Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Özgürlük yazıları/ yüreklerdeki tel örgüler

Özgürlük yazıları/ yüreklerdeki tel örgüler
 

İnsanlarımız serbest olmayı özgürlük sanıyor ki aslında serbest de değiller; sahipleri onları sinemaya yollamış, akşam dönmezlerse mucuk mucuk. Dönmeye mecbursan ve üstelik saatinde dönmeye mecbursan buna şartlı serbestlik denir ki özgürlük ile ilişkilendirilmesi söz konusu bile olamaz.

Özgür insanın sadece bir yaratanı vardır ya da yoktur. Özgür insanın kendisi ve yaşadığı âlem dışındaki herkes ve her şey teferruattır. Aslolan kendisi ve hayatıdır. Özgürlük dilediğini yapabilmektir; yapamıyorsan dağlarda ceylan olsan işe yaramaz.

Kölelerin de boynunda zincir yoktu; serbest olduğunuza ne bakıyorsunuz. Parasını başkası veriyorsa dondurma yalamak bile özgürlük değildir; çünkü bedelini ödersin. Oysa özgürlüğün bedeli yoktur.  İnsan doğuştan özgür yaşama hakkına sahiptir. Ekmeğinizi biri veriyorsa onun kölesisiniz. Ekmeğin parasını istemese bile size karışma hakkını kendinde bulur. Bu nedenle özgür olmak için paranızı mutlaka kendiniz kazanmak zorundasınız. Biri çalışıyor siz yiyorsanız siz onun kölesisiniz.

İnsanların serbest olmaları özgürlük konusunda bizleri de onları da yanıltıyor. Ama fiziki olarak serbest olmak, istediğini yapabilecek durumda görünmek istediğini yapmayı sağlamıyor maalesef. Bara, kafeye gidebilirsiniz ama başınızda babanız var, anneniz var. Bir annemizin, babamızın olması normal de onlar niye başımızda. Çünkü başımızda olmaları onlara bize karışma hakkı veriyor. E karışmasınlar. Karışıyorlar ama. Ya da biri karışmıyorsa öbürü karışıyor.

Bu böyle olmaz. Anne babanın (ve karışan diğerlerinin de tabi) pozisyonlarını değiştiremiyoruz. Yani ne yapsak başımızdalar. Çözüm çocuğun 21 yaşına değince anne babadan ayrılması ve anne baba ve diğerlerinin çocuğa müdahalesi halinde “kişilik haklarına müdahale” sayılarak kanuni açıdan suçlu sayılıp (1 yıl) hapse girmeleri. Ailesi kendine karışan ve bundan rahatsızlık duymayan çocuklar/gençler zaten muhatabımız değil. Sadece onların inşallah bir gün bu köle düşüncelerden kurtulmalarını dilemekten başka elimizden bir şey gelmez.12 yaş üzeri çocukların fikir, öneri ve istekleri dikkate alınacak. Yanlış ve zararlıysa ikna edilecek. 16 yaş üzeri çocuklara arkadaşlıklar, aşk ve cinsellikler konusunda uzaktan kontrollü serbestlik tanınacak. Cinsel yayınları takip etme serbest olacak. 21 yaşından gün almadan kız ya da erkek hiç kimseye tıbbi gerekçeyle evlenme izni verilmeyecek. 21 yaşına basan kadın erkek AHE KANUNLARI’ında yazılı kurallar dışında dilediğini yapma ve dilediği şekilde yaşama konusunda serbest olacak.

Kanunen şimdi de serbest ama yapamıyorlar; çünkü serbestlik kanuna konmuş ama uygulanmıyor, denetlenmiyor. Yeni düzende şikâyete bakılmaksızın genel güvenlik böyle bir baskının olup olmadığını denetlerken kişiler rumuz vererek kendilerinin belirleyeceği her türlü iletişimle destek birimi sivil/özel güvenlik elemanlarıyla bire bir randevulu görüşerek ya da gizli mesaj yoluyla bu konudaki şikâyetlerini emniyete bildirecekler. Emniyet kişiyi çocuğun/gencin ( çocuk/genç 21 yaşına değmiş olmak şartıyla tabii ki) babası, anası kim olursa olsun “kişilik haklarına müdahale” suçuyla tutuklayacak.

Özgür olmayı hapiste olmak şeklinde algılayanlar da var. Biz hiç birimiz hapiste değiliz ama görüyorsunuz ki özgür değiliz. Ve sanıyorum bu ülkede özgür olan (her istediğimi yaparım-tabi kanuni ve mantıklı her istediğini) diyebilecek bir kişi bile yoktur. E bu durumda Türkiye’de özgürlük olduğunu söyleyenler bence tedavi olsunlar. Özgürlük insan olmanın baş şartıdır. Köleliğe alışmış, özgürlüğü önemsemeyen, özgürlüğün gerekli olmadığını düşünen/söyleyen kimseleri insan olarak değerlendiremeyiz.

Türkiye’de serbestliğin özgürlük olmadığı insanlara anlatılmalı.Aksi halde halk bu duruma razı ve bu durumla yetinir ve insanların özgürlük talebi olmaz. Halen bu devirde kızının/oğlunun evleneceği kimseyi kendisi seçen anne baba var. Yani bu şekilde hayvanlar da özgür. Salıyoruz çayıra akşama kadar ne yaparlarsa yapsınlar. Ama akşam olup ahıra döndüklerinde boyunlarına ipi bağlıyoruz. Bence bizim hayatımız da böyle.

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ  KERİM KORKUT YAŞADIKÇA BU TOPRAKLARDA DEVAM EDECEK.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..