Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '16

 
Kategori
Sosyoloji
 

Rusya ABD'yi nasıl alt eder 2: Büyük Asya Birliğine dört eyaletli

Rusya ABD'yi nasıl alt eder 2: Büyük Asya Birliğine dört eyaletli
 

Bir önceki yazımda Putin’in ABD tezini tersten uygulayarak nasıl çökertebileceğini yazmıştım. Bu tez sayesinde ABD ve yandaşı olan kan emici kitlenin dünya çapındaki tüm planlarına nasıl limon sıkılacağını belirtmiştim. (Merak edenler TIKLAYABİLİRLER)

Bu yazımda ise bu birliği sağlayan Putin sadece ABD’nin değil hem Avrupa birliğinin hem de İllüminatici tayfanın küresel planlarının nasıl içine edebileceğini ele almak istiyorum.

Putin, Çin lideriyle birlikte ABD ve batılı tayfalarının kanlı planları için kullanmaya çalıştıkları İslam’ı kendi çıkarları doğrultusunda ve üstelik çok daha barışçıl şekilde yönlendirebilirler. İlk yazımda ABD’nin çılgın fantezileri için oyun alanına döndürdüğü Orta doğuyu kendi doğasına döndürmek için bir dizi askeri ve siyasi müdahalede bulunması neticesinde büyük bir başarı elde ettiğini yazmıştım. Bu sayede ABD’nin elinden hem Kürt hem petrol, hem askeri hem de ekonomik bir kartı almıştı.

Yazımın bu ikinci kısmında ise İslam coğrafyasını mezhep temelinde birleştiren üçüncü tip bir devlet yapılanmasını hayata geçirmeyi deneyecektir. Buna destek olarak ABD’nin bölgedeki küçük devletçikler aracılığıyla yürüttüğü pislikleri imha etme imkânına kavuşacaktır. Üstelik bunu yapmak için kendisi emek sarf edeceğine müttefiki olan bu büyük devletin bunu yapışını izleyecektir.

ÜÇÜNCÜ BÜYÜK BİRLEŞME

Konuyla ilgili haritalara bakmak için TIKLAYIN

İlk yazımda şii ve sünniler Türkiye ve İran önderliğinde birleşip tek bir konfedere devlet kuruyor, bölgedeki kendi mezheplerinden olan devletleri kendi bayrakları altında topluyorlardı. Bu yazımda ise Daha çok İran’ın doğusunda kalan devletlerle ilgilenmek istiyorum. Yani bu birleşmeyi üçüncü bir safhaya taşımaktan… 

İran’ın doğusunda kalan devletlerin önemli bir kısmı sünnidir ancak minik devletçiklere bölünmüş durumdadırlar. Özellikle Türki cumhuriyetler köken olarak Türkiye’ye kültür olarak Rusya’ya ve din olarak İslam’a bağlıdırlar. Bu durumda bunları birleştirmek için Rusya’nın elini taşın altına koyması yeterli olacaktır.

Şimdi Hıristiyan bir Rus olarak şu soru akla gelebilir; “Neden Müslümanları birleştireyim ki? Ne güzel bölünmüş haldeler.” İşte bu mantık tam da ABD’nin kullandığı, Rusya’ya kullandırtmadığı, öte yandan IŞİD gibi örgütler sayesinde İslam’ı daha da parçalayıp Rusya’nın sonunu getirecek eylemlerin de zeminini hazırladığı noktadır.

Şimdi hayal edelim; Acaba bu devlet kurulsa Rusya’ya saldırır mı? Sizce? Mantıksız geliyor değil mi? Neden yapsın ki bunu? Çin dev bir devlet… Rusya’ya saldırı planları var mı? Hayır! Bilakis Amerika ve batıya karşı güç birliği halindeler. Aynı şey bu devlet için de geçerli olacaktır. Rusya ve Çin bu aşamada sadece şunu yapacaktır; Amerika ve AB’ye karşı kendi yanlarında duracak üçüncü bir süper güç yaratmak…

Bu yeni devletin sınırları ise batıda Fas’tan doğu’da Çin’e, Kuzey’de Türkiye’den güneyde orta Afrika’ya kadar uzanmaktadır. Bağımsızlaşmış, arkasına Çin ve Rusya’nın desteğini almış bu devasa devlette batılıların petrol muslukları kesilmiş, kafalarına göre savaş çıkarttıkları atmosfer ortadan kalkmıştır.  Akdeniz’de ise bu devasa devletin, Rusya ve Çin’in uçak gemileri ortak bir güç doğrultusunda bulunmaktadır. Bunun Türkçe’si ABD ve AB kıyım imparatorluğunun sonunun gelmesidir.

Üçüncü büyük birleşmede devlet üç bölgeli konfederasyona dönüşmektedir. İlki Türkiye’ye bağlı olan ve İran sınırında biten bölgedir. İkincisi İran’la başlayıp Afganistan’da biten bölgedir. Üçüncüsü ise kuzeyde Türki cumhuriyetler ve güneyde Pakistan’la biten coğrafyadır.

ÇİN VE RUSYA’NIN STRATEJİK KARARI

Bu noktada işin bir tık daha stratejik bir kararla güçlendirilmesi ve radikal bir devlet kararına varılması faydalı olacaktır. Örneğin Çin’in Sincan bölgesi hem etnik hem dini olarak kendilerini Çin’e bağlı hissetmemektedir.

Çin’in buraların yönetimini Merkezi Türkmenistan veya Kazakistan civarlarında bir yerlerde olacak olan ve Büyük Müslüman devletin en doğudaki üçüncü federe kısmına bırakması en çok Çin’i rahatlatacaktır.

Böylece oradaki halk kültürel olarak sorunlarını kendilerine yakın hissettikleri insanlarla çözebilecek, Çin ülkesine bağlı tutmak için zorlandığı bu kişilere ekonomik yatırım yapmak için büyük paralar ve emekler harcamaktan kurtulacaktır. O kısma harcayacağı enerjiyi de çoğunluk olduğu bölgelerde daha yoğun çalışarak artırma yoluna gidebilecektir.

Etnik sıkıntıları kaşıma bahanesiyle ortalığı karıştıran ve yayılan İngiliz-Amerikan ajan ordusuna buradan bir ekmek çıkmayınca devlet daha sağlıklı temeller üzerine daha yüksek motivasyonlu olarak gelişim sağlayabilir.

Rusya için de benzer bir durum Kafkaslardaki küçük bir bölge için geçerlidir. Bu bölgenin yönetimini Türklere bırakarak hem etnik hem de dini olarak kendilerini Türkiye’ye bağlı hisseden insanlarla uğraşma derdinden kurtulmuş ve enerjisini geri kalan bölgelerdeki yapılanmasına harcama imkânına kavuşacaktır.

Haritada görünmese de Rusya’nın tam ortasında dev bir Müslüman kitle daha bulunmaktadır. Ancak bu kitlenin idaresinin bırakılması askeri stratejik olarak sorun yaratacağından bu kesim Rusya’da kalmalıdır. Çünkü bu devasa toprak parçası Rusya’nın tam merkezinde ve çok geniş bir alana yayılmıştır. Bunun yönetim olarak devri stratejik olarak sorun yaratacaktır.

Ancak eğer isteyenler olursa güneye yerleşmelerine izin verilmesi, güneydeki hıristiyan azınlıkların da kuzeye becayişle geçişlerinin sağlanması fikri üzerinde çalışılabilir. Bu durum hem Rusya’yı hem de güneydeki devleti rahatlatabilir. Daha da homojenleşen yapılar tüm devletleri rahatlatabilir.

BÜYÜK ASYA BİRLİĞİ

Devlet bu noktaya geldiğinde artık ABD ve AB sömürgeci güçlerine karşın Rus ve Çin süper güçlerinin yanında bir de Müslüman bir süper güç ortaya çıkacaktır. Bu süper güç batının sömürgeci anlayışına karşı doğunun yanında yer alacak ve tek kutuplu dünyayı yeniden iki kutuplu hale getirecektir. Böylece batının her türlü vahşi operasyonlarına bir ket vurulması mümkün olacaktır.

Galeride sizlere sunmuş olduğum batı-doğu bloklarının haritasına bakarsanız batının karşısında çok güçlü bir doğu bloğunun yeniden ortaya çıktığını görebilirsiniz. Şanghay beşlisi artık güdük bir birliktelik değil küresel bir mega güç ağına dönüşmüş durumdadır.

Üstelik bu birlikteliklere dikkatli bakacak olursanız Amerika’nın kendi dibinde de Amerika’dan nefret eden bir ton ülke bulabilirsiniz. Çünkü Amerika tarihte hepsine süper vahşet örnekleri sergilemiştir. Bu da batı dünyasından doğu yakasında yer almak isteyenlerin sayısının az olmadığını anlamına gelmektedir.

ASKERİ YAPILANMA

Son olarak kurulacak bu yeni süper devletin içinde Rusların ve Çinlilerin stratejik olan birkaç noktada üslerinin bulunması batı piranalarına karşı ortak askeri operasyonlar açısından son derece önemlidir. Örneğin haritada Afrika eyaleti olarak adlandırılan bölgede bu üslerin bulunması stratejik öneme sahiptir. Bugün Fas, Libya Mısır bu önemli noktalardandır.

Merkezde yer alan Türkiye eyaleti olarak adlandırılan kısımdaki üslerin Türklere, İran eyaletindeki üslerinse İranlılara bırakılması daha doğru olacaktır. Zira bu bölgelerin dilinden bu milletler iyi anlamaktadırlar.

DİL BİRLİĞİ

Bu birlik ise makul ve insancıl bir şekilde aşılabilir. Bulunulan her bölgedeki millet kendi bölgesinin dilinin yanı sıra bağlı bulunduğu eyaletin dilini öğrenmeye gayret gösterecek şekilde eğitilebilir. Örneğin Afganistan bölgesinde Afgancanın yanısıra Farsça öğreniminin bulunması makuldür. Aynı şekilde Türkiye’de Türkçe’nin yanı sıra Arapça’nın öğrenilmesi sorunları çözecektir. Ancak yönetim birimlerinde her dört eyaletin de yoğunluklu dillerinin bilinmesi sayesinde iletişim ve koordinasyon sorunu aşılabilir.

SON SÖZ

Son aşamada bu devletin kuruluşu ve dağınık haldeyken ABD ve AB çıkarına çalışan toprak parçalarının derhal bağlı bulundukları doğal coğrafyanın doğal çıkarlarına hizmet etmesi gerekmektedir.

Makul bir yapılandırmayla etrafı Amerikan üslerinden temizlenmiş, sağlıklı ekonomik ve askeri ilişkileri bulunan Çin ve Rusya bölgede hem rahat edecek hem de ABD-AB batı kıyıcılığına ve saldırılarına karşı huzur içerisinde gelişebileceklerdir.

Çinliler veya Ruslar bu yeni devlete bu yeni devlet de Çin ve Rusya’ya insan aklının alabileceği mantıklı bir gerekçeyle saldırmayacağına göre çok daha huzurlu bir dünyaya uyanabilme olasılığımız var.

Afrikalılar sömürü altında aç ve susuz olmak yerine yeniden bayındır edilen huzurlu devletlerinde insanca yaşayabilirler. Ortadoğu yeniden barışın merkezi olabilir. Asya’nın milletleri de deliler gibi Amerikan saldırı tehdidi altında yaşama korkusundan uzunca bir süre kurtulabilirler.

İSRAİL’İN DURUMU Kadim bir millet olarak İsrail tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi bu yeni devletin himayesinde kalmayı tercih edebilir veya bağımsız bir devlet olarak varlıklarını sürdürmeyi isteyebilirler. Her halükarda kendi bölgelerinde ve kendi topraklarında istedikleri gibi yerleşip çoğalabileceklerdir.

Bu noktada eğer İsrail özerk bir bölge olmayı isteyecek olursa daha önce olduğu gibi bölgede askeri unsur bulundurmayacak ve iç güvenliklerini sağlayabilmek için bir polis gücü bulunduracaklardır.

Yok eğer ille de bağımsız takılmak isterlerse yine güvenlikleri sorun olmayacaktır çünkü artık etrafında kendilerine saldırabilecek gruplar değil yayılmacı olmayan ve yayılmaya da müsaade etmeyecek bir devlet bulunacaktır. Kimse kimseye değmeyecek olduktan sonra sorun olmaz.

GAZZE SORUNU

Bir de Gazze meselesi var elbet. Bunu da anlamak gerçekten mümkün değildir. Gazze düdük kadar bir yerdir. Bu yeni devletin devasa sınırları herkese yetecek büyüklüktedir. Gazze’deki nüfus ülkenin arzu ettikleri yerlerine dağıtılır ve bölge İsrail’e bırakılabilir.

Bunun karşılığı olarak İsrail de makul bir çözüm perpektifine göre geliştirilen ve aşağıda belirtilen Kudüs planına olur verebilir. Her şey karşılıklı anlayışa bağlıdır. Al gülüm ver gülüm. Böylece ne İsrail gece gündüz Gazze’yi bombalar, ne Gazzelilerin burnu kanar ne de Kudüs doğasına aykırı işlerin merkezi olup çıkar…

KUDÜS SORUNU

Üç dinin de kutsal merkezi olması dolayısıyla Kudüs kutsal şehir statüsünde yerleşime kapatılmalıdır. Sadece ibadet etmek isteyenlerin özel bir izinle silahsız, ibadet amacıyla girip çıkabildikleri din turizmine bağlı bir yer olmalıdır. Bir nevi insansızlaştırılmış bölge…

Yahudiler ibadet edeceklerinde İsrail polis gücünün korumasında, Müslümanlar ibadet edeceklerinde de Müslümanların polis korumasında ibadetini gerçekleştirip bölgeyi terk etmelidirler. Tamamen yerleşime kapalı olan bölgedeki yerleşim unsurları şehir dışına çıkartılmalı ve bölgenin kalan tüm kısımları ibadetini gerçekleştirecek olanların konaklayacakları tesisler ve yeşil alandan ibaret olmalıdır.

Böylece Siyonistlerin Sion devleti fantezilerine ve Müslümanların da kutsal islam devleti çıkmazlarına bir son verilerek bu dertten kurtulmalıdır. Tabi bunların hepsi şu an Erdoğan, Putin, Çin devlet liderlerinin ellerinde… Umarım birileri bu gerçeği görür… 

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..