Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '15

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Obezitede İmaj Psikolojisi ve Obezite Tedavi Diyetinin temel ilkeleri

Obezitede İmaj Psikolojisi ve Obezite Tedavi Diyetinin temel ilkeleri
 

Obez kişinin tedavi programı, diyet, egzersiz ve davranış değiştirme olmak üzere üçlü bir programdır.


Obezite ve Beden İmajı

Vücut imajı memnuniyetsizliği, obezite ve yeme bozukluklarında önemli bir psikososyal sorundur. Yapılan birçok çalışmada yeme bozukluğunda özellikle de tıkınırcasına yeme sendromu olan bireylerde vücut memnuniyetsizliği skorunun yüksek olduğu belirlenmiştir. Vücut memnuniyetsizliğinin araştırıldığı çalışmalarda, memnuniyetsizliğe sebep olan etkenler; cinsiyet, obezite başlama yaşı, çocuklukta kötü muamele, tıkınırcasına yeme gibi davranış faktörleri, özbenlik ve depresyon gibi psikososyal faktörler olarak bulunmuştur.

Obezitede, anoreksiya nervoza ya da bulimia nervozadaki gibi gerçek olmayan beden algısından doğan beden imajı problemlerinden çok çevre tarafından kabul görmeyen görüntünün vermiş olduğu rahatsızlıkların tetiklediği beden imajı problemleri gelişmektedir. Aşırı ağırlıktan dolayı oluşan bedensel kaygı ilk başta kişilerin kurguladığı bir problem değilken genellikle toplum baskısı sonucu oluşmaktadır.

Obez hastalarda psikiyatrik bozuklukların görülme sıklığının araştırıldığı ilk çalışmalarda normal popülasyonlardan farklı psikopatoloji tespit edilmemesine rağmen araştırmacılar beden ağırlığı ve bozulmuş beden imajının, obez hastaların önemli özelliklerinden olduğu konusunda hem fikir olmuşlardır. Toplumun her kesimi tarafından obez kişilere karşı geliştirilmiş olan ön yargıyla karşılaşmamak için obez bireylerde sıklıkla sosyal çevreden kendini izole etme, insanlarla görüşmekten kaçınma, özgüven eksikliği gibi depresyonu beraberinde getiren davranışlar gözlenmektedir.

Beden imajıyla ilgili yapılan çalışmalar artık beden imajı problemlerinin sadece yeme bozukluklarıyla beraber görülmediğini, sosyal baskılar sonucu normal ağırlıktaki bireylerin de bedenlerinden memnuniyetsizliklerinin arttığını gösterir niteliktedir. Beden memnuniyetsizliği erkeklere göre kadınlarda daha yüksek oranda görülmektedir, dolayısıyla kadın olmak genelde beden imajının beraberinde getirdiği stres için bir risk faktörü olmaktadır. Beden memnuniyetsizlik derecesini belirleyen diğer bir faktör de kişilerin obezlik dereceleridir. Beden memnuniyetsizliği obezite derecesiyle doğru orantılı olarak artmaktadır.

Hill ve Williams’ın yapmış oldukları çalışmaya göre,
30 - 34.9, 35 - 39.9 ve ? 40 beden kitle indeksi aralığındaki kadınlarda beden memnuniyetsizliğinin, beden kitle indeksi arttıkça, arttığı gözlenmiştir.
Beden imajı birçok obez yetişkin için obezitenin gelişmesini sağlayan bir neden olsa da bazı obez bireylerde beden imajı problemlerine rastlanmamaktadır.
Yapılan birçok çalışma ise bu ayrımın temellerinin çocukluk ve ergenlik döneminde atıldığını vurgulamaktadır. Farklılıkları ise bu dönemlerde ailesi ve arkadaşları tarafından sürekli zayıflaması konusunda baskı gören, eleştirilen, obez bireylerin olumsuz beden imajı geliştirmesine bağlamaktadırlar.

Olumsuz beden imajı problemiyle baş etmeye çalışan bireyler psikolojik destekle sağlıklı savunma mekanizması geliştirmedikleri taktirde kaçış olarak sürekli bir şeyler yemeyiseçerek ve zayıflamalarına izin vermeyen kısır döngünün içine girerek bir çok başarısız diyet öyküsüne sahip olmaktadırlar.

Obezitede Ağırlık Yönetimi

Obez bireylerin zayıflama programlarına gereksinimi olup olmadığını, gerekli ise nasıl bir programa alınabileceği doktor, diyetisyen, fizyoterapist ve psikologdan oluşan bir ekip tarafından değerlendirildikten sonra karara bağlanmalı ve kişi bu ekip tarafından izlenmelidir.
Obez kişinin tedavi programı, diyet, egzersiz ve davranış değiştirme tedavisi olmak üzere üçlü bir programdır. Kişi zayıflama programında iken sadece neleri ne şekilde yiyeceği değil, hangi egzersiz programına alınacağı, hangi davranışların değişmesi gerektiğini, psikolojik destek gerekiyorsa ne şekilde programlanacağı gibi pek çok konunun da bir program dahilinde belirlenmesi gerekmektedir.

Diyet tedavisi

Obezite tedavisinde kullanılacak diyet kişiye özeldir. Kişinin yaşı, cinsiyeti, alışkanlıkları, biyokimyasal bulguları, bir hastalığının olup olmaması ve obezitesinin derecesi diyet düzenini etkilemektedir. Obez bireyler arasındaki ekonomik, eğitim, gelenek ve bireysel farklılıklar nedeniyle genel bir diyet önerisi vermek son derece sakıncalıdır. Kişiye özel diyet planlanmadan önce kişinin besleme öyküsünün detaylı bir şekilde alınması, diyeti konusunda eğitilmesi ve izlenmesi gerekmektedir. Eğitim ve izleme ile desteklenmeyen diyetlerin uygulanması oldukça zor olmaktadır.

Obezite diyetinin temel ilkeleri

Obezite diyetinin temel özelliği, hastanın harcadığından daha az enerji alımını sağlamak üzere, enerjisi kısıtlı bir diyet planlanması olmasıdır. Enerji düzeyi hastanın durumunun değerlendirilmesinden sonra belirlenir, ancak burada önemli olan enerji kısıtlamasının hastada bir komplikasyona neden olmayan, uygulanmasını zorlaştırmayan ve en önemlisi hızlı ağırlık kaybını önleyen düzeyde olmasıdır.

Başarması, uygulaması zor, gerçekçi olmayan ağırlık kayıp yöntemlerini önermek yerine sağlıklı ağırlığa ulaşmak, hastalık risklerini azaltmak için sağlıklı yaşam biçimini oluşturmaya yönelik diyet önerileri getirilmelidir. Ortalama 0.5 kg/hafta ağırlık kaybının devamını sağlamak için 500 kkal/gün enerji açığının yeterli olduğu gösterilmiştir.

Enerji: Kişinin günlük enerji alımı, haftada 0.5-1 kg ağırlık kaybını sağlayacak şekilde azaltılmalıdır. Böylece, yağsız vücut kitlesi daha az, yağ kitlesi daha çok kaybedilecektir. Ağırlık kaybı sırasında mümkün oldukça yüksek enerjili (en az bazal metabolizma düzeyinde) diyetlerle kişiler uzun zamanda zayıflatılmalıdır.

Protein: Günlük enerjinin yaklaşık %15-20’si proteinlerden gelmeli ve daha çok doymuş yağ oranı düşük protein kaynaklarından yararlanılmalıdır. Toplam proteinin %30-40 kadarı hayvansal kaynaklardan karşılanmalıdır. Hayvansal kaynaklı bu proteinin %40-70’i yağsız süt ve ürünlerinden, %20-30’u ise yumurta ve yağı az olan et ve balıktan gelmelidir. Toplam proteinin kalan kısmının %25’inin ise kuru baklagiller, sebze ve yağlı tohumlardan gelmesi önerilmelidir.

Yağ: Sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde enerjinin yaklaşık %25-30’u yağlardan sağlanmalıdır. Yağlı besinler de proteinli besinler gibi tokluk hissi verirler. Bu miktarın korunması; bireyin diyeti kabul etmesi, yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E,K) kullanımı ve protein biyosentezinde enerjiye katkısı açısından önemlidir. Tüketilen yağın tekli ve çoklu doymamış yağ asitlerini içermesi tercih edilmelidir.

Karbonhidrat: Günlük enerjinin %55-60’ıkarbonhidratlardan sağlanmalıdır. Diyetin karbonhidrat miktarı hesaplanırken şeker gibi basit karbonhidratlar azaltılmalı, kuru baklagiller ve tam tahıl ürünleri gibi kompleks karbonhidratlar artırılmalıdır. Posa içeriği yüksek olan oligo ve polisakkaritler tokluk hissi oluşturarak enerji alımının kontrolüne yardımcı olurlar. Diyetle karbonhidrat düşük olduğunda karbonhidrat metabolizmasının bozulduğu, buna bağlı olarak plazma serbest yağ asitlerinin yükseldiği görülmüştür.
(Karbonhidratlar düşmanımız değildir.)

Vitamin ve mineraller: Zayıflama diyetlerinin enerjileri azaltıldığında bu azalışa paralel olarak vitamin ve mineral yetersizlikleri (örneğin, B grubu vitaminleri, demir, kalsiyum) görülebilmektedir. Çok düşük enerjili olmayan dengeli diyetlerde vitamin ve mineral yetersizliği söz konusu değildir.

Posa: Zayıflama diyetlerinde posa (lif) miktarı yüksek olmalıdır. Diyetin lif içeriğinin yüksek olması için, sebze, meyve, kuru baklagil ve tam tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Düşük enerjili olmasının yanı sıra lifli besinlerin çiğneme süresi uzundur, mide boşalma hızı ise yavaştır. Ayrıca barsak motilitesini artırdığı için dışkı hacmini de artırmaktadır. Yetişkinlerde lif alımı için önerilen miktar ise 25-30g/gün’dür.

Obezite tedavisinde eğitim programının temel özellikleri

Eğitim esnasında belirli bir program dahilinde kişiye uygulanacak diyet konusunda bilgi vermek ve kişinin alışılageldiği beslenme düzeyinde değişiklik yapmasını sağlamak için diyetisyen tarafından değerlendirme, inandırma, diyete uyma veya uymamanın yarar ve zararları gibi gerekli adımlar izlenmelidir.

Değerlendirme: Kişinin ekonomik, sosyal, psikolojik durumunun belirlenmesi gerçekten değişiklik yapma gereksinimi olup olmadığının saptanması aşamasıdır. Diyetisyen hasta ile rahat bir ilişki kurduktan sonra bilgi toplamaya başlar. Hastanın beslenme öyküsünün alınması için pek çok yöntem vardır. Bunlar, hastanın 24 saatte tükettikleri, 3 gün içinde tükettikleri ve besin tüketim sıklığı olabilir. Yirmi dört saatlik ya da 3 günlük besin tüketim kayıtları için hastaya hangi besini, ne şekilde, ne zaman, ne kadar yediği konusunda sorular sorulur ve kayıt tutulur. Uygun olan durumlarda hastadan üç günlük besin kaydını kendisinin tutması istenebilir bu yöntem hastanın yediklerinin farkına varmasını sağlayacaktır.

İnandırma: Diyet uzmanının, diyeti belirledikten sonra kişiyi beslenmesinde değişiklik yapması gerektiği konusunda inandırması gerekmektedir Diyete uymanın yararları, uymamanın sakıncalarının belirlenmesi, hasta ile beraber diyete uyulduğunda ne gibi yarar sağlanacağı, uyulmadığında ne gibi sakıncalar yaşanacağı sıralanır. Örneklerin gösterilmesi veya hatırlatılması yararlı olacaktır.

Beslenme düzeninin değerlendirilmesi ve değişiklik yapılacağı alanların belirlenmesi : Hastanın beslenme öyküsü, temel alınan dört besin grubuna göre ya da değişim listelerinin yardımı ile değerlendirilir. Az ya da fazla tüketilen besinler ve beslenme ile ilgili değişiklik yapılması gereken davranışlar saptanır. Hasta için yeni beslenme düzeni belirlenir ve davranış değiştirme prensipleri ile hastanın yeni diyeti ve alışkanlıkları düzenlenir.

Diyete uyulmasını güçleştirebilecek durumlar ve çözümleri: Hastanın diyete uymasını güçleştirebilecek durumların belirlenmesi ve bunların giderilmesi için olası çözümlerin ortaya konulması gerekir. Hasta karşılaştığı sorunları diyetisyenine ulaştırabilecek rahatlığı hissetmeli ve gerektiğinde, ulaşabilecek iletişim bilgilerine sahip olmalıdır.

Kontrol: Bu aşamada hastanın belirlenen diyet ve davranış değiştirme programına ne derece uyduğu izlenir. İzleme periyodik kontrollerle sürdürülür.

Hepinize sağlıklı günler diliyorum...

Harun Kelebekoğlu

 

 
Toplam blog
: 18
: 6165
Kayıt tarihi
: 04.10.13
 
 

Üniversite'den itibaren sokakları incelemeye başladım. İnsan tanımak, hikayeleri paylaşmak başl..