Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pavlov'un Köpekleri, Anthony Robbins ve Ben !

Pavlov'un Köpekleri, Anthony Robbins ve Ben !
 

Boş word sayfasını açıp, bir şeyler yazmaya her niyet ettiğimde, aklımda hiçbir konu olmasa da yazabiliyorum.

Hiç öyle uzun uzun düşünüp, ben bugün ne yazsam diye düşünmüşlüğüm, çıldırıp kafayı yemişliğim yoktur.

Boş bir word sayfası açılır, parmaklar klavyeye dokundurulur ve başlar zihin çalışmaya, parmaklar da yazmaya.

Psikolojide buna “koşullu uyarıcı” deniyor.

Sahnede yine Pavlov ve köpekleri var!

Deneyi hatırlamayanınız yoktur bu yüzden uzun uzun anlatmayacağım. Benim klavyem, Pavlov’un deneyde kullandığı zil şu anda. Köpekte ben oluyorum haliyle!

Neyse, konuyu dağıtmayalım.

Yine öyle bir gün, boş sayfa önümde, parmaklarım klavyenin üzerinde ve zihnimden geçenleri yazmaya başlıyorum.

Uyarıldı beynim artık geriye dönüş yok!

Zihnimden geçenler sözüne takılıyor aklım. Sahi insanın zihninden ne kadar çok şey geçer gün içinde. Uzmanlara göre insanın zihninden günde yetmiş bin düşünce geçermiş.

Ne kadar çıldırtıcı! Düşün düşün bitmez :)

İnsan ne bulur da düşünür yetmiş bin adet diye düşünürken, bu düşüncelerin % 95’ini bir önceki gün düşündüklerinin oluşturduğunu öğreniyorum.

Dönüp dolaşıp, bıkıp usanmadan aynı şeyleri düşünüyoruz!!

Ben dün neler düşünmüştüm? Bugün de aynı şeyleri mi düşünüyorum diye düşünüyorum.

Evet, çoğunlukla aynı şeyleri düşünmüştüm, o zaman muhtemelen yarın da aynı şeyleri düşüneceğim… Bu mudur kaliteli düşünmek ?

Dün aklımın ucundan bile geçmemiş olmasına karşın, birden yazar Anthony Robbins'i düşünmeye başlıyorum.

"İçinizdeki Devi Uyandırın” adlı kitabını okumuştum yıllar önce. Tavsiye ederim şahane bir kişisel gelişim kitabıdır. Aslında tüm hayatınız boyunca yanınızda bulunması gereken bir el altı kitabı demek daha doğru.

Anthony’nin yaşam mücadelesi geliyor aklıma.

Tek odalı ve mutfağı olmayan bir dairede yaşarken, yaklaşık yüz kg. olan Anthony, bir ofiste odacılık yaparak, kıt kanaat geçimini sağlamaya çalışıyordu. Her günü korkuyla, kaderine isyan ve gözyaşıyla geçiyordu.

Sonra birden bir şey oldu. Hayatının amacını düşündü Anthony. Hafızasından sildiği rüyalarını zihnine geri getirmeyi başardı. İçinde uyumakta olan sınırsız gücü keşfedip, uyandırdı.

Ve on yıl gibi bir süre içinde rüyalarını gerçekleştirdi.

Yaklaşık 30 kg. verdi. Del Mar’da muhteşem bir şatoya ve Jet helikoptere sahip oldu. Genç ve güzel eşi ile mutlu bir hayat sürdürüyor şimdi. Tabi ki inandığı ve sevdiği işi yaparak. On binlerce kişiye kişisel gelişim konusunda yardım ederek, kitaplar yazarak ve seminerler vererek.

Sık sık şunu yineliyor kitapta, “düşüncelerinizi seçerek, kaliteli ve yaratıcı düşünerek hayatınızın kontrolünü elinize alın ve rüyalarınızı yaşayın.”

Anlaşılan o ki, Anthony sıradan insanlar gibi yapmamış. Her gün oturup bir önceki gün düşündüklerini düşünmemiş. Özenle seçmiş düşüncelerini ve rüyalarını yaşamış.

Bir önceki gün düşündüklerimi düşünmeme konusunda artık çok kararlıyım.

Bizler de rüyalarımızı gerçekleştirmek adına yaratıcı olalım, oturup yüzbinlerce, milyonlarca kez aynı şeyleri düşünmeyelim.

Ne dersiniz ? :)

Saygılarımla,

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..