Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

17 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Öfke

Öfke
 

Bu öfke haklı.Ancak her öfke haklı mı ?


Türkiyenin gündemi, alışıldığı gibi dün bir anda tekrar değişti. Gazeteler ve TV deki ana haber bülteni olarak adlandırılan programlara göre bu meselenin gündemde baş köşesine oturması gerekliydi. Başbakan Erdoğan'ın yaptığı her işi, takındığı her tavrı ve söylediği her kelimeyi haklı ve doğru kabul eden medya gurubunun köşe yazarlarına göre, yapılan büyük haksızlık ve kadir kıymet bilmemezlikti. Bir başka takımın koyu taraftarı olmasına rağmen , Başbakan Arena Stadının yapılması için devletin her olanağını kullanmıştı, Galatasaray taraftarları bu tutuma saygı göstermeli ve böyle davranmalıydılar. Diğer bir gurup köşe yazarı da, her zaman yaptığı gibi, olayı mümkün olduğunca tarafsız olarak vermeye çalışmış, sadece olup biteni anlatmakla yetinmiştir. 

Öncelikle futbol nedir diye bir bakmalıyız. Ünlü bir yazara ve kitabına göre futbol sadece futbol değildir. Benim gibi sıradan insanlara göre ise futbol ölümlü zayiatın olmadığı küçük boyutta bir savaş similasyonudur. Her iki tanımda da stadı doldurarak kendi takımlarını tutanlar veya karşı takımı tutanlar simülasyondan aldıkları keyfe göre, takımlarını överler veya karşı takımı yererler. Türkiye gibi sevginin veya nefretin ölçüsünü tutturamıyan ülkelerin fanatiklerinin bu işin tadını kaçırdıkları da olur. Bazen sahanın ve oyunun mutlak hakimi olan hakemin cinsel tercihleri bile tezahürat olarak sahaya haykırılır. Sonra maç biter , televizyon yorumlarında bilen bilmeyen herkez futbol tartışır ve pazartesi yeni bir gün başlar. Kendisi de eski bir futbolcu olan Başbakan Erdoğanın bunları bilmemesi, gençliğinde hakemle ilgili her türlü yorumu sahaya açıkça iletmemesi mümkün değilken, yapılan aleyte tezahürata neden bukadar öfkelenmiştir. 

Öfkenin analizine başlamadan önce, bir noktanın daha altını çizmek gerekir. R.Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıdır ve Başbakanlık belirli bir düzeyde saygıyı hakkeder. Benim gibi kendisi ile ayni görüşte olmayabilirsiniz, Partisine oy da vermezsiniz. Ancak, bugün için bulunduğu makama hakaret edemezsiniz. Kabinesinde Bakan iseniz olayların gazına gelip, kendisinden ''o adam bunları haketmiyor'' diye de bahsedemezsiniz. Üstelik bunları yazıp çizip söyledikten sonra ne yapalım haber değeri taşıyor diye savunma da yapamazsınız. Tıpkı Başbakan ne yaparsa ne derse haklıdır diyemiyeceğiniz gibi... 

Bana göre ve satış, pazarlama eğitimi verilen bütün okullarda öğretildiği gibi , Başbakan Erdoğan açısından siyaset yapmak ve iktidar olmak bir pazarlama faaliyetidir. İktidarda olan parti liderinin görevi alıcıya yaptıklarını iyi anlatmak başka bir deyişle satışını sağlamaktır. Özellikle seçim dönemi yaklaştığında veya olumsuz bazı olaylar yaşandığında, bu faaliyetin temel stratejisinde çatlaklar oluşmaya başlar ve rota düzeltmeleri gerekir. Burada pazar, diğer bir deyişle pazarlanan malı alacak olan, yani seçmen karar değiştirip alımdan vaz geçebilir .Bu durum siyasi partiler için kendi tanımlarına göre büyük felakettir. 

Başbakan Arena Stadının açılışına, neredeyse kabinesinin tamamını götürmüştür. Önce bir konuşma yaparak stadın yapılması için kendisi ve partisinin yaptıklarını anlatacak sonra da başlama vuruşu yapacaktır. Başka takımı tutmasına rağmen atılan gollere sevinecek, sonuç kötü olursa üzülecektir. Bütün bunlar ayni pazarlama faaliyetlerinin bir parçasıdır. Sağda solda kendisi ve partisi aleyhine toplu tezahüratlar yapılmaktadır. Ancak bu sefer iş sıkı tutulmuş, yapılan stadın devir anlaşması henüz imzalanmamıştır. Ayrıca belki de Galatasaray yönetimi tarafından kendisine garanti verilmiştir. Ancak olanlar olmuş, futbol takımı tutar gibi kendisini destekleyen medya gurubuna göre az sayıda, internette dolaşan haberlere göre ellibin kişi aleyte tezahürat yapmaya başlamıştır. Bu duruma çok öfkelenen Başbakan Bakanları ile birlikte stadı terketmiş ve beklendiği gibi ertesi gün yaptığı açıklamada stadda yapacağı konuşmalarda söyleyeceklerini söylemiş üstelik Galatasaray yönetiminede vermiş veriştirmiştir.Bu arada stad devir sözleşmesinin henüz yapılmadığını hatırlatmayı da unutmamıştır. 

Başbakan Erdoğanın sadece yapılan tezahürata öfkelendiğini düşünürseniz, bu yanlış olur. Başbakanı kızdıran dikkatle planladığı pazarlama atağının bir parçasının bir gurup insan tarafından engellenmesidir. Kötü olan ise bu ara bunun sık tekrarlanmasıdır. Derhal bir şey yapılmalı, bu durum lehe çevrilmelidir ve Finans deyimiyle, gerekirse, kol kesip çıkma işlemi yapılmalıdır ve Başbakanın yaptığı da budur. Yoksa satılmaya çalışıldığı gibi ne Başbakan kadir bilmemeye öfkelenmiştir, ne de yaptığı çıkış ani ve plansızdır. Futbolcu ve seyirciyken tezahürat adı altında sahaya herşeyi haykıran birinin bunu bilmemesine inanmak ise en hafif deyimiyle öngörüsüzlüktür. 

Peki bundan sonra ne olur, hiç bir şey, olay unutulur, Galatasaray bir süre uğraştırıldıktan sonra stadın kullanım hakkını alır ve gündemde yer alacak yeni olaylar bulunur veya yaratılır... 

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..