Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '13

 
Kategori
Eğitim
 

Öğretmen atamaları

Öğretmen atamaları
 

2012-2013 öğretim yılı Şubat ayında; 5-10 saatlik ders eksikliği yüzünden norm fazlası durumuna düşen bir arkadaşımızın branşında ihtiyaç olan bir başka okula yerleştirilmesine çok üzülmüştük.

Başka bir okula istemeden atanmanın maddi zorluklarını herkes biliyor. Fakat işin asıl zorluğu şudur. Öğretmenin eski okulunda, kendi alanında öğrencilerine daha yararlı olabilmek amacıyla yaptığı çalışmaların yarım kalmış olması, hedeflerinin birden yok olmasının yanına birde küsmüşlük ekleyin; işte norm kadro adaletsizliği böyle bir şey.

Şimdi yeni bir atama dönemindeyiz. Okul Müdürleri “norm kadro güncelleştirmelerini” yaptılar. Bazı okul yöneticileri, okulun şu andaki durumunu esas alarak yaptı. Çoğu Okul Müdürü de 2013-2014 Öğretim yılı olası öğrenci kayıtlarını planlayarak norm kadro güncelleştirmelerini tamamladı.

2013-2014 yılı öğretim planlamasını esas alarak norm kadro güncellemesi yapılan okullarda, hem değişen seçmeli derslerin etkisinde, hem de diğer nedenler gözetilerek yapılan yeni güncellemelerle, daha önce norm fazlası durumuna düşen öğretmenlerin yerine şimdi ihtiyaç görünmektedir. Yukarıda durumunu örneklediğim arkadaşımızın alanında 2013-2014 öğretim yılında bir değil belki de iki öğretmene ihtiyaç gözükecektir.

Demek istediğim norm fazlası diyerek daha önce zorunlu ataması yapılan öğretmenler, şimdi ileriye dönük olarak yapılan norm kadro güncellemesiyle birlikte tekrar okullarında tekrar ihtiyaç haline gelmiş olabilir.

Bu durumda yeni atama döneminde öğretmenler, ihtiyaç olması halinde eski okullarına tekrar dönüş yapabilecekler midir? Yapabileceklerse bu durum gerçekten de tam anlamıyla trajikomik bir hale gelecek. Dönüş yapamayacaklarsa bu daha da vahim sonuçlara yol açacaktır.

Haziran ayı neredeyse bitti. Fakat hala il içi ve il dışı atama kılavuzları yayınlanmadı. Birçok öğretmenin durumu içler acısı. Tatile mi, çıkacaklar, ev mi taşıyacaklar. Acaba tayinleri-atamaları gerçekleşecek mi?

Ben bu açıdan “MEB’i” öğretmene benzetiyorum. Öğretmen asli görevi olan “öğrencilerime ne yaparım da, konuyu nasıl iyi öğretirim?” sorusunun cevabını bir kenarda bırakarak mesaisini “sistemin gerektirdiği gibi olma kriterlerini sağlamak” için çabalıyor.  MEB de eğitim ve öğretim planlamasına ayıracağı zamanını ve bütün eforunu “öğretmen atamalarına” harcıyor.

2013 yılında MEB, öğretmen atamalarını Ankara’dan yapmaya çalışıyor. Daha önce “güvenlik kaygısıyla” merkezde tutulan “yetkiler,” yerel yönetimlere devredilmiyor. “Norm Kadro” diye her tarafı lime lime dökülen adaletsiz bir sistemle öğretmenler küstürülerek, ellerinden idealleri, çalışma azimleri alınarak her türlü kurala aykırı bir sistemle atanıyorlar. Sonrada öğretmenden resmiyette verimlilik bekliyorlar. “Resmiyette” dedim, çünkü aslında “eğitimde verimlilik” hiç kimsenin umurunda falan değil ama biz yine de söylemiş olalım.

Peki, ne olacak?

Her türlü siyasi çekişmeyi bir tarafa bırakarak MEB’i bilimsellikten ve akıldan uzak, yerel değerlerle yönetmeye devam edersek, biz böyle dünyada eşi benzeri zor bulunan belki de hiç olmayan bir sistemin içerisinde bir yüzyıl daha debelenip dururuz. Bakın eğitim konulu yazılar bile hep 25-30 yıldır tartışıp durduğumuz “Türban çıkmazı” sorununa benziyor. İlkeler düzeyinde bir yazı, tartışma zor bulunur. Birisi bir “norm kadro” çıkarır herkes bunun üzerinden tartışma yapar, konuşur, yazı yazar. Hâlbuki yazarın dediği gibi “elimizdeki harita başka bir kentin haritasıdır.”  Doğru adres doğru harita ile bulunur. 

MEB, eğitimin tamamında bir reform yapmalıdır. MEB, öğretmen atamalarında yetkiyi yerel yönetimlere devretmelidir. Herhangi bir branşta öğretmene ihtiyaç varsa,  herhangi bir branşta öğretmen fazlaysa, öğretmen işe alınacaksa, işten çıkarılacaksa, bunu yerel yönetimler ne bileyim özel idareler, belki okul yönetim kurulları belirlemelidir. Fakat atamalar asla merkezi olmamalıdır.

  

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..