Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '06

 
Kategori
Fotoğraf
 

Objektifi kendine çeviren kadın

Objektifi kendine çeviren kadın
 

İsterseniz fotoğrafın dahi kadını Cindy Sherman’dan bahsedelim biraz. Ailesi sanata inanmazken, Buffalo'daki New York Devlet Üniversitesi'nde (SUNY) resim eğitimi gördü. Resim sanatının elini kolunu bağladığını hissetmesiyle lisansını fotoğrafa çevirdi. Böylece bir ömür sürecek ve adının Kertézs, Alvarez, Callahan gibi benim de çok beğendiğim fotoğraf dehalarıyla yanyana anılmasını sağlayacak aşkı başlamış oldu.

23 yaşında Manhattan'da tuttuğu dairesinde siyah beyaz B tipi film karelerinden çıkmışa benzeyen İsimsiz Film Kareleri (Untitled Film Stills) isimli paha piçilmez fotoğraf serisini hazırlamaya başladı. Objektifi hep kendisine çevirdi Sherman, toplum ve medya içinde kadının yerini bulmaya çalışırken model olarak hep kendini kullandı. Kılık değiştirdi, makyaj yaptı, ruhunu 'o kadının' yerine koyarak o olmayı her seferinde başardı. Popüler kültürü işleyen çağdaşlarına karşın, o kadın stereotiplerini işledi yani klişeleşmiş, basmakalıp karakterlerin yerine geçti. Bu karakterler, dergilerden, kara filmlerden, televizyondan çıkmış kadınlardı.

Sherman'ın kadınları, film karelerinin içinden baktıkları için biraz yapmacık ve gerçek dışı oldular; ama tüm kadınlar aynı zamanda bu yapmacıklıkta kendilerinden bir şeyler bulmuş olmalılar ki Cindy Sherman belki size başka bir yazıda bahsedebileceğim olgunluk çağı eserleriyle değil, özellikle bu ilk çalışması olan İsimsiz Film Kareleri ile tüm zamanların fotoğraf dehaları arasında yerini aldı. Kendi adıma ben de, en çok ve belki de bir tek bu serisinden etkilendiğimi söylemeliyim.

Dört yılda İsimsiz Film Kareleri'ne yeni numaralar ekledi, ta ki 80 senesinde işleyeceği bir stereotip kalmadığını açıklayana dek. Numaralar diyorum adı üstünde isimsizdi fotoğrafları Sherman’ın, sonradan da hep öyle oldu, yalnızca numaraları vardı; böylece kişisellikten çıkarıyordu belki de fotoğraflarını. O kadınların kim oldukları değil, neyi simgeledikleri önemliydi sanırım.

85 senesinde İsimsiz Film Kareleri’ni oluşturan bildiğim kadarıyla 69 fotoğrafın tümünün New York Modern Sanatlar Müzesi tarafından 1.000.000 dolara satın alındığını, ayrıca gelecekte yaratıcı çalışmalarını desteklemek amacıyla alanındaki ‘dahilere’ verilen MacArthur Bursu ile Sherman’a 5 yıl boyunca yıllık 100.000 dolar verildiğini biliyorum. Fotoğraf sanatıyla uğraşanlar bilir, resme göre nispeten çok daha az para kazanılsa da Sherman gibi yetenekleriyle sıyrılabilenler yine de ciddi paralar kazanabiliyor.

Eserleri patriyarşinin feminist eleştirisi olarak görülse de, Sherman hiçbir zaman bir feminist olarak tanımlamadı kendini. Bana göre, fotoğrafladığı kadınlar sandalye gibi, ayna gibi nesnelerden biriydi yalnızca. İsimsiz Film Kareleri serisinin her bir fotoğrafını sevdim, o yabancı kadınlar nasıl o kadar tanıdıktılar bir türlü anlam veremedim. Karede öylece duruyorlar, bazen bana doğru bakmıyorlardı bile; ama ben de onlarla oradaymışım gibi hissediyordum. Yanıbaşlarında izliyordum onları, konuşmadan, onlar beni farketmeden...

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..