Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '16

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog'da beşinci yıla girerken

Milliyet Blog'da beşinci yıla girerken
 

Görsel alıntı


Bugünlerde Milliyet Blog sitesinin 10’uncu kuruluş yılı kutlanırken, bizde bu yazın okyanusunda yüzmenin beşinci yılına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Milliyet Blog sitesinin kuruluş tarihi ile bizim Milliyet blog sitesine kayıt tarihimiz yıl olarak değil, ay ve gün olarak ( 12 Nisan 2012  ) birbirine yakın.

Bazı yazarlarımız Milliyet Blog’un kuruluş yılını kutlamak amacıyla toplantılar düzenlemeyi isterken, bazıları da blog yazılarıyla kutlamayı uygun görüyorlar. 

Milliyet Blog’un kuruluş yılı kişisel kutlamalardan ziyade, MB kurucu üyelerinden ve kıdemli üyelerden oluşacak geniş bir yazar grubu tarafından, aylar öncesinden gerekli hazırlıklar yapılmak suretiyle en çok üye yazarların bulunduğu İstanbul ve İzmir’de çeşitli etkinlikler içinde kutlanabilir.

Böyle bir kutlamaya çevre illerdeki MB yazarları da katılabilme imkânı bulabilir ve daha geniş basın ve okur kitlesi de haberdar olur. Elbette bu bizim şahsi görüşümüzdür.

Bu kadar üyesi bulunan ve on yıl gibi uzun süre aralıksız hizmete devam eden Milliyet Blog’un kuruluş yılı neden daha görkemli bir şekilde kutlanmaz bilemiyorum.  

Geçen dönemlerde MB için bağ ve bahçemiz dedik itiraz edildi, kıyamet koptu. İğneli, çuvaldızlı yorumlar, görüşler ortaya atıldı. Hayır, MB huzur bahçesi değil, huzursuz bahçedir dediler.

Görülüyor ki yazarlarımızın Milliyet Blog’un kuruluş gününü kutlama istek ve arzuları sevginin ve huzurun işaretidir.

Bu kez Milliyet blog için “ Milliyet Blog yazın okyanusu “ diyorum. Belki buna itiraz etmezler. 

Milliyet Blog dünyaya farklı bakmak, yazın yönünden yaşamsal deneyimler kazanmak ve daha fazla olgunlaşmak için bir YAZIN OKYANUSUDUR

Bu yazın okyanusunda yavaş, yavaş yüzülür. Sonra kulaçlar açılır okyanusun derinliklerine ve limanlarına varılır, nice arkadaşları tanıma fırsatı yakalanır.

Düşünce ve görüşlerimizi yüreğimize yazamıyoruz, yüreğimiz çam kozalağı misali küçük ve daracık bir yer, akıldan geçenler yerekte yazılmaz. 

Akıldan geçenleri iç dünyamıza da hapsedemiyoruz çünkü onlar henüz dış dünyaya intikal etmediği için masumdurlar. 

İç dünyamızdakileri dış dünyaya yansıtmak için ise emir almayan, emir vermeyen, hakaret içermediği müddetçe her akıldan geçenleri yayınlayacak daimi ve özgür bir sayfanın olması gerekir, bu sayfa Milliyet blog yazın okyanusu olmalıdır.

MB okyanusu için sular çekilir, okyanus kurur diye endişe edenler var. Biz MB okyanusun hiç kurumayacağını, hareketli dalgalarla okurlara daha yararlı bilgiler sunacağına inanıyoruz.

Dille kolay sayıları on binleri bulan üyeleriyle bu kadar uzun ömürlü bir site yoktur. Dünya var oldukça, yaşam devam ettikçe MB yazın okyanusu da hep böyle var olsun.

MB yazın dünyası bir okyanustur. Mavi uçsuz bucaksız her limana uzanan, dalınca derinliklerine varılan, yazarı sarıp sarmalayan, kucaklayan her kulacında insanı içene çeken içtenlikli bir okyanus.

Böyle bir okyanusun içinde birbirini seven, sayan aynı okyanusun varlıkları olduğunu bilen değişik insanlar, birbirini tanırlar dostluklar ve arkadaşlıklar kurarlar.

Milliyet Blog yazın okyanusa rahat girilir çok zor çıkılır. Bu okyanusta beyin değişir, bilgiler daha fazla gelişir önceki hallerde bir değişiklik meydana gelir. İnsan kendisini mutluluk okyanusunda görür.

Dileğimiz daha nice yazarlarımız MB üyesi olsun, akıllarından geçen ve iç dünyalarında biriken düşünce ve görüşlerini yazsınlar.    

Yazın okyanusunda kimse size “ Sayın yazar ne oldu bu günkü yazınız neden geç kaldı, lütfen daha dikkatli ve özenli olunuz” diye azarlamaz.

Dilediğiniz anda, dilediğiniz zaman, akıldan geçenleri yazarsınız. İsterseniz bir müddet ara verirsiniz.Siz yine yazın okyanusu Milliyet Blog’un değerli bir üyesisiniz.

Peki, neden yazmak isteriz, daha doğrusu neden yazar olmak isteriz? Bizden önceki yazarlarımızın yazdıklarını okuyup hoşlandığımız ve beğendiğimiz için yazmak isteriz.

Bazen güzel ve tatlı olanların yanına ekşi ve nahoş olanları da katarız ki yazıya bir anlam kazandırsın.

Bir yerde okumuştum, eleştiricilerin sözlerine aldırmayın, şimdiye kadar hiçbir eleştiricinin heykeli dikilmemiştir.

Nedense daima sevgi, saygı, sağlık ve mutluluk dilekleri içeren sözlerle yazı, mesaj, yorum ve yorum cevapları yazmayı ve öyle hitap etmeyi adet haline getirdik.   

Muhabbetinde sözlerin kurşun olmasın, hapset yüreğinde ağzın namlu olmasın.

Kötü söz söyleme dil tetikte kalmasın, kötü sözler seni, beni, sevenleri kırmasın.

Bilirsin söz vardır sevgiliyi küstürür, söz vardır sevgiyi bitirir. Kötü söze göz perdeni çek, dilini bağla, kulaklarını tıka.

Kötü sözü duyma sağır ol, ahraz ol, görme, peşinden gitme, ayaklarına pranga bağla.

Kelepçe tak ellerine hiç uzatma, yüreğin yansa alev alsa da kapısına kilit vur.

Yansın yüreğin köz olsun, kömür olsun. Sözlerin şahsi gaye için olmasın.Söz vardır sevgiyi başlatır, söz vardır dostluğu pekiştirir. 

Yanan yüreğin küllerini rüzgâra savur. Yaslanma nemli duvara, nemli duvar çabuk yıkılır.

Tutunma çürük dallara, çürük dallar tehlikelidir hemen kırılır, sözler namludan çıkar, gider hesapta olmayan hedefi vurur.

Rüzgâr sözleri dağıtır, yağmur sözleri ıslatır, sözler kurşun olur seni, beni sevenleri ağlatır.

Sözler ağızdan çıkar sekmez gider hedefi vurur, sözler vardır sevgiliyi küstürür, dostluğu bitirir.

Böyle sözleri sevmeyenler de vardır. Olsun biz yine onlara da sağlık ve mutluluk dileklerimizi gönderiyoruz.. Lakin onların iğneli ve çuvaldızlı söz ve söylemlerine daima karşı çıkarız. 

MB okyanusu iyi ki kuruldun, iyi ki birbirinden değerli bunca üye yazar sahibi oldun ve onları limanında barındırdın.

Hep sağlık ve mutluluk içinde yaşama devam etmeni diliyorum. Tüm çalışanlarına saygılar sunuyorum, başarılarını diliyorum.

MB okyanusun kıymetli yazarları ile birlikte bu mavi uçsuz, bucaksız okyanusta daha güçlü kulaçlarla yüzmeyi, yeni derinliklere ve limanlara varma umuduyla tüm yazarlarımıza saygılar sunuyorum, sağlık ve mutluluk diliyorum.  

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..