Sade vatandaşın değerlendirmesi

Seçim sonuçlarıyla ilgili tarafların ve kesimlerin değerlendirmelerine örnekler:

- “Bir milli irade refleksi”.
- “Halkın muhtırası”.
- “AKP’nin bu kadar hata, bu kadar yanlışına rağmen oylarını bu kadar artırması hayret edilecek bir şey. Nasıl oluyor, anlamakta güçlük çekiyorum.”
- “Aziz Nesin’in mezarını ziyaret edeceğiz”.
- “İnsanların bir kısmına laik olmak bir kısmına da Müslüman olmak yetiyor.”
- “AB den yana olanlar AKP ye destek verdi…”.
- “Fındıkçılar bile AKP’li…”
- “Eski İslamcı” veya “Yeni Ilımlı İslamcı” AKP nin zaferi…

Cevap verilmesi gerekli sorular:
- AKP ye oy verenlerin hepsi AB yanlısı mıdır?
- CHP, DP ve GP Avrupa Birliği yanlısı değil midir?
- Sadece fındıkçılar değil, çiftçiler ile işçiler de AKP’li;
- Esnaf ve zanaatkarlar da AKP’li;
- Çalışanlar da işsizler de AKP’li;
- “Varoşların partisi”, sosyetenin de partisi;
- “Yoksulların partisi”, zenginlerin de partisi;

oldu diyemez miyiz?

Hatta;
- “ABD yanlısı AKP”, ABD karşıtlarının da partisi oldu diyemez miyiz?
- “Anti-laiklerin partisi” önemli bir kısım laiklerin de partisi oldu diyemez miyiz?
- AKP, diğerlerinin gidemediği Bölgelerin ve yörelerin de partisi oldu diyemez miyiz?

Kısaca; AKP Türkiye’nin partisi oldu denilemez mi?

Cevap aranması gereken sorular:

- Can Dündar’ın seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri yanlış mı?
- Olguya ait süreçleri analiz etmek ve sübjektifliğin zincirini kırıp objektif algılama ve değerlendirmelerde bulunmak, buna göre tercih ve yaklaşımları uygulamaya koymak gerekmez mi?
- Sonuçları doğuran sebepleri, sadece “Dışarıya Bakış”la anlamak mümkün mü?
- İçeriye; içimize de bakmak neden hiç aklımıza gelmez?
- Bir elimize de çuvaldızı almak, nefsimize neden bu kadar ağır gelir?
- Kurumsal kültürümüzü; algılamalarımızı, tutum ve davranışlarımızı, tercih ve yaklaşımlarımızı gözden geçirmek ve gerekli değişimi öncelikle kendimizden başlatmak çok mu zor geliyor?

Bizim Genel Değerlendirmemiz:

- 3 Kasım 2002 seçim sonuçlarının yegane belirleyicisi AKP dışındakiler olmuştur.
- 22 Temmuz 2007 seçim sonuçlarının belirleyicileri ise yine çok büyük oranda AKP dışındakiler olmuştur; yoksa AKP’nin Allâme-i cihan iç ve dış politikaları değil.
- Başarıyı da başarısızlığı da belirleyen siyasi partilerin Kurum Kültürü olmuştur.
- Parti programları önemlidir ama, kaç vatandaşımız bir partinin programını veya seçim bildirilerini okuyup değerlendirmiştir ki?
- Şurası muhakkak ki; muhalefetsiz demokrasi, toplumları radikal sapmalara (seçim sonuçlarında görüldüğü gibi), iktidarları ise totaliter tercihlere sürükler.

Sade Vatandaşın Değerlendirmesi:

Önceleri sade vatandaşımız bir siyasi partiyi değerlendirirken şunları sorardı:

Hangi parti, Devlet ile olan ilişkilerimde bize tarafsız yaklaşabilecek; başımız sıkıştığında politik tercihimiz, siyasi görüşümüz ne olursa olsun bize el uzatacak?

Şimdilerde şu değerlendirmeleri yapıyor:

Yine her parti kendi yandaşlarına sahip çıkacak, yine yağma düzeni devam edecek.

Güç için yine birbirlerini yiyip tüketecekler ve bizim gibi sade vatandaş için hiçbir şey değişmeyecek.

Hadi bizden geçti de… gençlerimizin hali ne olacak? Yine birbirine mi kırdırılacaklar?

Bilmez misiniz ki; bizim birbirimizi sevme ve sayma gibi bir problemimiz yok; binlerce yıldır bu böyle gelmiştir, böyle de sürsün istiyoruz. Bu sevgi ve saygının inanç sistemimizin, ata yadigarı geleneklerimizin temeli olduğunu hiç düşünmez misiniz?

Bizim gibilere kalanın sadece insanlık onurumuz ve huzurumuz olduğunu idrak etmez misiniz?

Siz politikacıların aranızdaki iktidar kavgaları bize hep huzursuzluk getirmiş, bela getirmiştir. Bizi üzüyor ve ürkütüyorsunuz.

Bizi sık boğaz etmeyin, bizi birbirimize hasım kılmaya çalışmayın, işimizden gücümüzden alıkoymayın, alın terimizi heder etmeyin.

Yeter ki yakamızdan düşün.

Kimi mi onayladık? Hiç birinizi!

Sadece, kim bizi “Güdülesice Bir Sürü” olarak görmüyorsa, kim hırçınlık etmiyorsa, kim kavga etmiyorsa, kim huzursuzluk çıkartmıyorsa ona katlanacağız.

Son olarak sözümüz siz tüm politikacılara; politika sektörünün değişmez-değiştirmez aktörlerine ve bunların etrafındaki pervanelere:

Halâ mı ibret almaz ve inat edersiniz?