Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '16

 
Kategori
Haber
 

Moloz ve Cenaze

Moloz ve Cenaze
 

Molozdaki cenaze


İnşaatlarda can güvenliğinin olmadığı, ruhsat belgesi olmadan izinsiz çalışmalar yapıldığı, çalışanlar ile sorumluların iş hakkında tecrübesiz olduğu, inşaat denetiminin yapılmadığı söylemlerine rağmen 6331 sayılı işçi sağlığı iş güvenliği yasası ile de iş kazalarının önüne bir türlü geçilemedi. Maalesef, bir inşaat işçisinin cesedi inşaat molozlarının içerisinde bulundu.

Sarıyer’deki bir inşaattan aldığı molozları Kağıthane’deki moloz döküm alanına döken kamyon şoförü molozların içinde bir erkek cesedi olduğunu fark ederek durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yeri inceleme ekipleri yaptığı incelemede cesedin molozların geldiği inşaat şirketinde çalışan 21 yaşındaki Veysel Karani Keleşoğlu’na ait olduğunu belirledi. Ceset yapılan incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Polis ekipleri, inşaat işçisi Veysel Karani Keleşoğlu’nun iş kazası sonucu hayatını kaybetmiş olabileceği üzerinde dururken soruşturma çok yönlü olarak devam etmektedir.

Bir hayvana bile yapılsa insanın vicdanını sızlatacak belki de kamuoyunda uzun süreli şiddetli tartışmalara neden olması gereken bir olay bu ama ölüme o kadar çok alıştık ve kanıksadık ki. Genç işçinin cesedinin şirketin imajı gölgelenmesin, zedelenmesin diye inşaat moloz artıkları ile döküm yerine atılmış olma ihtimali, gelişmemiş ülkelerde özellikle orta doğuda insana verilen değerin Ülkemize de yansıması mıdır diye düşünmeden edemedim! Bu olay inşaatlarda halen güvensiz koşulların olduğunun yanında çevremizde kullanılan “fakirin Cenazesi, zenginin O…p…ğu duyulmaz” sözünü, Yunus Emre’nin “şöyle garip bencileyin”

“Bir garip ölmüş diyeler

Üç günden sonra duyalar

Soğuk su ile yuyalar

Şöyle garip bencileyin” şiiri ile

Turgut Uyar’ın “Bir Garip Ölmüş Diyeler” şiirini hatırlattı;

“şöyle sessizce ölüp gitmeliyim

bir yaz gecesi Gülhane parkında.

şu hazin ömrü tamam etmeliyim..

geç saatlere kadar oturduğum,

denize bakan bir sırasında

kırık dökük hatıralar arasında.

ne vasiyet, ne uzun boylu veda

ölümüme hiç kimsenin aklı ermesin

gözlerim birdenbire kapanıversin.

ne kimseye borcum, ne alacağım

ne birikmiş beş on kuruş cebimde.

ne kimseyi sevindirmiş, ne üzmüş olacağım.

ne gazetelerde ne de radyoda

ölümüm kimseye dert olmamalı.

kim tanır zaten beni dünyada.

insanlar her günkü gibi şen şakrak

tabutum Merkez Efendi'ye giderken

üç beş kişinin omzunda gıcırdayarak

birkaç kişi başlarını eğsinler,

sonra ardımdan bakıp acıyarak

- Bir garip ölmüş desinler”

Ne yazık ki; moloz ile cenazenin birlikteliğine şaşırmayan hatta ikisini özdeşleştiren yüreği katılaşmış bir toplumun bireyleri olarak ölen işçi Veysel Karani Keleşoğlu için de rahmet okuyamıyor, içten, “bir garip ölmüş” bile diyemiyoruz hep beraber!

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..