Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '15

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Ne yiyeceğimizi şaşırdık; bütün yiyecekler hem faydalı hem zararlı

Ne yiyeceğimizi şaşırdık; bütün yiyecekler hem faydalı hem zararlı
 

Yenidünya düzeninin kurucusu Kerim Korkut işini gücünü bırakmış “gırtlak” yazıyor… E gırtlak da bu düzenin konusu! İnsanlık zor durumda sizin haberiniz yok. Ama biz biliyoruz; bilmek zorundayız. Aydınlanma çağının sonucu her şey açığa çıkmaya başladı. Size eskiden “haşlanmış patates”in zararlı olabileceğini söyleseler gülerdiniz herhalde.

Sen ne diyon hemşerim, yenilen içilen ne varsa o diyor zararlı, bu diyor faydalı; su içerken bile tereddüt ediyoruz. Siz nasıl rahat yemek yiyorsunuz anlamıyorum; ben endişeden bazı akşamlar aç yatıyorum. Tabii benimki takıntı, ben paniğim/psikolojiğim, siz akıllısınız, rahatsınız!

Boş laf tabii ki! Hayatın bir dakikası benim için önemli. Boş insanlar boş verir. Sağlık endişesi duymak akıllı insanların davranışıdır.

İyi de durum buysa bizler ne yapacağız! Yiyip içmek zorundayız. Yiyecekler de masum değil. Ne yesek faydası var ama zararı da var. Güzelim sulu Niğde elmasını tam ağzıma götürüyorum Canan hoca “şeker” diyor ve şeker vücut için “zehir” miş! Gel de ye! Bile bile de olmaz ki! Peki, içinde şeker olmayan yiyecek var mı? Yani içinde şeker olanları ayırsak geriye ne kalır? Et, süt, yumurta, sebze. Her gün et yiyemezsin. Her gün süt de içemezsin. Keza yumurta. Kaldı ki sebzeler de masum değil. Bize şunu yeme bunu yeme diyenler ne yiyeceğimizi de söyleseler iyi olacak. 16 kalem yiyecek buldum ben. Yeter dedim kendimce. Ve 3 aylık diyete girdim. Ceviz/badem/fındık. Süt ürünleri. Yumurta. Zeytin. Et. Balık. Baklagil. Şeker içermeyen sebze.

Üç ayın sonunda derilerim döküldü, vücudumda yaralar çıktı. Buna karşılık esaslı üç fayda gördüm. Kilo verdim(3 ayda 4 kilo) mide ağrılarım kesildi. Daha az yemeye başladım(şekerli yiyeceklerin uyarıcı etkisiyle yeme isteğini artırdığını düşündüm) Deri döküntüsü ve yaralarla ilgili olarak da daha önce hiç yemediğim kaymak ve fındık/fıstık/ceviz üçlüsünü sorumlu tuttum. Her şeyden ölçülü yemiştim aslında. Yani aşırı yemeden kaynaklanan bir şey olamaz.

Kaymak artı fındık/badem/ceviz benim yiyeceğim olamazdı. Belli ki alerjim vardı. Onun dışında diyet doğru. Ama et, balık pahalı. Yiyebileceğimiz şeyler sınırlı. Artı sanıyorum (yağı serbest bırakıyoruz ya) biz Eskimo değiliz, yağlı kahvaltılarda baskı ve sıkışma da hissettim. Canan hoca tereyağı /peynir öneriyor ya yağdan da tırsıyorum.

Yani şimdi gerçekten büyük sorun. Ortada sağlıklı bir beslenme sistemi yok. Ülkede sağlık bakanlığı var. Kahvaltıda tahin öneriyor; uzman guatrı tetikliyor diyor. Zaten Türkiye’de sağlık bakanlığı sadece hastalanırsan devreye giriyor. Hastalanınca sana gerek yok hemşerim, Azrail var zaten. Sonra da Kerim Korkut “gırtlak” edebiyatı yapıyor diyorlar.

Yiyecek/içecek sonuçta kimyasal bir madde, yararı da zararı da olması normal. Ama hiç değilse neyin yararı daha fazla/zararı daha az olduğunu bilsek; ne yiyeceğimizi bilsek! Ülke uzman dolu ama hiçbir işe yaramıyorlar. Sağlık bakanlığı var cenaze levazımatçısı! Koca bakanlık sağlıklı bir yiyip içme formatı bile yapamıyor. Bu arada bu konuyu önemsemeyenler, klasik yaklaşımlarla konuya yaklaşanlar, sağlıkla işi olmayanlar muhatabımız değil. Böylesine önemli yazılara yemek tarifinin binde biri kadar değer vermeyenlere de Azrail’in adresini veriyoruz!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..