Sarıkamış harekatı

Yaşamını ütopyalar üzerine kurmuş ve bu ütopyasını koskoca bir İmparatorluğun geleceğini ipotek altına almış bir insanın serüveni değil belki; 90 bin insanımızın yaşamı söz konusu olan böyle de olsa dönüp tarihe baktığımızda; tarihimizin en hüzünlü sayfalarından birisi olarak hatırlamak insanın içini sızlatıyor.

1914 yılı Aralık Osmanlı İmparatorluğu için zorlu bir tarih, Allahhuekber Dağları içinse kışın en zorlu günleridir. Oysa hayal dünyasında yaşayan Enver Paşa için bütün dünya dümdüz, her şey Ütopik TURAN için feda olsun anlayışında, o dağlarda değil insan, kurtlar-kuşlar Aralık ayında sığınacak dulda ararlar . Gelin görün ki Enver paşa için, bu çok önemli değil, dahası Osmanlı askerinde kışın o şartlarına uygun giysiyi bulmak hak getire, ayaklarındaki çarıkların çoğu o kadar kötü ki su çeke çeke yürünemez hale gelmiş, kışın giyilecek kaput ya da palto yok, bunları geçtik yeterli karın doyuracak erzak dahi bulmakta zorlanılıyor. Bütün bu imkansızlıkların dışında Oltu (Erzurum’un ilçesi)’ dan gelip Allahuekber Dağını geçmek isteyen askere bu bölgenin insanı (Ben oralıyım ve orada bu felaketi bizzat yaşayanlardan dinlemişliğim var) askerin başındaki komutanlara yapmayın bu zamanda kış dağın zirvesinde çetindir, buradan bu mevsimde geçilmez , bekleyip baharda geçseniz diye ısrar edilmesine karşın; kimse dinlemez ve felakete bile bile insanlar sürüklenir.

Doğa çetin, kış şartları zor, tipi –boran amansız ya ENVER Paşa ona ne demeli? Kendi hayalinde ki Ütopik Turanına kavuşmak için akıl almaz serüvenlere gözü kara koşturmuş.

Her ne kadar bu harekatın adı SARIKAMIŞ , harekatı olarak nitelendirilmişse de aslında , Enver Paşanın amacı “Kafasındaki Turan ülkesine (yani kafkaslar ve diğer Türki devletlerin olduğu bölgeye)geçmek ve burda Büyük TURANI kurmaktı , ve bu emeline sonunda ;o bölgeye kaçarak ulaştı ama, Turanı kuramadı fakat kendi hazin sonunu hazırladı bunu da tarih kitapları yazıyor.

Dönüp o günlere baktığımızda ; OSMANLININ sonunu hazırlayan 1.Dünya Savaşına girmemize sebep olan ilk adımları da atan ne yazık ki aynı PAŞA ; amma gelin görün ki biz yakın tarihimizi ne biliyoruz ne de önemsiyoruz, ne acı değil mi? Ta...! 1300-1400’lerdeki tarihi olayları Liselerimizde, Orta Okullarımızda ezberletir öğretiriz , ancak yakın tarihimize gelince ders yılı biter ve gençlerimiz bunları öğrenemeden mezun olup giderler. Oysa bir hayel uğruna nasıl 90 bin insanımızı o karda kıyamette Dağdan aşırmaya çalışarak dondurup ölümüne yol açtığımızı öğrenmek ve bundan ders çıkarmak da benim insanımın hakkıdır.Oysa biz birçok şeyi TÜRKÜLERİMİZDEN öğreniyoruz ; örneğin YEMEN Çöllerinde binlerce insanımızın gidip bir daha gelmediğini sadece türküler söylüyor , bizim tarihimizden öğrenemiyoruz.

Bu yazdıklarımdan daha da acısı ; soğukta donarak ölen 90 bin insanımızın HİÇ BİRİNİN mezarı yok.Bırak mezarını daha son birkaç yıla kadar bu insanlarımızı anımsayan tek bir devlet yetkilisi yoktu .Amma bu insanların DONARAK ÖLMESİNE neden olan ENVER Paşa’nın ; Kafkaslardaki mezarı büyük bir devlet töreniyle getirilerek , tam yerini hatırlayamıyorum ancak İstanbul da bir yere ABİDE bile yapıldı.Oysa ;90 bin insan için bizim ve Kars’ın Selim kazasının köylüleri taşları bir araya yığarak bir anıt yapmış her yıl bu yığma anıt önünde ölen insanlar anısına kurbanlar kesilir dualar edilirdi.

Geçenlerde gazetelerde okudum Sayın hocamız Prof .Dr .Birnur Sönmez ‘in girişimiyle bu konuda bazı çalışmalar yapıyorlarmış sevindim ümit ederim ;o , insanlar tarihte hakkettikleri değerleri bundan sonra görürler.

Tarihimiz İsimsiz kahramanlarla dolu ama, yine tarihimiz kendi boş hayelleri ile toplumu felaketlere sürükleyen nice büyük olduğunu zanneden şahsiyetler var .İşte tarih bu ve benzeri nedenlerle iyice okunup ondan ders çıkarmamız için var.

Özellikle şunu da bilmek gerek; “Dününü bilmeyen Yarınını kuramaz” .