Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '12

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Organik sağlıklı gıdalara yönelelim

Organik sağlıklı gıdalara yönelelim
 

Bugün Dünya gazetesinde "Organik ürünlere 5 yıllık plan" adında bir yazı çıktı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2012-2016 yıllarını içeren önümüzdeki 5 yıllık dönemi kapsayan "Türkiye Organik Tarım Stratejik Planı" hazırlamış. Bakanlığın internet sayfasında yayınlanan planda, dünyada ve Türkiye'de organik tarımın gelişimi, verilen destekler ve geleceğe ilişkin öngörüler yer alıyormuş.
Planda tüketici eğilimleri, organik tarımda Türkiye'nin güçlü ve zayıf yönleri, tehdit ve fırsatları da anlatılıyormuş. Bakanlık söz konusu planda, Organik Tarım Kanunu'nun eski olduğunu, denetimlerin etkisiz kaldığını ve kayıtdışılığın yaygın olduğunu da itiraf ediyormuş.

Startejik Plan hazırlanırken, bakanlık tarafından "Organik Pazarlar Tüketici Anketi" de yapılmış. Anket, Samsun, Bursa, Ankara, Eskişehir, İzmir ve İstanbul'da organik ürün pazarlarında tüketicilerin algı, ilgi ve taleplerini değerlendirmek amacıyla her türlü eğitim düzeyine sahip tüketiciler ile yapılmış. Tüketicilerin büyük bölümünün organik ürün kavramından haberdar olduğu bulunmuş. Ankete katılanların yüzde 80'i organik ürünlere güvendiğini, yüzde 65'i de bu ürünleri pahalı bulduğunu söylemiş.

Şimdi gerçekten organik üretim ve bu anlayışı iyi bilmek lazım. Organik üretim çok zor şartlarda yapılıyor. Çiftçi tarlasını uzun yıllar icabında ekmiyor, dinlendiriyor, kullandığı gübreler hiç bir katkı malzemesi içermiyor. Tamamen doğal yollarla bir üretim yapılıyor. Haliyle normal geleneksel üretimden zahmetli olduğu için biraz pahalı oluyor. Çünkü geleneksel üretimde hormonal gübreler kullanılıyor. Zaten bazı ihraç ürünlerde de kimyasal kalıntılar bulunuyor. Kimbilir ülke içine sattıkları ürünler nasıldır? Hiç birimiz, bunları bilmeden tüketip duruyoruz. Kanser vakalarının artmasında hileye hurdaya başvuran çok sayıda üretici ve satıcı olduğunu biliyoruz. Bu gıda terörü yapanlara karşı da maalesef pek fazla önlem alınamıyor. İşte daha yeni yeni çıkıyor, sütlere bozulmasın diye kimyasal katılıyormuş, yoğurtlara ithal jelatin maddesi katılıyormuş, en ünlü gıda markalarının bile ürünleri geçenlerde teşhir edildi. Kırmızı renk versin, albesini olsun diye renklendiriciler kullanılıyor. Vatandaş da ev ekonomisi gereği her zaman ucuza yöneliyor. Ucuzu satın alıyor ama sağlıklı mı diye pek fazla düşünme şansına sahip olamıyor. Çünkü bundan aslında birinci derecede devlet sorumlu olmalı. Bu piyasada üçkağıda kalkanların yakasına hemen yapışmalı, sürekli gıdaları laboratuarlarında incelemeli.

Mesela şimdiki çocuklar çok sağlıksız besleniyorlar. Belki bundan 20-30 yıl sonra kirli gıda'dan dolayı hastalıklar çok artacak. Çocuklarımız okul kantinlerinde hamburger, döner, sosisli, kola, gazoz, meyve suları, gofret, çikolata, cips, meyveli yoğurt, meyveli süt gibi ürünleri sıkça tüketiyor. Batı'da yavaş yavaş okul kantinlerinde bu ürünler yasaklanıyor, taze sebze ve meyve tüketimi özendiriliyor. Türkiye'de de bazı özel okullarda bu uygulama başladı. Devletler çocuklarını sağlıksız gıdalara karşı koruyorlar. Bu gıdaların ortak yönü de hızla emilen şekerlere sahip olmaları.

Yine bugün haberlerde var, Cola'larda bile alkole rastlanmış. Çocuklarımızı resmen göz göre göre müptela ediyoruz. Eski insanlar bu kadar çok şeker tüketiyorlar mıydı diye soruyorum etrafımdaki insanlara ama şeker bulamıyorduk ki diyorlar. Bu şekere karşı da devletin bir an önce önlem alması lazım. Obezite ile mücadelede şeker konusu da mutlaka gündeme gelmeli ve televizyonlarda aşırı şekerin zararları halkımıza çok iyi anlatılmalı. Halkımız "sağlıklı, temiz gıda" konusunda bilinçlendirilmeli.

Devlet, gıdaların kaynağı konusunda açık kanallar oluşturmalı, insanlar gönül rahatlığı ile bu sağlıklı gıdalara ulaşabilmeli.

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..