- Kategori
- Balıkçılık
Olta balıkçılığı
(www.balikcilar.net) adlı siteden alınmıştır
Olta balıkçılığı sabır ve emek ister. Herkes balık tutabilir ama usta balıkçı olmak için yetenek ve önsezi gereklidir.. Yetenekli oltacı, balığın her hareketini hisseder. Beş duyusu ile oltanın ucuna odaklanır. Sessiz bir bekleyişin sonunda av oltaya takılır. Balık denizden çıkıncaya kadar oltaya takıldığının farkında olmaz. Gün yüzüne çıktığında acı gerçekle karşılaşır ve çırpınmaya başlar. Peşinden diğerleri de çorap söküğü misali art arda dizilirler.
Balık tutma işi, oltacının mahareti yanında kullanılan aparatla da ilişkilidir. Olta iğnesine, yapısı itibariyle takılan balığın kurtulma şansı hemen hemen yok gibidir.
İğnenin yapısına kısaca bir göz atalım: Olta iğnesi, balığı tutmak ve kaçırmamak için yapılmış demirden bir çengeldir. Özel olarak hazırlanmış bu demir çengelin ucu da son derece sivri ve balığı yakaladıktan sonra kurtulmaması için damak tabir edilen ters bir ikinci sivri uç şeklinde yapılmıştır. İğnenin sapı gerekli kalınlıktaki misinayı bağlamak içindir. Pala, misinanın düğümünün kaymasını engeller. Bu engelleme bazı iğnelere konulan küçük bir göz yardımıyla da yapılır.
Günümüzde balıkçıların kullandığı 14 adet olta türü vardır.
1-Çapari, 2- Zokalı oltalar, 3-Uzun oltalar, 4-Seğirtme oltalar, 5-Dip sürtmesi takımı, 6-Kaşık oltalar, 7-Yemli oltalar, 8-Parakete, 9-Telli beden, 10-Çırpma, 11-Köstekli beden, 12-Sinek oltası, 13-Küspe oltası, 14-Kıbrıs oltası
Bunların içinde Çapari ile Zokalı olta çeşitlerini kısaca anlatalım.
Çapari: Çok iğneli ve yemsiz olta takımıdır. İğnelere genellikle hayvanların kanat tüyleri takılır.
Zokalı olta: Zoka balık şekli verilmiş olan ve ucunda bir ya da birkaç iğne bulunan kurşun parçalarına denir. Profesyoneller zokalarını kendileri yaparlar.
Balıkçılıkta kullanılan gereçler benzetme amaçlı olarak deyimler literatürüne de girmiştir. Örneğin: Suçluların ele geçirilmesine, (Oltaya yakalandı) denir. Suçlunun, planlanan bir operasyona takılması ise, (Zokayı yuttu, ) şeklinde tanımlanır.
Görüldüğü gibi balıkçılık emek, sabır yetenek ve zaman isteyen bir uğraştır. İşin ehli balıkçının eline düşenlerin ise çırpınması boşunadır. Çünkü kurtulma şansı yoktur.
Balık tutma işi, oltacının mahareti yanında kullanılan aparatla da ilişkilidir. Olta iğnesine, yapısı itibariyle takılan balığın kurtulma şansı hemen hemen yok gibidir.
İğnenin yapısına kısaca bir göz atalım: Olta iğnesi, balığı tutmak ve kaçırmamak için yapılmış demirden bir çengeldir. Özel olarak hazırlanmış bu demir çengelin ucu da son derece sivri ve balığı yakaladıktan sonra kurtulmaması için damak tabir edilen ters bir ikinci sivri uç şeklinde yapılmıştır. İğnenin sapı gerekli kalınlıktaki misinayı bağlamak içindir. Pala, misinanın düğümünün kaymasını engeller. Bu engelleme bazı iğnelere konulan küçük bir göz yardımıyla da yapılır.
Günümüzde balıkçıların kullandığı 14 adet olta türü vardır.
1-Çapari, 2- Zokalı oltalar, 3-Uzun oltalar, 4-Seğirtme oltalar, 5-Dip sürtmesi takımı, 6-Kaşık oltalar, 7-Yemli oltalar, 8-Parakete, 9-Telli beden, 10-Çırpma, 11-Köstekli beden, 12-Sinek oltası, 13-Küspe oltası, 14-Kıbrıs oltası
Bunların içinde Çapari ile Zokalı olta çeşitlerini kısaca anlatalım.
Çapari: Çok iğneli ve yemsiz olta takımıdır. İğnelere genellikle hayvanların kanat tüyleri takılır.
Zokalı olta: Zoka balık şekli verilmiş olan ve ucunda bir ya da birkaç iğne bulunan kurşun parçalarına denir. Profesyoneller zokalarını kendileri yaparlar.
Balıkçılıkta kullanılan gereçler benzetme amaçlı olarak deyimler literatürüne de girmiştir. Örneğin: Suçluların ele geçirilmesine, (Oltaya yakalandı) denir. Suçlunun, planlanan bir operasyona takılması ise, (Zokayı yuttu, ) şeklinde tanımlanır.
Görüldüğü gibi balıkçılık emek, sabır yetenek ve zaman isteyen bir uğraştır. İşin ehli balıkçının eline düşenlerin ise çırpınması boşunadır. Çünkü kurtulma şansı yoktur.