Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pencerelerden taşan sesler...

Pencerelerden taşan sesler...
 

Malum havalar çok sıcak, hele İzmir’de yaşayıp da Mayıs ayından itibaren pencere kapalı yaşamak mümkün değil…

Komşuluk ilişkilerim zayıftır, yıllarca yoğun çalışmaktan kaynaklanır, bir de kim ne yapmış, kim ne demiş gibi konular ziyaret edemediği için bir türlü zihnimi, ne duyarım ne de görürüm olan biteni…

Son birkaç aydır evde olmamın da payı var sanıyorum, açılan pencereler ile birlikte, ister istemez seslerimiz taşıyor ve giriveriyor diğer pencerelerden içeriye…

Bizim için çok gürültücüler diyorlardır, kesin! Dememeleri mümkün değil!...

Seslerden, konuşmalardan otomatik olarak ruhsal dengeleri, yaşama bakış şekilleri konusunda bir fikir oluşuyor insanda.

Alt komşular hemen hemen hiç konuşmuyorlar, hiç sohbet etmiyorlar, yalnızca evin iki kızı, anne ve baba birbirlerine sert bir şekilde sesleniyorlar…

İki kız kardeş arasında çekişme var, belli, normaldir de bir yere kadar, ama hiç mi ortak bir konu bulup da kikirdemez iki kız kardeş?

Anne, baba hiç mi gülmezler bir olaya, mesela?

Geçenlerde yazlıktan döndüler, deniz, kum, güneş hiç mi azaltmaz stresi, azaltmamış…

Çok güzel yemek kokuları geliyor ama, Allah için, yemeğe odaklanmış bir aile yani!

Gülmeden, konuşmadan yenen yemek ne kadar lezzetlidir, onu bilemem…

Yan apartmandan bir başka aile, emekli bir bey, bütün gün evde olmasından anladım, sesi davudi, nadiren bir kuple şarkı söylüyor, insan vallaha devamını bekliyor, ama sanıyorum asker emeklisi, devamını getirmiyor!

Sürekli komutlar veriyor eşine, sürekli eleştiriyor, “Yok o öyle olmaz”, “Bu böyle mi yapılır!” tarzında…

Eşi hanım pek sesini çıkarmıyor, o çıkarmadıkça adam “Hah, haklıyım” tarzında dolanıyor ortalarda.

Seslerinden anladığım kadarıyla bir erkek bir de kız torunları var, yaz boyu “Anane” lerine geldiler, anneanne bir taraftan huysuz emekli kocası, bir taraftan torunların şımarıklıkları epey bir bunaldı, ancak kendini toparlayabilen bir kadın, maşallah, hem torunları kendi anlayışına göre terbiye etmeye uğraştı, hem de zaman zaman sert çıkma durumunda kalan sesini yumuşattı!

Onların evinden çok nadir sohbet ve kahkaha sesleri geliyor, genelde emekli bey haberlere yorum yaparken sanırsınız ki eşini azarlıyor, genel konuşma tarzı o, ancak nadir gelen akrabalar ile bir arada olduklarında eşi hanımın aslında şen şakrak, konuşkan ve kahkaha atmayı seven bir kişiliği olduğuna karar verdim, keşke birileri gelmeden de evinde böyle neşe ile gülebilse…

Umarım bir hastalık, her hangi bir problem olmaz da, konuşmadan, gülmeden nasıl yaşar bu insanlar soruma bire bir yaşayarak yanıt bulmam!

Sevgilerimle…

Gülgün Karaoğlu

Eylül,14/08

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..