Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '11

 
Kategori
Sağlık
 

Paran varsa tedavi ol… Paran yoksa Musalla Taşı…

Paran varsa tedavi ol… Paran yoksa Musalla Taşı…
 

SGK hastaların hayatlarını hiçe mi? Sayıyor… 

Rahatsızlanıp hastaneye gidiyorsun… Sosyal devletiz ya! Doktor seni muayene ediyor ve senin en kısa sürede ameliyat olman gerek diyor… 

İşte o noktada bir eziyet başlıyor ki sormayın. Önce tahliller için koşturuyorsun, ardından filmler ve diğer incelemeler ve bir bakıyorsun aradan 4 ay geçmiş sen hala ameliyat için gün beklemektesin. Neyse bu 4 aylık engelli parkuru aşıyorsun ve hastane nihayet sana yatış veriyor. Hazırlığını yapıp geliyorsun aman efendim hoş geldin demelerini beklemiyorsun ama… 

Birilerinin çıkıp sana yatak boşalmadı bugün git bir hafta sonra gel demesi de seni yıkıyor. Bu git geller zaten hastalığından dolayı bozuk olan moralini sıfırın altına indiriyor. Uzun çabaların sonucunda hastanede bir yatak kapmayı başarıyorsun, hazırlıklar tamam yarın ameliyat olacaksın kendini hazırlıyorsun kan ve lazım olacak bütün gerekenler temin edilmiş, çoluk çocuk bütün aile ve akrabalar orada doktor geliyor son kontroller yapılıyor. 

Ve bir beklemedir başlıyor. 

Yüreğin kimseye hissettirmesen de delicesine çarpmakta, zaman geçiyor ama seni gelip ameliyat için hazırlayan yok. 

Ailen gidip doktoru buluyor ve soruyor… 

- Hocam bizim hasta ne zaman ameliyata girecek… 

Ve… 

Fıkra gibi bir cevap… yoğun bakımda yer yok o yüzden hastanızı ameliyata alamıyoruz. Şayet hastanız için başka bir hastanede yoğun bakım ayarlayabilirseniz olur… 

Başlıyor telefon trafiği o hastane senin bu hastane benim. En düşük 650 Tl günlük. Verecek gücün yoksa bekleyeceksin… Neyi yoğun bakımda yatan bir hasta ölsün de yerine senin hastan alınsın… 

Tamam diyorsun doktor bir daha tetkik yapıyor efendim diyor bu yara yayılmış komple bu organ alınacak… sen bundan sonra bir makineye bağlanacaksın ve o makine ile besleneceksin yani yatağa ve makineye bağlı yaşayacaksın… 

İsyan edip evrakları alıp çıkıyorsun birde özel hastanede şansımı deneyim diyorsun. Özel hastane ameliyatı yaparım diyor ve özel malzemeler kullanırım sende makineye bağlı kalmazsın, normal yaşantına 1-2 ay içinde dönersin… 

Seviniyorsun… 

Ve … 

Acı bir tablo fiyat farkı 15.000 TL… 

Ben SGK’lıyım diyorsun tamam diyorlar ama bu malzemeleri SGK karşılamıyor… 

Nasıl yani diyorsun. SGK sağlık güvencesi değil mi? Sağlık için gereken malzemeleri nasıl karşılamaz… 

Diğer tarafta başka bir hasta kalp krizi geçirmiş gelmiş anjiyo yapılıyor. Stend takılması lazım doktor aileyi çağırıyor efendim SGK nın stendini mi? Takalım, kaliteli Stend mi? Takalım. Donuyorsun nasıl yani diyorsun SGK’nın stendi kalitesizse neden takılıyor. Kaliteli olsun dersen 2500 dolar fark vereceksin. 

Vay be diyorsun sağlığın bile birinci, ikinci kalitesi var… 

Diğer yanda doktor tembih üzerine tembih yapmakta bak bu ilacı al eczaneden muadilini alma! 

Hay Allah diyorsun. Eczaneye gidiyorsun ilacı istiyorsun eczası sana muadilini uzatıyor yok diyorsun bana bu ilacı ver… 

Eczacı ne yapsın; amca diyor bu ilacın farkı var. 

Ne kadar? 

27 TL Ampul başına vereceksin. 

Kaç Ampul yazmış doktor diyorsun… 

12 Ampul … 

Bakıp kalıyorsun… 

Ondan sonra çıkıp birileri sağlık için yaptığı hizmetleri anlatıyor ama sen dinleyemiyorsun. Çünkü tedavini yaptıramadığın için arkanda gözü yaşlı aileni bırakıp gitmişsin… 

Sağlığın birinci ve ikinci kalitesini çıkaran zihniyete şunu söylemek istiyorsun; kardeşim sağlığın kalitesi olur mu? Sen benden bu paraları zamanında sağlık güvencesi için kesmedin mi? Hani güvence nerede? 

Ama… 

Ne sen bunları söyleyebiliyorsun… 

Ne de sen söylesen dinleyen biri var… 

Devlet hesabını yapmış paran varsa tedavi ol… 

Paran yoksa işte musalla taşı… 

Hastalığında tedavin için kılını kıpırdatmayan devlet hemen hizmete koşar. Ölmüş olmandan o kadar memnundur ki; hemen alıp seni götürür kefendi, yıkanmandı, cenaze aracındı, gömülmendi hemen halledilir… 

Sonrası mı? Birkaç yıl sonra ardından kalanlar mezarını bile bulamaz… Seni düşünüp üzerine arkadaş gömmüşlerdir… 

Yaşatmak yerine, gömmeyi tercih eden zihniyeti protesto ediyorum… 

 

( Sağlık üzerine okuyan bir öğrenciden acı itiraflar.) 

Burçak YAZICI 

 

 
Toplam blog
: 168
: 1098
Kayıt tarihi
: 02.07.10
 
 

4 kasım 1996 yılında İstanbul'da dünyaya geldim. Bu sene ilköğretimden mezun oldum. Okul hayatımd..