Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '19

 
Kategori
Anılar
 

Öğretmenlerim

Öğretmenlerim

Gedeleç İlkokul Öğretmenlerim

İlkokul,1.2.3. sınıf öğretmenimiz AğınlıMustafa Oğuz,4,5.sınıf öğretmenimiz de İbrahim Güngör’dü. Benden sonra okula başlayan kardeşim Muhittin ’in öğretmeni de Ağınlı Behram Uçkunkaya’ ydı. Çalışkan, yaratıcı bir öğretmendi. Sınıfta, sahne kurarak “Köse “oyununu sahnelemişti.Behram Uçkunkaya ’ya, yıllarca sonra Bodrum Türkbükü’deki Hekimköy Sitesi’nin Genel Kurul toplantısında konuşurken gördüm, ayaküstü görüştük. Yaşına karşın, dimdik ayaktaydı. Konuşmalarıyla toplantıdakileri etkiledi.

Bir gün Mustafa Oğuz, Müteher adlı kız arkadaşımızı tahtaya kaldırdı, bir soru sordu. Arkadaşımız hemen yaptı. Öğretmen, Böyle bir kızım olsun isterdim, dedi. Ben, de öğretmenin yüzüne baktım, bu bakışta, ben de yapabilirim anlamı vardı. Bana da benzer bir soru sordu, ben de yapınca Böyle bir de oğlum olsun, demesini, unutmadım. Hâlâ beleğimden silinmedi; çünkü öğrenim yaşantımın ilk başarısı, öğretmenimce takdir edilmişti.

Arapgir Ortaokulu Öğretmenlerim

Ortaokulun ilk iki yılında,matematik öğretmenimiz Mehmet Akkaya;;fizik,kimya öğretmenimiz Bekir Sıtkı Alkan,Türkçe öğretmenimiz Müslim Topçuydu. Tabiat,iş bilgisi öğretmenimiz Münir Gedikoğlu iş derslerinde telden çerçeveler,tel testerelerle tahta oymalar yapar;alçıyı tabaklara döktürür,katılaştıktan sonra üzerine resimler yapar boyardık.Kimya derslerinde laboratuarda deney yapmaya çalışırdık.

Son iki yıldaki öğretmenlerim İsmetullah  Emren,Emin Özdemir,Mehmet Barut,Bekir Sıtkı Alkan’dı.

1955-1956 Öğretim yılı ortaokul son sınıftayım. Matematik öğretmenimiz ve okul müdürümüz İsmetullah Emren,sözcüğün tam anlamıyla iyi bir yönetici,dört dörtlük öğretmendi.Tahtayı bir kullanırdı ki hiçbir tarafı boş kalmaz,bir harf ya da rakam bozuk olsa siler yeniden yazardı.Matematiği korkulan ders olmaktan çıkarmıştı; çünkü problemleri öyle düzenli çözerdi ki hayran kalmamak olanaksızdı.  Problemleri,çözme planı:

  1. Sorulanlar
  2. Çözüme
  3. Sonuç

İsmetullah Emrenden önceki matematik öğretmenim Mehmet Akkaya ’ydı. İyi bir matematikçi olduğu söylenirdi; Sınıfta 10’u bir kez Beşir Göğüş almıştı. Bense, 5 bile alamıyordum. Matematiğe; Fizik, tabiat bilgisi de eklenince sınıfta kaldım. Oysa İsmetullah Emren’den de karne notum 7’ydi.İsmetullah Emren, ulusal değerlerin yıpranmasına fırsat vermezdi  İsmetullah Emren, oğlum Çağatayın da Deneme Lisesi’nde öğretmeni oldu. Şimdi profesör olan Çağatay da en beğendiği, etkilendiği öğretmenin İsmetullah Emren olduğunu söyler.Ankara Bahçelievler’de oturuyordu.Zaman zaman sokakta karşılaşır;saygılarımı iletirdim.İçten bir “evladım” deyişi vardı.Çağatay’dan söz edince de “evladımız” ne yapıyor,der ;  profesör olduğunu söyleyince çok mutlu olurdu.Çağatay,Ankara’ya gelince görmek istedi; ne yazık ki fırsat bulamadık.

Türkçe öğretmenimiz Emin Özdemir’in de kendine özgü,ders işleme yöntemi vardı. Dil becerimizi geliştirmek için değişik metotlar uygular,uygulama sonuçlarını değerlendirirdi. Çok okuyan, kendini sürekli geliştiren, yazan bir öğretmendi. Türkçeden çok başarılı bir öğrenci değildim; çünkü evimize gazete, kitap girmezdi.Emin Özdemir,Arapgir’ den ayrıldıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsüne asistan olarak girdi Daha sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne öğretim görevlisi oldu. Türkiye Türkçesini ustalıkla kullanan Emin Özdemir, bir anadil uzmanıydı.Anadille ilgili söyleşileri olurdu.Çeşitli kuruluşlardaki bu söyleşileri kaçırmamaya özen gösterirdim.Beni görünce elini uzatarak elimi sıkar,hatırımı sorardı.Son yıllarda gördüğümde,kullandığı ilaçları göstererek ilaç deposu gibiyim,derdi. Dil alanında, onlarca kitap yazmış, birkaçını da bana imzalamıştır. Bu dil ustasını kaybettik. Benim,”Bir Dil Güneşi Battı” başlıklı kısa bir yazım “Arapgir Postasında ve Milliyet Blog’da yayınlandı.

Mehmet Barut da tarih, coğrafya, yurttaşlık öğretmenimizdi. Alanında, yetkin bir öğretmendi. Tabiat bilgisi ,kimya,fizik öğretmenimiz Bekir Sami Alkan’dı.Bir gün beni tabiat bilgisinden sözlüye kaldırdı.Ne sordu,dersiniz.”jerminasyon nedir ? Türkçesi,” çimlenme”.Türkçesini öğrenmeden,Latincesini ne bileyim,dedim ve yerime oturdum.Tabiat bilgisi ve kimyadan bütünlemeye kaldım. Bekir Sami Alkan’ın evi ,Devrim İlkokulu’na yakındı.Bu okulun adı,Ahmet Zeyneloğlu İlkokulu olarak değişmiş.(1980’dan sonra il milli eğitim müdürlüğünde komisyonlar oluşturuldu.Türkçe “devrim” sakıncalı görülerek okullara Arapça “inkılâp” adı  verildi). Devrim,”devir-mek ”ten,”-im” yapım ekiyle türemiştir.Türkiye Cumhuriyet’i kurulduktan sonra Osmanlıdan gelen sözcükler atılmış;Türkçenin yapısına uymayan yabancı sözcükler yerine ;türetme,derleme,tarama yöntemleriyle yeni sözcükler üretilmiştir.”-im” ekiyle türemiş şu sözcükler de vardır.[1] Arapça inkılâp[2]Arapça “kalbten türemiş ;alt üst etmek,bir şeyi geriye döndürmek,çevirmek’ ten inkilâb (Misalli Büyük Türkçe Sözlük)

Diyarbakır Öğretmen Okulu Öğretmenlerim

1957-1958 Öğretim Yılında Diyarbakır Öğretmen Okulu Müdürü Zeki Aktan’dı. Babacan tavırlarıyla öğrenciye yaklaşırdı.Zeki Aktan’ dan sonraki okul müdürümüz Hasan Fehmi Hangün’dü.Pek ciddi,disiplinli bir okul müdürüydü; yaramazlık yapan birkaç öğrenciyi haşlamıştı.O yıllarda,disiplin anlayışıydı,bu.

Adlarını anımsadığım öğretmenlerim:Nurettin Fidan,Rıza Kardeş,Cahit Gürsoy,Sıtkı Fırat Melahat Özgül,Asya Acet,Cazım Oran,Nilüfer Hanım,Fikret Uçar,Ayşe Dicleli,Ahmet Bey,Arşimet...Arşimet,matematik öğretmenimizdi.İki yakası bir araya gelmez.Gömleğinin yakası bir tarafa,kravatı bir tarafa giderdi.Asıl adını anımsamıyorum.

Nurettin Fidan,MEB’lığı merkez örgütünde de görev almıştı.Seçkin,yetenekli bir öğretmendi.Meslek derslerine gelir; değişik eğitim yöntemleri uygulardı.Akademik çalışmalar yaparak prof. oldu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi görevindeyken de bu değerli eğitimciyle görüşüyordum.Rıza Kardeş,birinci sınıfta psikolojiye geldi.MEB’liği Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı da yaptı.İlk dersinde,”psikoloji”nin yazılışını gösterdi.

Sıtkı Fırat,ünlü bir resim öğretmeniydi.Ankara Kızılay’da fotoğraf stüdyosu açmıştı.Cahit Gürsoy da resim öğretmeni,eşi biyoloji öğretmenimizdi.Melahat Özgül,edebiyat öğretmeniydi. Divan edebiyatında yetkin bir öğretmendi.Asya Acet,coğrafya öğretmenimizdi.Hırkasını omzuna atarak yürürdü.Cazım Oran,eğitim şefiydi.Öğrencilere bağırırdı.MEB’ lığında merkez örgütünde çalıştığım yıllarda,birkaç kez görüştük.Müzik öğretmenimiz Fikret Uçar’ın sık kullandığı bir söylem,”senin sesin terbiye edilmemiş ”derdi.Nöbetçi olduğu bir gün,kavatlıyı beğenmediğimiz için Amerikan süt tozlarını ,zeytinleri dökmüştük.Öğretmen okullarında yabancı dil seçmeliydi. Fransızca’ ya Ayşe Dicleli gelirdi.Ahmet Bey,beden eğitimi öğretmeniydi.Dersinde,asker gibi dizilir,beden eğitimine başlardık.

Öğretmen okullarında, müzik, resim önemlidir. Müzikte başarılı değildim; ama resimde iyiydim. Yağlıboya bir resmim okulun duvarına asılmasından mutlu oldum.

Bursa Eğitim Enstitüsü Öğretmenlerim

Bursa Eğitim Enstitüsü’nün okul yaşantımdaki yeri  ayrıdır.1960’lı yıllarda Bursa,sözcüğün tam anlamıyla “Yeşil Bursa”ydı.Çekirgesi, Muradiye’si, Kültür Parkı,Yıldırım’ı,Emir Sultan’ı …kendilerine özgü güzellikleri olan tarihsel,kültürel,doğal yapıları bozulmamış; yapısal kimlikleri korunmuş semtlerdi.Okulumuz,Muradiye’deydi.Özel bir mimarisi vardı.

Eğitim Enstitüsü’nün kurucu Müdürü Dr. Halis Özgü’ydü.Doktorasını Freud psikiyatrisi alanında yapmıştı.Derslerini,okulun salonunda verir.İnsan ruhunu,,Adler,Jung, Freud doktrinine  göre açıklardı.

Adil Tol,tarih öğretmenimizdi.Soyadını,çocukluğunun geçtiği yerdeki bir tepeden aldığını söyler.”Gardaşım” diye derse başlar.Savaşları,yaşamış gibi anlatırdı. 1071 Malazgirt Savaşını anlatımına bakalım:

Alpaslan,26 Ağustos 1071’de,Cuma namazını kıldı. Beyaz bir ata bindi;atının kuyruğunu bağladı.Askerlerine,düşmana saldırma emrini verdi.. Alparslan tarafından yönetilen  Selçukluların,50.000 kişilik  ordusu, Romen Diyojen ’in yönettiği  200.000 kişilik Bizans ordusunu,dağıtır.Savaş, Bizans İmparatorluğu’nun yenilgisi ve İmparator 4. Romen Diyojen ’in esir düşmesiyle sona ermiştir.Bu savaştan sonra Anadolu kapısı,Türklere açılır.

Ben de öğretmenliğimde, tarih öğretmenim,Adil Tol gibi olmaya,onun gibi ders anlatmaya çalıştım;ama ne derece başarılı oldum ,bilmiyorum.Eğitim Enstitüsü öğrenciliğimde,Mehmet Fuat Öymen ’in Selçuklu Tarihi’ni,Arif Müfit Mansel ’in  Ege ve Yunan Tarihini özetlemiş; Coşkun Üçok’ un Siyasal Tarihi’ni okumuş,notlar almıştım.

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yüksek Lisans Öğretmenlerim

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde yüksek lisansa 1974’te başladım. Eğitim yönetimi,program geliştirme, teftiş, planlama,ekonomi,eğitim ekonomisi,sosyal bilimlerde araştırma,eğitim tarihi derslerinden sınava girmem,geçerli not almam gerekliydi.Eğitim yönetimi,program geliştirmeyi ilk girişimimde veremedim.Ancak ikinci  girişte verebildim. Okulda da bu dersin zorluğundan söz ediliyordu ;  amamezuniyet sınavında,eğitim yönetiminde  16 sayfa yazarak 9 aldım.

Yüksek lisansta; Ziya Bursalıoğlu,İbrahim Ethem Başaran,Haydar Taymaz,İlhan Akhun,Niyazi Karasar gibi eğitim uygulamasından gelen,kuramsalda da ülkede isim yapmış seçkin öğretim üyelerinden ders aldım.Ziya Bursalıoğlu,bu fakültenin kurucusu ve dekanıydı.Alanında yetkin bir akademisyendi;ama kitaplarını anlamak zordu;yüksek lisans eğitiminden sonra anlayabildim.Bir paragrafta anlattığı bir konuyu,aynı alandaki başka bir akademisyenin bir sayfada anlattığını gördüm.  Karizmatik bir kişiliği vardı.

İbrahim EthemBaşaran,cana yakın,öğrenciyle yakından ilgilenen “eğitim yönetimi”alanında yetkin,bu alanda kitapları olan bir akademisyen,öğretmendi.Haydar Taymaz,hizmet içi eğitim ve teftiş dersleri öğretmenimizdi.Benim,tez danışmanımdı.Çok candan,öğrenciye desteğini esirgemeyen,seçkin bir insan ve eğitimciydi.İlhan Akhun,istatistik öğretmenimizdi.Her hafta,ödev verir,verdiği ödevleri değerlendirirdi.İstatistiği öğretmek için ne gerekliyse yapar;öğretirdi de.Zaman zaman Ankara/ Bahçelievler Yedinci Caddede karşılaşır; ayaküzeri görüşürüz.Niyazi Karasar,Eğitimde Araştırma Yöntemleri öğretmeniydi.Öğrenciden yapacağı araştırmanın önerisini ister.Öğrenciyle birlikte öneriyi değerlendirir.Araştırmanın nasıl yapılacağını,uygulamalı olarak öğreterek araştırma alışkanlığını kazandıran öğretmendir.

Yüksek Lisans Tezim ’i Haydar Taymaz’ dan “ ve Fen Öğretmenleri’nin Hizmet İçi Eğitim Sorunları” ydı.Bu öğretmenlerin “Hizmet İçi Eğitim Kursları”nın yöneticiliğini yapmıştım.Tezimi hazırlamamda değerli hemşerim,seçkin eğitimci,prof. Dr. Aytaç Açıkalın’ ın yardım ve desteğini aldım. 14.03.1979’da,Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitimde Yüksek Lisans Diploması’nı pekiyi dereceyle aldım.Diplomamda Rektör  Prof.Dr.Türkan Akyol,Dekan Prof.Dr.Ziya Bursalıoğlu’ nun imzaları var.

 

[1] Nicelik anlamlı adlar türetir:iç-im,yud -um,at-ım,kes-im...

Yinelenen eylem adları türetir:bağ boz-um-u,koç kat-ım-ı,koyun kırk-ım-ı...

Çeşitli anlamda adlar türetir:düzle-m,ekle-m,bil-im,giy-im,kur-um,oluş-um,çöz-üm

 

[2] İnkılâp- inkilâbTürkçe sözcüklerde sözcük sonlarında,b,c,d,ğ süreksiz yumuşak harflerinin yerine ,süreksiz sert harfler p,ç,t,ggelir.Bu nedenle bu sözcük Türkçeye geçtiğinde b,p olmuştur.

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..