Para peşin

Adana'da tüp patlaması nedeniyle yanarak yaralanan biri çocuk(8 yaşında) iki kişi, acil olarak başvurdukları özel bir hastane tarafından, paraları olmadığı için başka bir hastaneye sevk edilmemişlerdir.

Günlük hayatımızca çokça rastlanan bu ve benzeri olaylar, Türkiye'de bir türlü düzelmeyen çarpık sağlık politikamızın göstergesidir.

Türkiye'de, hasta haklarının hukuksal boyutu, henüz rayına oturmadığı için, bu tür olayları, özellikle devlet sağlık kuruluşlarında çokça yaşamaya devam edeceğiz.

Hasta haklarının hukuksal dayanağı, insan haklarıyla ilgili temel belgelerde mevcuttur. Devlet ya da özel sağlık kuruluşlarının, hasta haklarına saygılı olmanın insan hakları doğrultusunda bir zorunluluk olduğu bilincine varmaları gerekir.

Bu bloğu yazarkan, Anayasamızın sağlıkla ilgili maddelerine şöyle bir göz attım, şaşırdım kaldım. İsterseniz sizler de bir bakın. İnsanımıza yönelik en önemli hususlardan biri olan "sağlık" konusu, öyle bir geçiştirilmiş ki, anlamak mümkün değil. Buna karşılık, devlet idaresiyle ilgili maddelere olabildiği kadar geniş yer verilmiş. İnsana verilen önem, devlet idaresine verilen önem karşısında "solda sıfır" kalmış.

Acaba, diyorum; devlet ya da özel sağlık kuruluşlarının ve tüm hastanelerin giriş kapısının kolayca görünebilecek yerlerine, üzerinde büyük harflerle, "Hastanemize acil olarak başvuran her hasta tedavi edilecektir.
Parası ve ödeme gücü olmayanın parasını devlet ödeyecektir.Hiçbir hasta geri gönderilmeyecektir"yazılı bir levha konsa nasıl olur?

Böylece, apandisiti patlamak üzere olan ve hastaneye kaldırılan bir hastaya, önce parası olup olmadığı sorulmaz. Araç kazası geçirmiş ve ağır şekilde yaralanmış bir hastaya, içeri alınması için sağlık fişi sorulmaz; acil olarak bir hastaneye başvuran, örneğimizde olduğu gibi dayanılmaz yanık acısı çeken küçük bir çocuğun acil tedaviye başlaması için para istenmez.

Eğer bu sağlanamayacaksa, hastanelerimizin kapısına "Para peşin" yazılı bir levha konsun da, herkes başının çaresine baksın.

cdenizkent