Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '18

 
Kategori
Güncel
 

Prof. Dr. Özdemir Akmut'un Ardından....

Prof. Dr. Özdemir Akmut'un Ardından....
 

Mikro iktisat, makro iktisat, iktisat tarihi, işletme iktisadı, ikdisadi dokrinler tarihi… gibi adını anımsadığım anımsamadığım iktisat konulu pek çok dersin laf kalabalığında boğuluyorduk. Grafikler, denklemler, yüksek matematik terimleri bombardımanı altındaydık. Ezberliyor, geçer not alıyorduk… da, anlıyor muyduk peki?

Sene 1987… Ekim ayı ortalarıydı. Newyork borsasında tarihi bir düşüş yaşandı. Kriz,1929 Bunalımıyla kıyaslanıyor, dünyada yer yerinden oynuyordu.

Türkiye’de de konu üzerinde duruluyor, fırtınanın olumsuz etkilerinden korunmaya dönük önlemler gündemde tartışılıyordu.

Ve biz Mülkiye öğrencileri ve camiası da tartışmaların dışında kalamıyorduk.

Olan biteni yarım yamalak anlamaya çalışıyorduk.

Üretim Yönetimi dersimizin olduğu bir gündü.

Özdemir Hoca geldi... Her zamanki sakinliği, güleç yüzüyle başladı dersine…  Konunun dışına çıkacağını, “Kara Pazartesi”nin etkilerini irdeleyeceğini açıkladı ve o 2 saatlik dersinde neler olup bittiğini biz 4. Sınıf öğrencilerinin anlayabileceği derinlikte ve ama basitlikte özetledi.

O güne, saate kadar aldığımız iktisat derslerinde bizlere öğretilmeye çalışılan onca teorik bilginin ne işe yarayabileceğine dair jetonum o derste düştü.

Mülkiye yıllarımızda ufuklarımıza açılan o pencereden bakabilirsek, dünyayı rahatlıkla kavrayabileceğimizin öz güvenini vermişti Özdemir hoca…

Özdemir Hoca’nın hayranıydık hepimiz… Derslere ilgiyi her an canlı tutabilme, sevdirerek, düşündürerek, tartıştırarak konuları içselleştirebilmemizi sağlayan yöntemleri ve yaklaşımları harikaydı her zaman… Maç, Devran filan gibi kraathanelerin okey, briç grupları dahi kaçırmak istemezlerdi, derste olurlardı o saat…

Hiç unutmam… Üretim süreci planlamasına dair derslerinden birinde “teknolojik imkansızlık” diye bir kavram açıkladı. Çok basit bir konuydu. Ancak bir “kilit” cümleyi kaçıran arkadaşlardan bazıları anlamamışlardı. Akşam Cumhuriyet yurdunda bir araya gelmişler, tartışmışlar, çözememişlerdi… Okulun en “inek[1]”lerinden olan ve anlamadığımız her şeyi koşup ilk sorduklarımızdan Hasan da dahil… Ertesi gün Şahin bundan bahsedince, konuyu anladığımı ve anlatabileceğimi söyledim, tamam dedi, anlattım… Hasan’a anlatmış ve bu kadar basit bir şeyi o dakikaya kadar nasıl olup da anlamamış olduğuna hayıflanan Hasan hele de bu kadar basit bir şeyi nasıl olur da kendisinden önce “Kenan”ın öğrenebileceğine dellenmişti…

Çok gülmüştük.

Ve o güzel insanı, derslerinde kazandırdıklarına aracılığımızla tüm yaşamımızda karınca kararınca bulunduğumuz her noktaya ışığından yayabilmiş olan o değerli Hocamızı, sevgili Prof. Dr. Özdemir Akmut’umuzu dün yitirdik, bugün toprağa verdik.

Unutmayacağız yaşadıkça… Işıklar içinde uyu!

Kenan IŞIK



[1] İnek: Mülkiye’de çalışkanlığın ve sevcenliğin sembolü canımızdır…

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..