Peki, bunlar kaç para aldılar?

Taksim Gezi Parkı gösterileriyle ilgili İngiliz The Times gazetesinde yer alan ve bazı ünlü isimlerin imzasını taşıyan ilana İngiltere'den de bazı tepkiler gelmiş

 

İngiltere’deki akademik çevreler ve bazı kuruluşlar, tepkilerini gazetenin editörü John Witherow’a gönderdikleri mektupla ifade etmişler.

 

Bunlar, Forward Thinking isimli yardım kuruluşunun kurucusu ve direktörü Oliver McTernan ile Müslüman Sosyal Bilimciler Birliği Başkanı ve Uluslararası İslami Düşünce Enstitüsü Londra Ofisi Direktörü Anas Al-Shaikh Ali...

 

Her ikisi "Mektup asılsız suçlamalar ve yanlış bilgilere dayanmaktadır” dediler. Hatta Anas Al-Shaikh Ali, “Yüzbinlerce Türk seçmenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerine katılıp seçimde kullandıkları oyların arkasında durmalarını Nazilerinki gibi kural tanımaz zor kullanma eylemlerine benzetip suç isnat etmek kabul edilemez ve iftira niteliğindedir. Bu kişiler suç işlememişlerdir, hiç kimseye ya da gruba karşı hiçbir ırkçı ve karalayıcı dil kullanmamışlardır” diye yazmış mektubunda...

 

Aynı kişi, uzun mektubunda Başbakan'ın suç işlemediğini, demokratik yollardan seçildiğinden söz ederek "Diktatör" tanımlamasının yanlış olduğu ifade etmiş...

 

Sanırım Oliver McTernan ile Anas Al-Shaikh Ali, gazeteye ilan verenler gibi, "Gezi" olayları sırasında İstanbul'da idiler, gördüler ve değerlendirmelerini buna göre yaptılar.

 

Biri bir pencereden bakarken, diğeri bir başka pencereden katığı için olayları farklı gördüler ve değerlendirdiler.

 

Veya...

 

Nasıl ki gazeteye ilanı verenleri değerlendiren başbakan, onlar hakkında "Satılmış" anlamında ifadelerde bulunduysa, bu "Akademik çevreler" hakkında da aynı iddiada bulunabilir miyiz?...

 

Başbakan, sorgusuz harcayabileceği "Örtülü ödenekten" kendilerine her hangi bir "Çıkmada" bulunmuş olabilir mi?

 

Şimdi "O haaaa gari..." dediğinizi duyar gibiyim...

 

Haklısınız...

 

Şimdi bana "Komplo teorisi olur da bu kadarı da olmaz" diyorsunuz muhtemelen ki, haklısınız da. Ancak ilanı verenlere karşı başbakan ve taraf etrafının gösterdiği tepki de aynı değil mi?

 

Eğer ilanı verenler "Satılık" kişiler ise, bu akademisyenlerin "Satılmış" olmadıklarını ki iddia edebilir?

 

Bizim açımızdan her ikisi de, değerlendirilecek ise, ikisi hakkında da "Fikirlerni beyan etmişler" diyerek bakar, öküz altında buzağı aramayız. Yok şayet arayacak isek, ikisinde de aramamızda bir sakınca yok.

 

Bir başka açı...

 

Biz, "Gezi" olaylarında millet olarak iktidarın tutumunu yaşadıklarımız ile biliriz. Diktatör olmayan başbakanımızın polise "Temizleyin" talimatını verdiğini kendi ağzından duyduk...

 

Sanırım "Akademisyen" çevresi, İngiltere uzak olduğundan duymamış, veeya aldıkları "Çıkıntı" nedeniyle duymazdan gelmiş olabilirler.

 

03 AĞUSTOS 2013 

İBRAHİM PEKBAY