Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '13

 
Kategori
Blog
 

Ölüm aç/tır Sema'm

İnsanın ruhu vücudunun en bitkin parçası.  Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat sonu olmayan bir yolmuş gibi geliyor bize. »

Paul Bowles

İnsan yaşarken öleceğini aklına getirmiyor; ta ki yakınına gelene dek.

Daha düne kadar güldük, söyledik,eğlendik ama bugün öldük. Çünkü ölümün soluğu geldi yapıştı yakınımızdakine.

Can dost,can arkadaşım Sema’mın acı haberi yine Can dost AyŞen’in kaleminden dökülenlerle aldım. Şoka girdim âdetâ, telefona sarıldım ama telefonu kapalıydı. İlk aklıma gelen isim Mesut hoca oldu. Aradım, o da çok üzgündü; akşam Facebook'dan öğrendiğini söyledi. Onu dinlerken Sema’yı düşündüm kimbilir ne perişandır, yanında ablası vardır herhalde, bu halde onca yolu nasıl katedecek, o saatler nasıl geçecek vs vs.binbir türlü şey geçiyordu kafamdan. Telefonu kapattığımda elim ayağım kesilmişti.

Kaybettiklerimi düşündüm; insan yaşayamayacağını sanıyor hayat bitti sanıyor ama Yüce Rabbim sabrını veriyor ki ayakta kalınıyor.

Allah evlât acısı göstermesin; annemden biliyorum, ablamı genç yaşta kaybettiğmizde dayanamadı, kendini yatağa hapsetti ve 11 ay sonra arkasından gitti.

Ona kezâ anneannem dayımı 35 yaşında yitirdiğimizde delirme noktasına gelmişti. Daha kadınların sigarayı içmediği zamanlarda, sokakta sigara elinde dolaşan eski toprak kadınıdır. Sigarayı eklemeye başladı ve bir müddet sonra gırtlak kanserinden gitti.

Sema’m genç yaşta yalnız kalıp hayatla mücadelede galip gelmiş bir insan. Ve hayata sımsıkı bağlıyken bu acı geldi başına. O tabii ki daha genç ancak bu demek değildir ki acısı daha çabuk atlatılacak.

Çok sevdiği insanı kaybedeni nasıl teselli edebilirsiniz ki?

Ne deseniz boş, çünkü ateş onun üzerine düşmüştür, o yanmaktadır. Siz sadece görüneni görür ona üzülebilirsiniz.

Rabbim ona sabırlar versin, dayanma gücü versin, yaşama tekrar tutunma isteği versin. Kaybettiklerimizin ruhları bizler üzüldüğümüzde acı hissederlermiş.

Elbetteki üzülmemek kolay değil, taş olsanız çatlarsınız…

Evlât bu, canından can, kan verdiğin…

Sema’yı tanıdım ve çok sevdim diğer bazı yakınlaştıklarım gibi ancak Sema’nın başka bir enerjisi var idi, yakınlaştıran, kaynaştıran kişiliği, yapıcı tutumu ile bütün arkadaşlar sanaldan gerçeğe sevdiler onu.

Şimdi bütün dostlar !

Sıra bizlerde; onu yalnız bırakmamamız gerekir, dostlar kötü günde belli olurmuş. Yakında olanlar, uzakta olup gelebilecek olanlar ve de gelemese bile mesaj, telefon vb. ile onu meşkul etmek görevimiz olsun derim.

Yazacaklarımı toparlamak çok zor, bu kadarını yazabilmem  bile mucize. Belki acıyı, acımı  anlatabilmek, sizlerle acımızı paylaşmak adına döktüm kaleme.

Allahım Sema’nın yar ve yardımcısı olsun.

Sözün bittiği yerdeyiz çünkü…

BAŞIMIZ SAĞOLSUN

 

AÇ ÖLÜM

toprağa gömüyorlar ölümü

durmadan, durmadan gömüyorlar

her defâsında yeniden

çıkıp geri geliyor ölüm

çiçekler ile uğurluyorlar

 gözünü boyuyorlar

kanmıyor, aldanmıyor ölüm

her defâsında geri geliyor ölüm

durmuyor toprakta ölüm

buz kesmiş geri geliyor

sıcak sularla yunup ısıtıyorlar

bir türlü ısınmıyor ölüm

buzdan bir bıçak gibi

yeniden geliyor ölüm

öylesi aç, öylesine doyumsuz

gönderilişine kızıp

kalleşçe geliyor bâzen

üçünü, beşini birden alıp koca ağzına

geri gelip her defâsında

buz gibi havasıyla

açım açım, açım diyor ölüm

toprağa gömüyorlar ölümü

durmadan, durmadan gömüyorlar

her defâsında yeniden

çıkıp geri geliyor ölüm...

 

 Hâdiye Kaptan

 
Toplam blog
: 467
: 145
Kayıt tarihi
: 16.05.11
 
 

Güzel Sanatlara tutkulu, Türk sanat müziği hayranı,  deniz ve İstanbul âşığı şiiryazar bir fâni....