Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Millenium evlilikeri

Millenium evlilikeri
 

Ne kadar çok evlenen var etrafımda, bir o kadar da çok boşanan. Bu rafiğe ayak uyduramaz olduğumu itiraf etmek istiyorum. Daha dün evlendiler, bu gün boşanmışlar. Sordum kıza "Peki neden ayrıldınız?" annemle babamın evliliği gibi bir evlilik istiyorum ben. Öyle bir evliliğim olamadı."

Neden bizim evliliklerimiz anne ve babalarımızın evlilikleri gibi olmuyor? Sorun tam anlamıyla nerede? Anne babalarımızın evlilikleri sadece kadının maddi bağımlılığından mı kaynaklanıyordu? Hiç sanmıyorum.
Eskiden evlilikler görücü usulü ile oluyordu.Görücü usulü ile olunca ne oluyordu? Aile büyükleri, akrabalar, vs ler oğlanı da kızı da tanıyor, araştırıyor huyu huyuna, suyu suyuna uygun kişiler bir araya getiriliyordu. Üstelik bu tarz evliliklerde çiftlerin insiyatifine değil de ailelerin onayına dayanan evlilikler olduğu için, onaylı ve kabul gören evlilikler oluyor.

Ayrıca erkek dışarıda ve kadın içeride.Kadının dünyası evi, ailesi, komşuları ve varsa eğer kedi köpekleri ile sınırlı.Ufku dar.Tanıdığı bildiği tek erkek kocası.Koca bütün gün dışarıda. Çalışıyor ve eve ekmek getiriyor. Çalışan çoğunluk erkek olduğu için, kadının çalışan kimliği olmadığı için erkeğn dış dünyada herhangibir kadına rastlama ve eşin aldatabilme olasılığı kısıtlı. Varsa bile evdeki kadın bu durumdan bi haber.

Evlilik daima bir sözleşmedir. Sözleşme. İmza atmak demek, sözleşme yapmak demektir. Ortada bir akit mevcuttur. o aktin yazılı kuralları olmasa dahi toplumsal kuralları vardır. Eski insanlarde akde vefa duygusu daha fazlaydı. Erdem daha fazlaydı. Hoşgörü ve kabullenme daha fazlaydı. Dış dünya ile iletişim daha azdı. Ego daha azdı.

Ya şimdiki evlilikler. Çalışma hayatı, kadın da erkek de dışarıda.Kadın da erek de karşı cinsle sürekli iletişim içinde, kadının da erkeğin de ekonomik özgürlüğü elinde. En önemlisi insanların birbirlerine olan sabırları ve tahammülleri tükenmiş artık. Egolar daha yüksek. Teknoloji gelmiş, özgürlükler daha fazla. İletişim daha fazla.

"Aşkın ömrü üç yıldır o da en mükemmel kadınla" demişti yazar Frederic Beidbeder kitabında. Şimdiki evlilikler ne yazık ki 1 yıl bile sürmüyor. Aşkın ömrü kaç aya düşüyor böyle olunca?

Özellikle 2000 yılından sonra yapılan evliliklerde boşanma oranı çok fazla. Millenium evllikeri çağın süratine ayak uyduramıyor. Eskiden evlilikler, evlenilecek olan kişinin bir ömür boyu yanında olması isteği ile yaplırdı.Niyet ve amaç çok önemli. Millenium evliliklerinde ise yasak savma ve formalite olarak görülüyr evlilikler. "Olmazsa ayrılırız!!!" mantığı ile yapılıyor.

Eskiden akitler yaptırım demekti, atılan imzanın caydırıcı bazı özellikleri vardı , şimdi mahkemelerdeki dava dosyalarına baktığımız zaman değil evlilik dosyalarının, borç sözleşmelerinin, ortaklık sözleşmelerinin, iş sözleşmelerinin halini de kolayca görebiliriz. Miliennium da ne yazık ki imzanın da bir değeri yok artık. Eskiden insanlar sözlerinin imzalarınn arkasında dururlardı, şimdi ne yazık ki sözlerin de bir değeri yok. O kadar çok söz dolaşıyorki ortalıkta bir kulaktan giren, diğerinden çıkıyor.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..