Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Niçin aynaya bakarız

Niçin aynaya bakarız
 

Bazı toplumlarda aynaya bakınca ruhun ayna tarafından hapsedileceği inancı vardır...

Bizde ise tam tersine.. Evden çıkmadan önce zamanımızın büyük bir bölümünü aynanın karşısında geçiririz. Saçımızı, elbisemizi, hatta ayakkabımızı şöyle bir kontrol ederiz. Hani yola çıkmadan önce şoförler arabanın lastikleri patlak mı diye lastikleri tekmelerler ya. İşte öyle...

Evimiz kalemizdir, kalemizde bütün maskelerimizi, zırhlarımızı çıkarır; şeytanlarımızın özgürce dolaşmasına izin veririz. Kimse kimsenin şeytanını görmek istemez. Ev bu yüzden mahremdir. İçimizdeki kötülüklerin zincirlerinden tasmalarından boşalıp rahatça dolaşmalarına izin verdiğimiz için evimizde kendimizi huzurlu hissederiz, değilse bize huzur veren evin sakinliği değildir. Ev içimizdeki hayvanın özgürce dolaştığı ormandır.

Kimse kimsenin şeytanını görmek istemez, kimseye de şeytanını göstermek istemez.

Evden çıkarkan aynaya şöyle bir bakarız. Aslında baktığımız bedenimiz değildir; bedenimizden sızan ruhumuzdur. Ruhumuzun bedenimizden sızıp bizi ele vermesini istemediğimiz için, aynaya bakarız. Zırhlarımızı kuşanırız. Sokağa çıkarız.

Oysa boy aynasına bakmadan önce dakikalarca banyodaki aynada makyaj yapıyoruz ya da tıraş oluyoruz kisvesi altındai çimizdeki şeytanı saklamaya çalışırız. Boy aynasına bakmamızın sebebi son rötuşlardır.

İşimizde, okulumuzda, sokakta gün boyunca başka şeytanlarla savaşırız; bazen ağır darbeler alır, ağır darbeler vururuz. Ne yaparsak yapalım bedenimizdeki ağır zırhlar yerinden oynar. Şeytanın sivri dili, uzun kuyruğu ortaya çıkıverir. Böyle olmasından çok korktuğumuz için gün içinde kadınlar defalarca "makyaj tazelemek" için, erkekler "saçını ıslatmak" için tuvalete gider, zırhların kayan bölümlerini yerine yerleştirir. Şeytanın dilini, kuyruğunu içeri sokar.

Ayna bir sübaptır....

Gün biter, kalemize döneriz. Yine aynanın karşısına koşarız. Bu seferki gidişimizin sebebi hasar tespit çalışmasıdır. Maskelerimiz ne kadar kalın, zırhlarımız ne kadar sağlam olursa olsun onların altındaki bedenimiz ve ruhumuz bu savaştan mutlaka yara almıştır.

Hasarları gidermenin yolu güzel bir duştur....

Bazılarımız duştan önce bazılarımız ise duştan sonra aynanın karşısına geçip uzun uzun çıplak bedenini inceler. Sarkık göğüslerimize, göbeğimize bakıp: "Yaşlanmışım be!" diyenlerimiz kavgada yorgun düşenlerimizdir. Henüz yorulmayanlarımız ise sarkık göğüslerini, göbeklerini tutarak eski günlerini yad ederler.

Şeytan emeklisi olmak için kaç gün daha prim ödeyeceklerini hesaplarlar.

Ayna terapisi, hiçbir psikiyatristin sözünü etmediği ama her hastanın uyguladığı bir yöntemdir.


Aşağılık kompleksiyle boğuşanlar; doğal güzellikleriyle yetinmeyip kral ya da kraliçe olmak isteyenler yapar bunu. Aynanın karşısına geçip: "Cindy Greyfurt'tan neyim eksik be! " ya da "Bu gözler Tarkan'da bile yok yavrum!" diyerek egolarını şişirirler.

Aslında en güzel ayna karşımızdaki insanların gözleridir. Göz en doğal, en parlak aynadır. O gözler ki bir bakışıyla şeytanımızı kovar, bir bakışıyla ruhumuza melekleri yerleştirir. Eğer böyle bir aynanız yoksa diğer aynalar sizi inanın korumaz. Aynalar yalan söyler....

 
Toplam blog
: 114
: 1620
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

1964'te Ankara'da doğdum. Meslek lisesinin elektrik bölümünü bitirip fabrikada ve şantiyede çalıştım..