinizin önünde meslek liseleri diri diri toprağa gömülürken kılınız kıpırdamadı. Çünkü gömülenlerin içinde İmam-Hatipler de vardı. Zaten gömü töreni esas olarak bunları gömmek için yapılmıştı. Amma, bu insanlar da bu memleketin evladı değil miydi? İmam-Hatipler'in meseleleri de, bu memleketin bir meselesi sayılmamalı mıydı?

Bugün, yeni YÖK, eskisinin "emir-komuta" zinciri içerisinde aldığı "katsayılı kıyım" kararını ortadan kaldırmış bulunuyor. Geç de olsa, adalet yerini buluyor.

Ama, sözüm ona, meslek liselerini bir "memleket meselesi" gördüklerini söyleyenler, aslında tüm meselelerinin kendi "ideolojik" duruşları olduğunu bir kere daha göstermiş oluyorlar.

TÜSİAD, yaptığı son açıklamada, hala katsayı uygulamasının kaldırılmasının "sakıncalarından" söz edebiliyor. Anadolu ağzıyla söylersek; Ne kırığı küstürüyor, ne kapıyı bastırıyor.. Hem, meslek lisesinini memleket meselesi kabul edeceksiniz, hem de meslek lisesinin önünü tıkamaktan yana tavır koyacaksınız; bu turşuyla bu perhiz bir arada olmaz ki..

Hiç değilse, sessiz kalıp kendi "işlerinize" bakın; paralanızı kazanın. Memleketin meselelerini de çözmekle sorumlu olanlara bırakın!