Milli Eğitim skandalları bir türlü bitmiyor…

Sanki başıboş bir eğitim sistemi… Herkes kafasına göre takılma konusunda yetki almışcasına, skandal üstüne skandal…

Daha bugün Konya’da okul müdür yardımcısının 8’inci sınıfta okuyan bir öğrenciyi dudaklarından öpmeye çalışması skandalını konuşurken telefon çaldı. Bir grup öğretmen bir araya gelmiş, eğitim haberlerine önem veren Olay Haber’i arıyordu. Akıl almaz şeyler iddia ediliyordu: İstanbul Sultanbeyli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullardan para toplanıyormuş. İlçe Milli Eğitim Müdürü için otomobil alınması ile ilgili.

Konuyu enine boyuna araştırıyoruz daha sonraki günlerde bu konudaki gelişmelere değinerek, bazı belgelere de yer verebiliriz.

Geçenlerde yine İstanbul’un eğitim skandallarıyla ünlü Sultanbeyli ilçesinden bazı örnekler vermiştim. Nedense bu bölgeden eğitim ile ilgili o kadar çok doküman geliyor ki…

Konya’daki olaya dönüyorum; acaba müdür yardımcısı kız öğrenciyi babacan bir tavır ile mi öpmeye kalktı?…

Belki de yanağından öpecekti ve dudağı kaymasın diye iki eliyle kızcağızın yüzünü tuttu. Bahane çok…

Sultanbeyli’de yayınlanan Kurtköy İstanbul Gazetesi, geçtiğimiz yıl bir okul müdürünün skandalına yer vermişti ve o konu da normalmiş gibi geçiştirildi; müdür bey arkadaş aranan bir siteye yarı çıplak fotoğraf koyarak bayan arkadaş arıyor ve ayrıca kendisini yalnız olarak da tanıtıyordu…

"İnternet teknolojisi canım müdür de olsa sanal ortamda arkadaş arayabilir, " denircesine geçiştirildi olay. ..

Medyaya yansıyan olaylar var ve bir de yansımayanları düşünürsek…

Zaman zaman eğitim camiasındaki maaş konusunu gündeme getirerek, öğretmenlerimize arka çıkıyoruz. Bu konuda haklılar fakat bir de madalyonun arka yüzüne bakmak gerek; acaba aldığı maaşı hak etmeyenler de var mı?

Mutlaka eğitim camiasında önemli bir araştırma yapılması ve bu kuruma yakışmayanların elenmesi gerekiyor ki kurunun yanında yaş da yanmasın.

Öğretmenler yapılan haksızlık...

Elbette Milli Eğitim'deki skandalları yetmiş üç milyon nüfuslu ülkemiz ile kıyasladığımızda, abartmamamız gerektğini de biliyoruz fakat yine de tek bir pürüz bile olmasın diyoruz…

Bu arada Sağlık Bakanlığı devlet hastanelerinde çalışan doktorlara muayenehane açma izni vermiş. Peki öğretmenlerimize neden başka bir iş açma izni yok? Öğretmen iş yeri açtığı zaman, "Devlet memurusun açamazsın, " deniliyor da doktorlara neden bu imtiyaz tanınmış…

Bir örnek; doktor bey devlet hastanesinde çalışıyor fakat İstanbul’un Caddebostan gibi lüks semtinde muayenehanesi var. Kendi özel hastalarını, başında bulunduğu devlet hastanesinin psikiyatri kliniğine yatırtarak, ayrıca bu hastalardan kendi özel muayenehanesinde de özel hastası gibi her ziyarette 200 YTL ücret alabiliyor ve bun duruma, konuştuğumuz sağlık bakanlığı yetkilileri "Normal, " diyorlar…

Öğretmen sokakta limon satmaya kalksa 'suç', özel hastanı götürüp devlet hastanesine yatır ve ayrıca ondan her özel ziyaretinde 200 YTL al 'suç değil' ; bunun neresi etik anlaşılmaz…

Sağlık Bakanlığı nedense bu yazdıklarımız ile ilgili olarak kendileri ile de konuşmamıza rağmen, ilgisiz kalıyorlar… Oysa hataların üzerine gidilmesi açısından bizimle diyaloğ kurabilse, kim bilir ne skandallar ortaya çıkacaktır…

Bence Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı’nı örnek almalı ve öğretmenlere de iş yeri açma veya boş zamanlarında çalışma olanağı sağlamalıdır.

Sağlık Bakanlığı ise devlet hastanelerine çalışan doktorların özel hastalarını devlet hastanelerine yatırmaları konusunda hassas davranmalıdır…

Bu şekilde doktorun devleti kullanarak hastaya kıyak geçmesi ve hastanın da kendisine kıyak geçen doktora açıktan para kazandırması önlenmiş olur…