Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ağustos '13

 
Kategori
İnançlar
 

Müslüman Kardeşler

Müslüman Kardeşler
 

“Müslüman Kardeşler” örgütü 1928 yıllarında Mısır’da kurulmuş; oradan hemen hemen bütün İslam alemine yayılmış ; kimi zaman yeraltına inmiş kimi kez yönetimlerle açıkça çarpışmış bir siyasi oluşum.

Müslüman Kardeşler örgütünün her ülkedeki  adı farklı fakat dünya görüşleri hemen hemen aynı.. Neleri kabul ediyorlar veya etmiyorlar. Yaptıkları çeşitli deklarasyonlara göre:

1. Demokrasiyi kabul etmiyorlar. Demokrasi ancak kendi istedikleri rejim kurulana kadar geçerli olabilir. O rejim de “Şeriat” rejimidir. Şeriat gerçekleştikten sonra artık Demokrasiye gerek yoktur. Hatta Demokrasi Şeriat rejiminin gerçekleşmesi için zararlı olabilir.

2. Her şey adalet ve siyaset Kuran’ın isteklerine göre gerçekleştirilecektir. O istekleri , Kuran’ın dilini ancak Din adamları yorumlayabilir. O bakımdan din adamlarının bir ülkedeki rolü siyasetçilerden daha üstün olmalıdır. Din adamlarının da üstünde onların da biat edecekleri Devlet adamı dini ve devleti bütünüyle temsil eder.

3. Müslüman Kardeşlerin hüküm sürdükleri bir ülkede  artık herkes kardeştir ; o bakımdan birlik ve beraberlik esastır. Kimse  yöneticilerden farklı düşünemez ve düşüncelerini açıklayamaz.  En üst yöneticiye biat şarttır. Biat, bir bakıma en üst Yöneticinin sözlerinin kanun olmasıdır. Onun söylediklerine kayıtsız şartsız uyulmalıdır. Çünkü doğru yolu yalnız O bilir.

4. Müslüman Kardeşlerin tam anlamıyla hakim olmadıkları bir ülke , “Cihad Ülkesi”dir. Orada açıkça savaş vardır. Tam şeriat uygulanıncaya kadar devlete karşı Cihad sürmelidir.

5. Müslüman Kardeşlerin Dili Kuran’ın dilidir. Arapça’dır. O bakımdan dili Arapça olmayan; camilerinde Arapça namaz kılınmayan; ezanı Arapça okunmayan bir ülke kafir ülkesidir. Kuran’ın dili her yerde hakim oluncaya kadar  mücadele devam eder.

6. Şeriatın hüküm sürmediği bir ülkede , iki türlü adalet olabilir . Bir, Müslüman olanlara uygulanacak olan “Şer’i  Hukuk” ; iki, diğer herkese uygulanacak olan  “Positive Hukuk”  Müslümanlara özel hukuk uygulanması şarttır. Giderek , her ülke “Şeriat Hukuku”nu benimseme zorunludur.

7. Bütün ilmin temeli Kuran’dır. O bakımdan önce Kuran öğrenilmeli ve öğretilmeli; zaman kalırsa diğer bilimlere geçilmelidir.

8. Sanat , özellikle sanatın bazı dalları  dini  açıdan sakıncalıdır. Resimde , figür, insan şekli kesinlikle yasaklanmıştır. Ressamlar, şairler (genelde sanatçılar)  toplum dışıdırlar.

9. Toplumda kadınlar ikinci sınıf  varlıktırlar. Onun için onlara , erkeklere göre daha az miras verilmeli ;  şahitlikleri kabul edilmemeli  ve kadınlar daima “kapalı” olmalıdırlar.

10. Müslüman Kardeşler her yerde her zaman, birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar. Bütün insanlık birbiriyle kardeş oluncaya kadar  (şeriat hakim oluncaya kadar) bu sürmelidir.

Gördüğünüz gibi bu ilkelerden çoğunu aklı başında bir Müslüman hiçbir zaman kabul etmez; ve hiçbir zaman bu ilkelerin doğru olduğuna inanmaz.

Fakat İslam ülkelerindeki insanların çoğu  ne yazık ki bu gibi ilkelere göre yaşıyorlar. Yaşamak istiyorlar. Ve kendi ülkesindeki bütün insanların da aynı şeylere inanıp, aynı şekilde yaşamalarını istiyorlar.

Aklı başında insanlar bütün bu ilkelerin ve burada dile getirilmeyen bir sürü akıl dışı yaşam isteklerinin ne kadar saçma olduğunu görüp; direniyorlar.

Aslında “Müslüman Kardeşler”le aklı başında Müslümanların hesaplaştığı bir çağda yaşıyoruz.

Eğer Müslümanlık Aklı öngören bir dinse;  sonunda mutlaka akıllı insanlar , dinini akıllıca yaşayan insanlar kazanacaktır. Ama sanırım bu çok uzun bir süre alacaktır. Çünkü akıllanmak ancak sağlam bir eğitimle mümkündür. Bu ülkelerdeki eğitimin nereye gittiği ise bellidir…

Müslüman kardeşler, şeriatçılar  dünya ülkeleriyle hiç de iyi geçinmek istemiyorlar. Her zaman için İsrail en büyük düşmanları, ikinci büyük düşman ise ABD’leri … Bunun için silahlanıyorlar.

Her zaman için büyük devletlere saldırmayı ve onları mahvetmeyi öngörüyorlar ve bunun için onlar tarafından bir bakıma “Terörizm” bir araç ; düşmanı mahvetmenin bir aracı…

“Müslüman Kardeşler” çeşitli ülkelerde  “İhvan-ül Müslimin”, “Taliban”  , “Hizbül- Tahrir” , “Hamas” , “Nahda hareketi”… gibi partiler ve gruplar görünüp, bir bakıma  bu anlayışın sahipliğini yapmaktadırlar.

“Müslüman Kardeşler” in Türkiye’deki uzantısı nedir?  Bazıları  “Milli Görüş”ün ve bu görüşün temsilcilerinin Müslüman Kardeşlerin Türkiye’deki uzantısı olduğunu söylerler. Ondan da ötesine Rufailer karışır.

Asıl çelişki  şeriatçılarla laiklik yanlıları arasındadır. Bütün çevre ülkelerinde durum böyledir. Bu durumdaki bir çelişki, ancak  akıl hakim oluncaya kadar sürecektir.

Avrupa ülkeleri , yüz yıl savaşlarında durmadan birbirleriyle falan mezhebin yada filan mezhebin daha iyi olduğu , onun devlete  hakim olması konusunda çekişmişler, savaşmışlar ve sonunda bu işin sonunun olmadığını anlamışlar ve sonunda laikliği asıl ilke edinip, herkes kendi köşesine çekilmiştir. Artık orada falan mezhebin memleketi yöneteceği gibi bir iddia kalmamıştır. Ama biz de vardır. Komşularımızda da onu görüyoruz. Ve bu çekişme sürüp gidiyor. Ne zamana kadar? Belki insanlar yeniden akıllanıncaya kadar… Başka ne diyebiliriz.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..