- Kategori
- Gündelik Yaşam
Seçim ertesi; aydınlık şehrim
Bahar gibi bahar bir gündü bugün. İş çıkışı eve gelmek kolay da, kalmak kolay değildi. Evde yemek yokmuş, yapılacak işler varmış, biraz yorgunmuşum… “Amannn” dedim, “boşver”. Böylesi bir gün kaçırılır mı? Ya bir daha gelmezse(!)
Mavili, yeşilli, ille de kırmızılı, renk cümbüşü halindeki yürüyüş giysilerimi giyip fırladım. Bir de ne göreyim, köşe başlarındaki çiçekçiler benden beter. Yok, giysileri değil, çiçekleri. Ve o hızla deniz kıyısına vardım.
Yürüyüş yapan kadınlar, erkekler, ille de genç kızlar,
Çiğdem çitleyip kabuklarını lodosa savuran kadınlar,
Köpeklerini gezdiren hanımlar, beyler,
Okul çıkışı evi kırıp kıyıda dolaşan öğrenciler,
Öpüşen sevgililer,
Körfezi arkasına alıp resim çektirenler,
Kıyıda maviye bulanarak balık tutanlar
Bira içenler,
Öteyakadan bu yakaya gelen vapurlar,
Karabataklar, martılar, koşuverince kaçışan güvercinler,
Ama ille de apaydınlığıyla:
İzmir’di!
Dönüşte, yalıdaki köprünün “Göz-Göz” olmuş renkleri gözüme battı. Göztepe’nin renkleri güzel olmasına güzeldi ama köprünün o maviye yakışan bembeyazlığını bozmuştu. Umursamadım yine de, oturdum demirlerine, kocaman bir salıncakta usul usul sallanma keyfimden vazgeçmeye değmezdi.
Müzik? Dinledim tabi. Şarkı da tuttum;
“Mavi mavi masmavi, körfezi boncuk mavi/ Bir gördüm aşık oldum/ Bu şehir kimin şehri”
Diyordu İbrahim Tatlıses :
“Benimmm” dedim!
Haksız mıyım?.. :)
Not: Bu kesinlikle bir seçim yazısıdır: “İzmir’di!” dedim, daha ne deyim?