Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '08

 
Kategori
Ramazan
 

Oruç insanı

Oruç insanı
 

Uzun süren kuraklıktan sonra çatlamış toprağına diz çökerek ellerini göğe kaldırmış bir çiftçi için birden boşanan yağmur neyse, biz Müslümanlar için bu oruç da odur…

Müslümanlar ekonomiden kültür alanına kadar sıkıştırıla sıkıştırıla sırtı duvara dayanmış bir savaşçıdan farksızdır. İşte böylesi bir durumda ruhumuzu kirleten kirlettikçe içimizi burkan bizi huzursuz eden kültürden ekonomiye uğradığımız saldırılardan bir zırh gibi bir kalkan gibi bizi sarmalar oruç… Oruç on bir aylık sıkıştırmanın ardından huzur getirir….

Oruç kendisini sımsıkı tutanlara hareket saçan bir bahar gibi, tutmayanlara ise dondurucu bir buz içine kapayan bir kış gibi gelir…

Propaganda, hile, kuşku, umutsuzluk darağacında sallandırılmak istenen müslümanın ruhunu bir Hızır gibi yetişip kurtarır oruç…

Ruh her oruç günü yeniden inançla, güvenle, gelecek zamanı fark etme ustalığıyla, sabırla doluyor…

Modern dünya silahlarının yabancı olduğu ve asla sırrını anlayamayacağı bir yenilmez kudret silahımızdır.

Oruç diriyi cansızdan ayırtan fark ettiren bir emanettir.

Oruç tutan bir insanın ruhunu karanlık ruhların baskısından kurtarıp onu hafifleten, kuşkuyu, endişeyi, telaşı, tedirginliği yakan bir ateş emaneti... Bir emanet ki gelir gelmez bizi bizdeki emanetlerin sahibi yapmaya başlar. Evimizi ev yapar, yabancılaşan şehrimizi kendi şehrimiz yapar, uzuvlarımıza göğün mührünü vurur, ruhumuzu kölelikten azat eder…

Ölümden önce ölmenin tadından bir haberdir. Sadece kımıldayanları değil kımıldayan ne varsa onu kımıldatan hikmeti gören gözden bir haberdir. Kalplerle kapalı duvarlar arasında gidip gelen, evlerden dışarıya sızmayan yoksulların ahını işiten, ıstırapların gel gitlerini kaydeden kulaklardan bir haberdir…

Gece sahurda evlerin ışıkları bir bir yanınca şehir on bir aylık uykusundan bir şölene kalkar gibi aydınlanır. Oruçla gelen ruhların uyanışı da tıpkı sahurdaki bir bir yanışı gibi biri yanınca öbürünü de yanmaya çağıran bir şölendir. Oruç ruhların şölenidir…

Oruç sırrını yalnız bizim bileceğimiz bir melek ordusu, bir ruh gıdası bir gök armağanı gibi geliyor ve zayıfın zayıfı olduğumuz 21. yüzyılda, ondan sonuna kadar yararlanmamız, onu tepeden tırnağa kuşanmamız hakikat düğününün damadı gibi gelini gibi onu kuşanmamız gerekmez mi?

Onu ulaşamadığı köşe bucaklara kadar uzatmamız, onu yoğunlaştırmamız gerekmez mi?

Güçlenmek ve yıkıcı kuvvetler karşısında yiğitçe direnmek için onucun gözüyle gören, orucun kulağıyla işiten onucun eliyle tutan, orucu yaşayarak ölümü yenen bir gövdeyle vücut bulan bir oruç insanı, orucun adamı olmak gerekmez mi?

Kur’an, namaz ve oruçta dirilen bir İslam insanı olmak: İşte çağımız Müslümanını var edip koruyacak tek şart…

Orucun ışığı, mantığı ve bereketi ile kurulmayacak bir dünya giderek çürüyecek ve nihayetinde yıkılıp çökecek demektir.

Oruçta dirilmeyen insan zalim bir madde istilasında can çekişecek bildiğimiz ölüme bile hasret kalarak can verecektir…

Orucun getirdiği yorumla dünyayı ve tarihi yeniden yorumlamak, zaptetmek, fethetmek, kurmak, inşa etmek zorundayız.

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..