Meyve ve sebzeler dalından koparıldığı gün sofranıza gelmiyorsa kabul etmeyin

Hiçbir mazereti yok. Özellikle 1’e alıp 3’e satan marketlerin raflarında çürük sebze ve meyveleri alıyorsanız yazık size! Sebze ve meyve ülkemizin her yerinde yetişiyor. Öyle ta Adana’dan geliyor, bir günlük yol mazeretleri geçerli değil artık. İstanbul’da oturuyorsanız Trakya yanı başınızda, Bursa iki adım; yoğurt karpuz Silivri’den, taze balık Marmara’dan. Ne çürük sebzesi ya! İstanbul’da çürük sebze yiyen akılsızdır! Marketlerini başlarına yıkarım valla billa! Mahrumiyet bölgesinde yaşamıyorsanız ve çürük sebze ve meyve yiyorsanız enayisiniz. Adamlar halkı kandırmanın yolunu bulmuşlar; çürüyünce ucuza veriyorlar. Halkın da parası yok. Ülkeyi yönetenlerin, belediyenin, şunun bunun halk çürük sebze yemiş umurunda mı?

Sevgili halkım! Tek suçlu sizsiniz. İsteseniz asla ve asla çürük sebze ve meyve satamazlar. Bir hafta ya, bir hafta marketleri protesto edin, sebze meyve yemeyin. Ekmek yiyin, bulgur yiyin, ölür müsünüz? Baktılar ki bozuk sebze meyveyi halk almıyor, mecbur tazesini getirecekler. Kardeşim, pazar pazar dolaşmış, çürümüş, sararmış, solmuş hüşku sebze meyveyi vallahi eşeğin önüne koyduk yemedi; ama siz yiyorsunuz. Adam biliyor ki ne getirse satılacak.

Ankara’ya bakmayın kardeşim! One Minute başbakanınızın eşeğin yemediği sebze ve meyveyi yemeniz umurunda bile değil! Bunu anlayabilmek için Korkut gibi vicdan, Korkut gibi yürek gerekir. Pazardan aldığın çürük ıspanağı ver Emine hanıma, akşam pişirsin, sayın başbakanımız da afiyetle yesin. Öyle Ömer’in adaleti diye ahkâm kesmeli değil.

Hükümet karnınızı doyuruyor ama nasıl yaşadığınız umurunda değil.  Böyle rezillik olur mu ya! İstanbul marketlerinde ve pazar yerlerinde hayvanların bile yemediği sebze ve meyveler halka satılıyor. Ya kardeşim tezgâhlardaki ürünlere bakıyorum ben çürük, ezik, dökük, olmamış, içi kırmızı dışı sarı, rengi yok.  Para veriyorsunuz. Dünyayı kazanıyorlar. Sizin 1 liraya aldığınız ıspanağı adam tarladan 10 kuruşa alıyor. Onca külfet çekiyorsunuz, para veriyorsunuz; doğru düzgün, taze sebze meyve istemek hakkınız değil mi?

Çürüğün içinden seçiyorsun. Çürüğün içinden seçilir mi ya. Hem sen niye seçiyorsun? O kendisi tarlada seçsin getirsin. 1 liralık ürünü 3 liraya satmayı biliyor. Bizim düzenimizde ben tarladan seçip getireceğim. Ben yaparım, yapamayan gitsin. %50 emanet oyunuzu düzenimiz kuruluncaya kadar (fazla uzak değil) beklemeye alın. Hem kazık yiyoruz hem çürük yiyoruz. Bu, kabul edilemez. Parasını veriyorsam kalite istemek hakkımdır. Sebze ve meyveler bu ülkede dalından koparıldığı gün tüketicinin sofrasında olacak. Başka türlü asla kabul etmiyoruz. Halkın gücünün üzerinde güç yoktur. Kerim Korkut Türkiye halkına bu yolu açmıştır.