Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '07

 
Kategori
Matematik
 

Mustafa İnan

Mustafa İnan
 

Ülkemizin yetiştirdiği ender bilim adamlarından biri olan Mustafa İnan 1911 yılında Adana’ da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Adana Fransızlar tarafından işgal edilince ailesiyle birlikte Konya’ da ki akrabalarının yanına giderek orada 2, 5 yıl kadar yaşadı. İşgal bitince ailesi ile Adana’ ya geri döndü. Liseye kadar öğrenimini Adana’ da sürdürdü. Yatılı okuldaki lakabı 'Riyaziyeci (matematikçi) Mustafa' idi. Bazen matematik derslerini öğretmen yerine o anlatırdı. 1931 yılında liseyi birincilikle bitirerek o yıllardaki adı Yüksek Mühendis Mektebi olan şimdiki İstanbul Teknik Üniversitesi’nin sınavlarına girdi ve birincilikle kazandı.

İTÜ’yü de birincilikle bitiren Mustafa İnan, doktora eğitimi almak üzere devlet bursuyla İsviçre’ye gönderildi. Zürih’te “fotoelastisite” alanında yaptığı doktora çalışması nedeniyle kendisine yapılan teklifleri geri çevirerek bu ülkede kalmadı ve İTÜ’ye öğretim üyesi olarak geri döndü. Yokluklar içerisinde süren yaşamı ona büyük zorluklar yaşattı. Evinden üniversiteye yürüyerek gidip geldi. Ama o buna hiç aldırmadı. O, Türkiye’de ilk doktora çalışmasını başlattı. Kendini ülkemizde iyi bilim adamlarının yetişmesi için çalışmaya adadı.

34 yaşında profesör olar Mustafa İnan, İTÜ İnşaat Fakültesi Dekanlığı ve İTÜ Rektörlüğü görevlerinde bulundu. Süleyman Demirel’ in de hocalığını yaptı. Cemal Gürsel tarafından teklif edilen Milli Eğitim Bakanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı görevlerini üniversitede hocalık yapmak istediğini belirterek reddetti. 1961’den vefatına kadar TÜBİTAK’ın bilim kurulunda görev aldı. Yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak daha 56 yaşındayken 1967 yılında aramızdan ayrıldı.

Prof. Dr. Mustafa İnan’ın yaşam öyküsü, öğrencisi Oğuz Atay tarafından “Bir Bilim Adamının Romanı” adıyla kitaplaştırıldı. Mustafa İnan mühendisliğin yanı sıra edebiyata da büyük ilgi duydu. Türkçe, Farsça, İbranice, Yunanca ve Arapça kelimeler ve anlamları üzerine çalışmalar yaptı. Dilbilim konusunda kitap yazmayı tasarladı fakat buna ömrü yetmedi. Yalnızca “Dil ve Matematik” adlı makalesini yayınlayabildi. Edebiyatın yanı sıra Kızılderililer'den Arya-Daharma'ya, Düşünme Sanatına kadar birçok konuyla ilgilenmiş, bunlar hakkında yazılar yazmış, seminerler vermiştir. Ardında 5 özgün kitap, 4 çeviri kitap, 20 araştırma makalesi ve çok sayıda zengin içerikli yazılar bıraktı.

Onun bugün bile geçerliliğini koruyan şu cümleleri dikkate değer: "Çocuklarmıza durmadan tekrarlıyoruz: Muhakkak yabancı dil öğren! 'Düşünmeyi öğren!' derseniz bir hakaret oluyor. Düşünmeyi öğrenmek de, herhalde yalnız düşünmenin kanunlarını bilmek değildir. Belirli problemleri çözebilmek için elbette belirli bilgileri öğrenmek gereklidir; fakat bence önemli olan, asıl güçlük, problemleri kurmaktır. Çoğumuz problemleri yanlış kurduğumuz için, daha baştan çözümsüzlükle karşılaşırız."

Adana’nın yetiştirdiği bu değerli bilim ve düşünce adamının adı bugün İTÜ Mustafa İnan Merkez Kütüphanesi, Ankara Tübitak Mustafa İnan Salonu ve Adapazarı civarında bir otoyol viyadüğünde yaşıyor. Benim bildiğim kadarıyla Adana’da herhangi bir yere adı verilmiş değil. Hasan Şaş, Fatih Terim kadar Adanalı değil demek ki !..

 
Toplam blog
: 29
: 3606
Kayıt tarihi
: 22.02.07
 
 

Uçak yüksek mühendisiyim. Evli ve 2 çocuk sahibiyim. Okumayı, yazmayı, gezmeyi, görmeyi, yeni şeyler..