Salyangozun biyolojisi

"Salyangozlar hermafrodit (Çift eşeyli) canlılardır.
Yani hem dişi ve hem de erkeklik organı aynı hayvanda bulunur.
Fakat yine de çiftleşmeleri gerekmektedir. Kıştan çıkan salyangozlar,
ilkbaharda gece gündüz sürekli körpe filizleri yerler.Çok çabuk gelişirler
İki salyangoz yüzyüze gelerek uzuvları sayesinde birbirlerini döllerler.
Mayıs ayında çiftleşirler. Her yıl çiftleşmeyebilirler
Bir defa çiftleşme ile birkaç yıl yumurtlamaya devam ederler."(1)

Google'da rastladım bu bilgiye. Ne kadar ilginç değil mi? Ortada İki salyangoz var.
İkisi de anne, İkisi de baba! Sanki İki evcikli Dört aile.

(2)Bloğumda küçükken salyangoz yediğimi yazmıştım. Salyangoz İnebolu'da çok bulunur. Hemen her yerde rastlayabildiğimden olacak, çocukken de onları izler; sattlerce oynardım. Zaman zaman da incelediğimi sanarak
zarar verirdim. Çocukluğunu İnebolu'da yaşayanların en vaz geçilmez oyuncağıdır doğa.

Dereden tuttuğum balıklarla kendi özel akvaryumumu yapardım. Sabah uyandığımda bütün balıklarımın öldüğünü görüp üzülürdüm. Yine deredeki kurbağa yavrularını, gül dikeniyle ameliyat eder veterinercilik oynardım. (sen veterineri nereden bilirdin, o zamanlar? Demeyin sakın. Annemin halasının kızı "Sabire Aydemir" Türkiyenin ilk kadın veteriner hekimidir.) Karıncaların yolunu parmağımla siler onları şaşırtırdım. Yollarını yeniden buluncaya kadar darma dağınık olurlardı. Tavuklarla kovalamaca oynardım. Annemin ben doğduğumda diktiği erik ağacıma çıkar evcilik oynardım. Tohumlarını ellerimle toplayıp ektiğim çiçekler yetiştirirdim. Ben ağaç nasıl aşılanır bilirdim. İnebolu'da yaşayan diğer çocuklar gibi.

Salyangozun biyolojisiydi konu, dağıttım biraz. :)

İnebolu'lu olan Sayın Aydın Tiryaki'nin de salyangozlarla ilgili anılarını anlattığı blogları var. (3), (4)

Salyangoz ilkbaharda, hele de havaların fazla yağışlı gittiği günlerde durmadan yer, fazla gelen besini depo eder. Çünkü yılda İki kez uykuya yatar. Yazın kurak havalarda, yaz uykusuna; kışın da Eylül sonundan, Nisan başına kadar süren kış uykusuna yatarlar.

Çiçekli bitkileri, filizlenmeye başlayan otları, sebze çimlerini, bağların filizlerini severek yer. marul, kıvırcık, salata havuç, şalgam, maydonoz ve patates yediği besinler arasındadır. Güneşin etkisiyle eskimiş sertleşmiş otları yemezler. Bir öğünde kendi ağırlığının %15 oranında yiyecek yiyebilir.

"Salyangoz salgısı çok miktarda protein ve azotlu bir maya içermektedir. Salyangoz müzmin bronşite iyi gelmektedir. Ayrıca salgısı kurutularak akciğer veremine iyi gelen helisin imal edilmektedir. Salyangozun kendisinin kurutularak toz haline getirilmiş şekline de helisin denir ve bu kızartılacak etlerde yumuşatıcı olarak kullanılır.

Salyangoz, madeni tuzlar, bakır, çinko, kalsiyum, magnezyum ve fosforlu maddeler bakımından zengin olup;
çiğ yenen besin maddelerinin ve alkolün sindirilmesinde yararlıdır. "(1)

Salyangoz, kabuğu düştüğünde yada kırıldığında kendi kendini yenileyebilir.

Salyangozlar, üremelerinden beslenmelerine ve yaşama koşullarına kadar son derece sağlıklı görünüyorlar.

Etlerini yediğimiz diğer hayvanlarla kıyaslarsak...

Ne dersiniz, yenilebilir mi?

FOTOĞRAF: Sayın Aydın TİRYAKİ "İnebolu Salyangozları"
(1) Gıda Sanayii-SALYANGOZ BİYOLOJİSİ VE YETİŞTİRME TEKNİKLERİ-
Su Ürün. Müh. M. Suat İNAN
(Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, TÜGEM)

(2) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=66732
(3) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=66829
(4) http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=11885