Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '12

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Pardinin sesi

Pardinin sesi
 

Her sese kulak verme.


Şimdilerde cennette olduğunu düşündüğüm O muhteşem dünya tatlısı kadını, Fatma nenemide bu yazı ile yad ediyorum. Bak uşağum, derdi nenem, Ha bu deduklerumi sakin kulağa asma. Üç ağız bağirdi mi üç güne kalmaz birisinin kara haberi gelir. Hele habu kaybana yedi ağız bağirdiys ben çok korkarum derdi. Aslında nenem ve tüm vadimizin insanları pardinin nasıl bir hayvan olduğu sorusunu geçiştirir? Ne bileyim uşağum? Benim görmüşlüğüm yoktur ama görenler sirtlana benzetirler, kimisi de çakalun erkeğidur der. Bana göre bunların heç biri değildur. O bambaşka bir hayvandur. Nasil bir şey olduğuni çok az kişi görmiştür. Bağirirken arka ayaklarınun üzerine kalkarmiş. Pardiyi anlatırken böyle acayip bir hayvandur işte diyerek onu efsaneleştirerek mistik hale sokardı.

Çocukluğumda derin izler bırakan bu konuyu sürekli düşünür her çakal konusu geçtiğinde ise aklıma gelirdi. Yaşadığım her döneme ait anılarımın parçası haline gelmişti bu erkek çakal ve özellikle sesi. Hatta Ali Osman Dayimin en küçük oğlu olan Savaşın sürekli yüksek ses tonu ile çığırtkan bir şekilde bağırması nedeni ile lakabı pardidir.

Anadolu ve özellikle Kafkasya'da kapı önünde ısrarlı köpek havlamasının, hohor kuşunun ötüşü ya da çakal ulumasının ölümün habercisi olduğu yaygın bir inançtır. Rize'de kimi yerlerde çakalın sadece bağırmasına, kimi yerlerde dişisi, erkeği hatta kurudmuşuna "pardi" adı verilmesi ile birlikte kelimenin kökeninden de anlaşılacağı gibi "pardi" çakalın ta kendisidir ve Latince "pardus" (yırtıcı etobur) kelimesiyle ilişkilidir.

Anadolu inançlarında çakalın az çok bir yeri olduğu biliniyor. "Pardi" olarak isimlendirilen erkek çakal, kış aylarında ulumak değilde o çirkin ve yüksek tiz sesiyle genelde akşamdan sonraki derin vakitlerde evin yanlarına kadar sokulur, dakikalarca bağırıp durur, herkesi büyük bir korku sarardı. İşin en kötüsü, Pardin'in bağırması demek, vadide inanıldığı üzere birisinin öleceğine işaretti. Tabii, bir kısım senkronize ölüm olayları da, inancı inkar edilmesi mümkün olmayan bir şey gibi gözükmesine de yardımcı olurdu. Ölüm olayının bir habercisi olarak bu hayvan diğer bölgelerimizden çok farklı olarak algılanılırdı.

Halk inançları veya küçümseme adıyla batıl inançları şahsen kabul etmesek de her toplumda vardır. "Batıl" sözcüğü bazı inançlar için küçümseme ve hakaret sayıldığı için halk inançları tam yerine oturuyor. Ben şahsen bunların hiç birine inanmasam da bazı halk inançları incelendiğinde insan yaşamına bir değer kattığı inkar edilemez bir gerçektir. Halk inançlarının standart bir tarifi yoktur. Kategori olarak da birden fazladır. Doğa ve doğal olaylarla ilgili inançlar vardır, hayvanlarla ilgili inançlar vardır, kadınla ilgili, bebekle, hamilelikle ilgili inançlar vardır. Bunların yanında rüya gibi gerçek dışı ya da akıl dışı diyebileceğimiz çeşitli inançlar da vardır.

İşte bunlardan biri de bu başlığa konu olan çakal ulumasıdır. Uluma her toplumda uğursuzluk sayılır. Yerel inanışımız doğru olsaydı eğer, her ulumada bir adam ölür en azından yaşadığım kafkame köyünde kimse hayatta kalmazdı. Fakat gel gör ki, her köpek uluması veya başka bir hayvan ulumasında o uğursuzluk inancı beni müthiş rahatsız eden bir durumdur. Anladığım kadarıyla bet sesli ulumasıyla ölümü çağrıştıran erkek çakal pardi, özellikle Doğu Karadenizde nam salmıştır.

Bilmiyorum ama en azından hurafeler bir yana bazı hayvanların bizim bilmediğimiz ön sezi yetenekleri olabilir diye düşünüyorum. Uğursuzluk inancı başka bir şey olsa gerek?

Bugünlerde televizyonlardaki pervasızca konuşanların sesleri ve ses tonları bana pardiyi hatırlatıyor, Doğu Karadenizde bir vadide yaşayan bir çocuğun belleğindeki kazınmış izleri ile.

Hoşçakalın.

Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..