Mühendisçe

Mühendislik bilim ve matematiksel prensipleri, tecrübe, karar ve ortak fikirleri kullanarak insana faydalı ürünler ortaya koyma sanatıdır. Bir başka deyişle mühendislik, belirli bir ihtiyacı karşılamak için gerekli teknik ürün ve sistemi üretme sürecidir. Mühendislikte araştırma, tasarım, analiz etme, geliştirme, test etme ve pazarlama gibi çeşitli seçenekler kullanılır. 

 

Kime mühendis denir, kimler mühendis olabilir, mühendisliğin belirgin özellikleri nelerdir?

 a-Mühendis içinde bulunduğu kuruma ve sosyal yapıya pozitif ivme kazandıran insandır..

b-Mühendis kendine güveni tam, cesur insan demektir. 

c- Mühendis demek, mühendisliğin sembolü olan cetvelden daha düzgün insan demektir. Yalancılar asla mühendislik yapamazlar. 

d- Mühendisler sürekli olarak büyük yatırım projelerinde karar mercii olduklarından ulusal çıkarları daima her türlü çıkarın üstünde tutarlar. 

e- Mühendisler riski severler ve risk ile birlikte yaşamayı bir yaşam biçimi olarak kabul ederler. Cephedeki bir asker gibi kendini, ulusunun yapmış olduğu teknolojik bağımsızlık savaşının bir cephe komutanı olarak görür. 

f-Mühendisler kendi mesleklerini daima politik ve siyasi tartışmaların üzerinde görürler. Siyasi kamplaşmalardan uzak durup, bir geniş cephe içinde ulusunun teknolojik bağımsızlık savaşı içinde yerini alır. Uygulamalarında asla partizanca davranmaz ve partizanca yapılan baskılara da boyun eğmez.

g-Mühendisler ücretini üretimi artırdığı oranda alırlar. 

h- Mühendisler makinelerden ziyade insanların sevk idaresinden sorumlu oldukları için insanlar ile iyi iletişim içinde olup toplumcu ve ulusçu anlayışa sahip olurlar.

i-Mühendis ulusuna ve topluma daha faydalı olabilmek çaba sarf eden insandır.

 

Bir ürün, örneğin bir yapı üretilirken üç temel kriteri bünyesinde barındırırsa mühendislik eseri sayılır. 

1-Yapılan yapı veya ürün sağlam, güvenilir olmalıdır.

2-Yapılan yapı veya ürün ekonomik olmalıdır. 

3-Yapılan yapı veya ürün en son olarak güzel estetik, doğayla uyumlu olmalıdır. 

 

İkizdere vadi insanı mühendis gibi düşünüyor ve yaşıyordu. Doğaya uygun evler inşa etmişlerdi. Güvenilir, sağlam, ekonomik ve estetik. İnsanlığa yararlı evlatlar yetiştirerekte mühendislik kariyerlerini daha da yukarlara taşıdılar ayrıca. 

 

Aslında tüm bu tanımlamaların yanında mühendisliğin en genel evrensel tanımı sosyal sorumluluğu da kapsayan tanımdır. Mühendis; doğadaki malzemeyi insanlık yararına örgütlerken, insanlığı da insanlık yararına örgütleyen kişidir. 

 

Ülkemizde yaşanan deprem, sel, yangın gibi felaketlere yaklaşımımız diğer sosyal ve ekonomik olaylara olduğu gibi hep az gelişmişliğin sürekliliği ile bağdaşan nitelikte olmuştur. Bizler, heyelan bölgelerini, dolgu alanlarını, dere yatak ve boylarını, alüvyonlu toprakları, yer altı su seviyesinin oldukça yakın ovalarını, yoğun ve çok katlı yapılaşmaya açarak felaketlere destek vermişiz. Kalabalık bir yere alışverişe giden bir vatandaş bile bütün parasını bir cebine koymayarak parasının çalınma riskini azaltır. Oysa biz, sanayimizin % 75’lik dilimini, nüfusumuzun 1/3’ünden fazlasını deprem riskinin en yoğun olduğu yerlerde toplamışız. Doğal olarak iş gücümüzün önemli bir bölümünü yetişkin ve kalifiye elemanlarımızı bu bölgelerde barındırıyoruz. 

 

Ülkemizde şöyle bir geçmişe baktığımızda doğaya ve mühendislik normlarına uygun yapılmayan yapıların, nice insanlarımızı öldürdüğü ve nice ekonomik zararlara neden olan üzücü olayların yaşandığını hatırlıyoruz. Dere yataklarında yapılan binaların sele gittiğini, deprem zonu üstünde yapılan yapıların depremde yok olduğunu, heyelan bölgesindeki binaları heyelanların yok ettiğine tanık olduk. 

 

“Bana verilen mühendislik unvanına daima layık olmaya; onun bana sağladığı yetki ve yüklediği sorumluluğu bilerek, hangi şartlar altında olursa olsun, onları ancak iyiye kullanmaya; yurduma ve insanlığa yararlı olmaya, kendimi ve mesleğimi maddi ve manevi alanlarda yükseltmeye çalışacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”  Mühendislik yeminine bağlı kişi mühendistir.

Sonuç olarak; ülkemizin var olan gerçekleri ışığında bundan sonra acılar ve felaketler yaşamamak için, bilime ve mühendisliğe daha çok değer vermek zorundayız. Doğayla barışık yaşamak, bilimsel ve çağdaş ölçülerde ürün ve yapılar üretmek temel zorunluluktur. Bir daha ulusumuz ve biz; selin, heyelanın ve sismik boşluktaki enerjinin hışmına uğramamamız dileğimle.  

 

Hoşçakalın

 

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi