Neden sevdiğini, bilen var mı Cansel ?

Bir dizi film kahramanını böyle konuşturuyordu senarist: “<ı>Neden sevdiğini, bilen var mı Cansel? İnsan, sadece sever işte...” Yüreğimi deldi de geçti bu sözler.

Yıllardır savunduğum, her fırsatta söylediğim, defalarca yazıp çizdiğim duygularıma, bir televizyon dizisinin kahramanı tercüman olmaktaydı. Sevmek için neden aranamayacağını; aşka ve sevdaya, zemin ve mantıklı sebep-sonuç ilişkileri inşa etme çabalarının yersizliğini, aşık bir erkek kalbi, yüzüne kapanmak üzere olan kapının eşiğinde, kadınına haykırmaktaydı. Ve kapandı kapı...

Dünyanın, gelmiş geçmiş en yersiz çabası, bana göre, “aşk”a tarif yapma uğraşıdır. Ben diyorum ki şu yeryüzü üzerinde, gelmiş geçmiş tüm zamanlar boyunca, kaç tane aşk yaşanmış ise işte bir o kadar da aşk tanımı vardır. Her aşk ilişkisi ya da ilişkisizliği, kendi aşk formülü ile gelişir ve kendi aşk ikliminde yaşar, hayat bulur.

Ve bu formül öyle bir formüldür ki hiçbir matematik, fizik, kimya formülü, denklemi ile benzeşmez. Hatta sosyal bilimlerin oyun teorilerine, sürekli tekerrür eden tarihsel vakalarına, planlamalarına, sosyolojik ve psikolojik kuram ve hipotezlerine, şuyuna buyuna da pas vermez.

Aşk, geçmektir. Aşk, çarpılmaktır. Aşk, kontrolden çıkmaktır. Aşk, mantık denilen şeyi süresiz izne çıkarmaktır. Aşk, odur. Aşk, şudur. Aşk, budur.

Aşkın muhasebesi yapılmaz. Aşkın intikamı, kini, rövanşı alınmaz. Aşkın çıkar kalemi, gelir-gider hesapları olmaz. Aşkın çetelesi, kerkenez defteri tutulmaz.

Aşka alternatif sunulmaz. Aşka rakip tanınmaz. Aşka kafa tutulmaz. Aşka efelik yapılmaz. Aşka tuzak kurulmaz. Aşka aşkla panzehir olunmaz.

Bir sarhoşun, bir de aşığın mektubu okunmaz.

Bir mazlumun, bir de aşığın gözyaşında suiniyet aranmaz.

Başta da dedim ve aşka tarif yapmadım ama isterseniz tüm bu yazdıklarıma da kocaman ve kalın bir çizgi çekin. Aşk yaşanır, anlatılmaz. Aşkın; tanımı, tarifi, kuralı, nizamı, intizamı, nedeni, sonucu, sınırı, tel örgüsü, dikenli duvarı, nizamiye kapısı, coğrafyası, zaman dilimi, ırkı, dini, milliyeti, mantığı, şuyu buyu olmaz.

“<ı>Neden sevdiğini, bilen var mı Cansel? İnsan, sadece sever işte...”

Not: Yazı fotoğrafı www.canemforum.com adlı siteden alınmıştır.

@Geçen sene bugün “Prof.Dr.Atilla Yayla, Hocamdı”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=14579