Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '07

 
Kategori
Siyaset
 

Şehitler ölüyor, vatan bölünüyor, ABD Lozan'ı 84 yıldır imzalamıyor!

Şehitler ölüyor, vatan bölünüyor, ABD Lozan'ı 84 yıldır imzalamıyor!
 

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 84üncü yıldönümünü kutladığımız bu günlerde zor günler geçirdiğimiz bir gerçek.Tedirginliğimiz had safhada.Kızgınlığımız, üzüntümüz, endişemiz büyük.Kafalarımız olabildiğince karışık.Büyük bir Gafletin mi, ihanetin mi muhatabıyız bilemiyoruz.

Milletimiz feraseti Türkiye’nin büyük bir yol ayırımında olduğumuzu sezinliyor.Siyasilerimiz bürokratlarımız istedikleri kadar beylik laf etsinler kızgınlığımız azalmıyor artıyor, hiçbir söz endişemizi ortadan kaldıramıyor…

Yaşanılanları görüp dinledikçe kahredici bir güvensizliğin belirsizliğin içine doğru sürükleniyoruz sanki.

Biz yumruğumuzu sıkıp “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez” diye haykırdıkça evlatlarımız şehit olmaya devam ediyor ve sanki vatan göz göre göre bölünmenin eşiğine biraz daha yaklaşıyor…

“Kahrolsun PKK” dedikçe PKK terörü küçülmüyor aksine büyüyor…Neden?Yoksa yanlış adrese mi “Kahrolsun” diye haykırıyoruz?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 84 üncü yıldönümünü yaşadığımız bu günde bir insan ömrü kadar zaman önce yaşadıklarımızı bu gün içinde yaşadıklarımızı doğru değerlendirmek ve ibret almak için hiç unutmamak gerekli.

10.Ağustos.1920 Sevr Anlaşmasının imzalandığı tarihtir. O tarihte ABD Başkanı olan Wilson, Paris’e geldi ve Fransa Başbakanı Klemenso, İngiltere Başbakanı Loyd Corc ve Yunanistan Başbakanı Venizelos'u ile, Türkiye'yi paylaşmak için bir plan hazırladılar ve anlaştılar...Tarihe “Wilson Prensipleri” diye geçen ilkeler bir anlaşma metnine dökülerek Osmanlı İmparatorluğu’na imzaya gönderildi. Adına da “Sevr Barış Antlaşması” denildi.

Sevr ülkemizin yağmasından öteye Türk insanının, tarihinin, vatanının linç edilmesiydi.

Bu günlerde yaşadığımız iki önemli gündem maddeni Sevr Anlaşmasında da vardı.Bu iki madde şöyle:

1-Ermenistan(Madde, 88- 93):Türkiye Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak.Türk Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek.(Bu hüküm uyarınca ABD Başkanı Wilson 22.Kasım.1920 tarihili kararıyla Trabzon, Erzurum, Van, Bitlis illerini Ermenistan’a verdi.)..

2-Kürdistan(Madde, 62-64)İngiliz, Fransız, İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir Yerel Yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra bu Kürt Yerel Yönetimi dilerse Milletler Cemiyeti’ne bağımsızlık için başvurabilecek…

ABD Anadolu toprakları üzerinde Ermenistan ile Kürdistan kurulmasını ve Yunanistan, İngiliz, Fransız işgalini kabul etmeyerek Kurtuluş Savaşımızı başlatan Mustafa Kemal’i “asi”, Kuva-i Milliye’yi “çete” ilan etti…

1920 yılında ABD Başkanı Wilson’un Türkiye’yi topraklarını Ermenistan’a veren Kürdistan kuran haritası ile 2007 yılında ABD Başkanı Bush’un Ermeni ve Kürdistan uygulamaları arasında değişen ne?

20inci yüzyılın başında ABD Başkanı Wilson'un "Prensipleri" ile 21inci yüzyılın başında ABD Başkanı Bush'un "Büyük Ortadoğu Projesi" arasınndaki fark ne?

Türkiye’yi bölünmüş gösteren harita yeni değildir, Barzani’nin, Talabani’nin icadı değildir anlayacağınız…Bu haritalar 1920 yılında ABD Başkanı Wilson’un haritalarıdır..

Türkiye Sevr Anlaşmasına göre işgal edildi…Tarihin en onurlu bağımsızlık mücadelesini veren Türkler bu sefer İstiklal Savaşı’nı kazanmış bir millet olarak kendisine Sevr’i dayatanların karşısına oturdu.. 23.Temmuz.1923 tarihinde bu kere Lozan Anlaşması imzalandı…

Lozan Anlaşması bağımsızlık mücadelemizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmen tanındığı tescil belgesidir…

Lozan’da, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile Türk Heyeti 6 Ağustos 1923’te Türk-Amerikan Antlaşması’nı imzaladılar. Lozan’ı teyid ettiler. Bilindiği gibi, Amerikan sistemine göre, bir antlaşmanın geçerli olması için Senato’nun da onayı gereklidir. Amerika’da bu antlaşmaya tepki, daha doğrusu iki yüzlü Amerikan yönetiminin tutumu sonucu, söz konusu antlaşma 1927’ye kadar Senato’ya gelememiştir. 19 Ocak 1927’de Senato’ya gelen antlaşma, Lozan’la Ermenilere bir yurt sağlanmadığı gerekçesiyle, yani Wilson Prensipleri’ne aykırı görülerek reddedilmiştir.

Sonuç olarak ABD aradan geçen 84 yıla rağmen hala Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve bağımsızlık tescil belgesi olan Lozan Anlaşmasını imzalamamıştır…

Sevr Anlaşmasında imzası olan ABD hala Lozan Anlaşmasını neden tanımıyor?

Çünkü Sevr bir ABD planıdır…Lozan bu ABD planının çöpe atılmasıdır!...

Ermenistan ve Kürdistan ABD’nin 90 yıldır uygulamaya çalıştığı bir hedeftir… Ermeni sözde ‘soykırım’ tasarıları, PKK desteği hep bu nedenledir. Lozan’ı yırtıp, Sevr’i hortlatmak istiyorlar.

Bu gün Ermeni soykırım iddialarının ve Kürdistan kurulma çabasının ABD desteğinde geliştiğini gözümüzün önünde açık seçik hayata geçirilişini yorumlarken sadece son 90 yılımızı hatırlamanın doğru olacağına inanıyoruz.

PKK’yı Talabani’yi, Barzani’yi ABD’nin desteklemesini neden hayretle karşılıyor ki bazıları?

ABD Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü, Misa-ı Milli sınırlarını, yani Lozan’ı tanımamış ki..ABD için geçerli olan Türkiye cumhuriyeti sınırları Sevr sınırları…

O zaman neden bu ülkenin çocukları “Kahrolsun PKK” diye haykırıyor?..

Bizler bugüne kadar, Kurtuluş Savaşı denince aklımıza hiç ABD'yi getirmedik. Ya da, aklımıza getirtmediler!..

Tekrar düşünelim bakalım, “Kurtuluş Mücadelesi” deyince aklımıza hangi “düşman ülkeler” geliyor?..

Başta Yunanistan, sonra İngiltere, Fransa ve İtalya..

Çoğunluğumuz sanıyor ve öyle biliyor ki, ülkemizi işgal eden ve paylaşmaya gelen ülkeler bunlar..

Oysa, “Kurtuluş Savaşı'nda ana düşman ABD” dersek, siz de “hadi canım” der misiniz?..

Kurtuluş Savaşıyla ilgili böyle önemli bir bilgi bugüne kadar milletten niçin gizlendi acaba?..

Peki bunu gören, okuyan, en küçük magazin dedikodusunu kaçırmayan ve 5 kamera ile izleyen televizyon habercileri, gazeteler bu gerçeği niçin vurgulamıyor dersiniz?

Gazetelerin kitap ekleri bu gerçeği niçin yazmıyor?..

Başbakanımız , daha Lozan’ı, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tescil belgesini bile imzalamayan ABD’yi nasıl oluyor da ‘stratejik müttefik’ ilan edebiliyor?

Türkiye Cumhuriyeti, tam da şimdi Lozan’ı ABD’ye dayatmalıdır. Çünkü, ABD, ermeni tasarılarını da, kürt kartını da Lozan’dan vareste olmasına , Lozan’ı imzalamamış olmasına dayandırmaktadır.

Coğrafyasını tanımayan, tarihini bilmeyen kişiler hiçbir zaman dik duramazlar. Tarihi doğru okuyanlar veya bizzat yapanlar da asla eğilmezler. Peki, ne yaparlar? Hemen söyleyeyim; İsmet Paşa’nın yaptığını yaparlar:
”…Lozan’da delegelerin toplanacağı salon hazırlanmış ve taraflar yerlerini almaya hazırlanıyor. Ne var ki İsmet Paşa’nın oturacağı sandalye diğerlerinden küçük. Paşa sorar:
"Benim sandalyem neden küçük?"
"Büyüğünü bulamadık ekselans".
"O zaman biz de toplantıya uygun sandalyeyi bulduğunuz zaman katılırız…"

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en sıkıntılı günlerinden geçiyor. Bugün için ABD Ortadoğu’yu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için savaştırıyor, savaşıyor, aldatıyor, kan döküyor.

Biz ise hala PKK ile evcilik oyununa devam ediyoruz.Barzani’ye Talabani’ye kızıyoruz..ABD’nin kapısında ondan medet umuyor laflarla oyalanıyor dünyanın maskarası oluyoruz..

Lütfen, artık biraz dürüst, biraz gözü açık, biraz uyanık, biraz kararlı, birazda dik duralım.

Türkiye’nin siyasileri bürokratları artık bu millete yalan söylemekten vazgeçsin...Bu milleti şov laflarla, uyduruk birkaç operasyonla, üç beş bombayla oyalamayın..

Çünkü, şehit olan bizim evlatlarımız, kanımızın düştüğü bölünüp parçalanan, sınırları delik deşik edilen bizim topraklarımız….

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..