Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '10

 
Kategori
Siyaset
 

Savcı Osman Şanal 90+5'de topu doksana takmış: Erzurum Ergenekon dosyası İstanbul'da!

Savcı Osman Şanal 90+5'de topu doksana takmış: Erzurum Ergenekon dosyası İstanbul'da!
 

Erzurum Ergenekon Soruşturma dosyaları, HSYK'nın özel yetkilerin geri alınması kararının tebliğinden önce, Savcı Osman Şanal tarafından 13 adet mühürlü çuvalla İstanbul'a gönderilmiş.

Bu haberin duyulması üzerine HSYK Başkanvekili Kadır Özbek bir açıklama yaptı ve "Bizde yargı camiasında herkes bilir. Bir yetkinin kaldırıldığı, değiştirildiğine ilişkin bilgi ulaştığı zaman, bilgi derken resmi bilgi değil, herhangi bir şekilde haber alındığı anda, arkadaşlarımız elindeki işi bırakır. Söyleyecek bir şey yok." dedi.

Tabii ki Özbek'in sözleri nezaketen doğrudur, ama hukuken doğru değildir. Hukuka göre resmi tebliğat ne zaman yapılırsa, iş o zaman bırakılır.

Peki, Osman Şanal neden nazik davranmadı? Osman Şanal'a nazik davranılmadı ki, o da nazik davransın! O, kamu görevi gereği gecesini gününe katsın, iddia edilen çete oluşumu için 13 çuval delil ve belge toplasın, siz onu nedensiz ve hukuksuz olarak görevden alın! Üstelik bu görevi yaptı diye onu suçlu ilan edin, hakkında suç duyurusunda bulunun. Böyle bir hareket, 13 çuvallık emeğin akibeti hakkında da yeterli fikir vermektedir!

HSYK'nın idari işleminin sakat olduğu çok açık. Evet, Anayasa'ya göre hakim ve savcıların atanmalarında, yetkilendirilmelerinde, görevden alınmalarında tek yetkili merci HSYK'dır. Görevlendiren makam görevden de alabilir. Bu çok doğal, ama idari işlemlerde kesinlikle keyfiliğe yer yoktur. HSYK gerekçe olarak "yetki aşımından" bahsediyor. Yetki aşımı tamamen hukusal bir ifadedir ve yargılamayla ilgilidir. HSYK'nın yargılama yetkisi yok ki! Yargıda her zaman yetki ihtilafları olabilir. Bunun ne şekilde halledileceği usul kanunlarında açıkça yazılıdır. Bu yargılamanın bir parçasıdır.

Kaldı ki yetki aşımı da söz konusu değildir. CMK 251'de katalog suçlarda özel yetkili savcıların soruşturma yapma yetkisi açık ve net bir şekilde yazmaktadır. Taha Akyol, bugünkü yazısında konuyla ilgili bir Yargıtay kararına değinmektedir. Bu kararda da özel yetkili savcıların yetkili olduğu açık bir şekilde görülmektedir.

Ayrıca HSYK bir savcı hakkında işlem yapması için öncelikle müfettiş görevlendirerek, müfettişin oluşturacağı rapora göre gereğini yapması gerekirdi.

Eğer ortada bir yetki aşımından bahsedilecekse, bu, HSYK için söz konusudur. İdari alandan çıkıp yargısal alana girmiştir. Savcıların Anayasa'dan ve kanunlardan aldıkları göreve fiilen müdahale etmiştir. Ama Anayasa'ya göre HSYK son mercidir, HSYK kararlarına itiraz mümkün değildir.

Bütün bunlara ilaveten HSYK bir de savcılar hakkında suç duyurusunda bulundu!

Özetle; ortada ne nezaket var, ne de hukuk!

Bana göre eski özel yetkili Savcı Osman Şanal doğru davranmıştır. Zaten Ergenekonla ilgili ana dava İstanbul'da görülmekteydi. Sonunda dosyalar nasılsa birleşecekti. Olayların oluş şekli itibariyle, dosyaların kaybolma ve kamu adına yapılan bunca emeğin heba olma ihtimali ortaya çıktığından, henüz görevi resmen bitmeden, dosyaları ait oldukları esas yere göndererek ana dosyayla birleştirmeyi sağlamıştır.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Erzurum Soruşturma dosyasının kendilerine geldiğini, dosyayı özel yetkili savcılara teslim ettiğini açıkladı. Görevlendirilen bir savcı bu dosyaları inceliyor. Bu inceleme sonucunda, Erzurum soruşturmasıyla ilgili tutuklu bulunan veya bulunmayan diğer sanıklarla beraber, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'in soruşturma dosyalarının akibeti de belli olacaktır.

Soruşturma neden engellenmeye çalışılıyor? Delillerden, belgelerden neden korkuluyor? Hukuk neden çalıştırılmıyor? Bırakalım akla kara ortaya çıksın. Ortada bir suç unsuru yoksa zaten beraat kararları verilecektir. Soruşturmayı akamete uğratarak, haklarında bir sürü iddialar bulunan insanların zan altında bırakılması, beraat etmelerinin engellenmesi o insanlara da haksızlık değil midir?

Adalet terazisini elinde tutan kadının gözleri kördür. Bu tarafsızlığın sembolüdür. Yargıtay HSYK'yı açıkça destekledi. Yargıtay üyeleri HSYK'ya destek ziyaretlerine gidiyorlar. Ergenekon Davası'nın kararı nihai merci olarak Yargıtay'a gidecek. Erzincan Başsavcısı'nın yargılamasını da, kanun gereği, Yargıtay yapacak. Bu tavırlardan sonra, kuşku duyulmasını haksız görebilir miyiz?

Öyle anlaşılıyor ki, Savcı Osman Şanal her şeyi göze alarak dosyayı İstanbul'a göndermiş. Eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenler onun başına da gelebilir. Öyle ya; özel yetkilerini elinden alan irade, şimdi daha da kızarak meslekten ihraç kararı da alabilir!

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..