Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Normalleşme!

Dili laf yapan, eli kaleme yatkın herkes aynı türküyü söylüyor: "Türkiye normalleşiyor." Normalleşme diye nitelendirilen tüm gelişmeler ve kritik YAŞ gündeminin ardından yaşanan kilitlenme asker ile hükümet arasındaki kansız husumetin bir üst rütbeye terfi etmesi sonucunu doğurdu. Muhalefetsiz kalmış siyasi iktidarların nelere kadir olabileceğini görüyorsunuz. Yönetemeyen siyasetin çevreden merkeze doğru kaosa can veren karmaşası günbegün daha parlak biçimde belirginleşiyor.

Ekonominin büyüme yönünde ivme kazandığı iddia edilen şu zamanda anılan anlaşmazlık nereden çıktı?Herşey çok iyi gidiyor ise çatışmanın iki tarafı niye uzlaşmaya yanaşmıyorlar?Bana kalırsa toplumda dipten dibe devam eden kutuplaşma potansiyeli ne zamandır devlet zirvesine de ulaşmış durumda. Sokaklar tekinsiz hale geldikçe bu durumun müsebbipleri olup canını kurtarmak isteyen siyaset esnafları her sabah yataklarından "Bugün askeri nasıl itibarsızlaştırırım? sorusuyla uyanıyorlar. Oynadıkları oyunun tehlike derecesinin farkında değiller sanırım. Mahkemelerin kendileri hakkında en adaletli kararı vereceklerine inanıyorum

"Balyoz, İrtica Eylem Planı, Poyrazköy Silahları, Amirallere Suikast, Karargah Evleri" davaları Ergenekon Süreci'nin ülkemize kazandırdığı siyasi promosyonlar. Şu zamanda demokrat olmak için Silahlı Kuvvetleri yermek şart oldu.

Oysa tüm hikaye 2007 yılında yayımlanan 27 Nisan e-muhtırası ile başlamıştı. Aynı yılın Haziran ayında Trabzon'dan yapılan bir ihbarla polis Ümraniye'de bir gecekonduda eliyle koymuş gibi el bombaları ve silahlar buldu. Ardından mağdur rolü oynayan hükümete karşı darbe yapacakları iddiasıyla bazı isimler 2008-Ocak ayında tutuklanmaya başlandı. Bu esnada 1. ve 2. etap Ergenekon Davaları bir ismi ortaya çıkarmıştı: O isim Zekeriya Öz'dü.Gizli tanıklar, usulsüz telefon dinlemeler, tutuklamaların yargısız infaz halini alması gibi durumlar üst perdeden söylenen hukuk garabetleri idiler. Bu tertiplerin ardındaki isim Emniyet ve Adalet Bakanlığı'ndaki F-Tipi yapılanma-MİT-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve cemaat arkadaşları bana kalırsa.Taraf Gazetesi'ne belgeleri sızdıranlar da aynı gruptan.

Komplo teorilerinden biraz başımızı kaldırırsak göreceğimiz resim şu olur: Türkiye'de rant dağıtım mekanizmasıyla sermaye el değiştirirken orta sınıf çöküyor. Üstelik medeni dünyaya ait değer yargıları cemaatleşmenin getirdiği yozlaşma yüzünden bir bir tüketilmekte. Yoksullaşmanın tüm süreçle at başı gitmesi bize en büyük tehlikeyi işaret etmektedir: O tehlike orta sınıfın beli kırılmasıdır. Özal'ın ortadirek diye adlandırdığı toplumu taşıyan omurga aşırı yoksulluk yükünün altında eziliyor. Geçim koşullarının savaş zamanını andırması üst düzey kavgaların gerçekçiliğini yitirmesine yol açıyor. En zengin ile en fakir arasındaki gelir farkının 8 kata ulaşması yukarıda anlatılan tablonun baş aktörü kanımca. Sosyal ilişkileri bu denli zehirleyen yoksullaşma özel sektörü de kredi bağımlısı haline getirmiştir. Borçlanmaya meftun bir ekonomik altyapı üstyapı kurumlarını sarsmaya devam ederken üstelik. Etnik bilincin bu denli keskinleşmesini kanserli hale gelmiş sosyal bünyede aramamız gerekmez mi?Yoksulluk depreminin yarattığı artçı dalga Türk-Kürt kutuplaşması kılığına girip yıkıcı biçimde sahillerimize vuruyor.

Sermaye kesiminin halka peşin satan tüccarın rahatlığıyla bankalarını kullanarak borç vermesi uçuruma doğru giden bozuk bir ekonominin yol işaretleri değil mi?Bizlerin bu kadar gamlı baykuşluk yapması yanılma payını ısrarla istemekle eşdeğer. Samimiyetle yanılmak istediğim zamanlardayız.

 
Toplam blog
: 93
: 472
Kayıt tarihi
: 09.06.09
 
 

21-07-1973 tarihinde İstanbul'da doğdum. M.Ü. İletişim Fakültesi Radyo-T.V. Bölümü'nden 1995 yılı..