Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '07

 
Kategori
Anılar
 

Sen

Sen
 

Ne de çok sevinirdim Adapazarına gideceğim zamanlar.

Bizim ilçemize göre büyük şehirdi, arkadaşlarım oradaydı, sinemalar, cafeler
ve en önemlisi SEN oradaydın.

Depreme daha cok vardı, Süleyman Seba, Kartalıma altın günlerini yaşatmaya baslamamıştı. 12 Eylül tarihi özel anlamını yeni kazanmıştı. Herkes arkadaştı, henüz aldatılmamıştım, gözlerim yaşlarla tanısmamıştı, sınıfta kalmamıştım, kimse ölmemişti...

Bir SEN vardın yani beni motive eden yataktan kalkmak için.

Nasılda iple çekerdim günleri. Küçükdü yaşımız ya, öyle her aklıma estiğinde gelemiyordum ya yanına. Belkide öylesi güzeldi, özlemek, hasretinle yanmak, uyuyamamak, hep seni düşünmek...

O birkaç dakika gibi gelen, birkaç saatlik buluşmalarımız varya, hiçbirşeyi o kadar özlemedim. Senden sonra kimseyi de sevmedim. Aşıkta olmadim senden sonra.

İlk ve son aşkımsın yani. Daha on beşimde seninle tattım, seninle bitirdim aşkı...

Hemen değil tabii ki. O çok çok az görüşebildiğimiz 5 yıl varya, işte o kadar daha sürdü. Hadi 20 diyelim. 20 sinde bitirmişim askı yani. Bi daha da zaten taaa 6 yıl sonra ayaküstü bi konuşmuştuk, hatırlarsan. Cok heyecanlıydım karşında yine, her zamanki gibi.

Ama eskisi gibi değildi işte. Hedefler, beklentiler, gelecek korkusu şarmıştı beni, o ara. Gitmeliydim o ülkeden. Nereye önemli değil. Sadece gitmeliydim işte. Istediğim gibi yaşayamıyacağımı, hep aklımın biryerlerde kalacağını düşünüyordum. O filmlerdeki ülkelere, o filmlerdeki hayatlara ulaşmalıydım. Bunu yapmakta geç bile kalmıştım.

Hiçbirşey, hiçkimse bana engel olamazdı. Zaten seninde öyle bi niyetin yoktu, sanıyorum. Doğrumu?

Olsa da farketmezdi, zaten benim için. Gözümü karartmıştım birkez.

Ne üniversiteyi kazanmam, ne Kartalın üstüste şampiyonlukları, nede ilk cinsel iliskim!

Hiçbiri senin elini tuttuğum kadar, yanında yürümek kadar tat vermedi, veremedi biliyomusun.
Ne kadar isterdim bunları yüzüne söyleyebilmeyi, ama yoksun.

Ben sonunda geldim o uzak ülkeye, hayallerimin bir bölümünü gerçekleştirdim, coğunu unuttum! Geç olsa da anladım ki, Hayal ile Hayat, bağdaşan şeyler değil.

Ama hala bi yanım çocuk biliyomusun. hala bi yanim Aşık. hala kalbim boş!

Bazen diyorum ki, sendemi kaldım, senle birlikte olduğumuz zamanlarda mı kaldım?
Yoksa buda hayallerimden birimi sadece.

iki ayrı hayat çizgim var diyorum. iki ayrı horizont. iki ayrı boyutta yaşıyorum gibi geliyor.

Bir boyutta seninle birlikteyiz. hiç ayrılmamışız. üniversiteyi de, hayal ülkelerinide boşvermişim. Senden evlilik sözü alıp, sözü, nişanı yapmışım. Askere gitmişim hemen. Dönünce, hep açmak istedigim mağazayı acmışım Adapazarında. işlerim iyi, arkadaş ortamım iyi. Sen hep istediğin gibi öğretmen olmuşsun.Biraz rahatlayınca evlenmişiz. Yıllar yılları kovalamıs, iki cocuğumuz olmuş, biri kız, biri erkek. Biri aynı sen, öbürü ben. Annemler, annenler, arkadaşlar, akrabalar, aile hayatı yaşıyoruz. Cok iyi anlaşıyoruz.

Hep hayal ettiğim gibi, ilk aşkımla evlenmişim, mutluyum. Mutluyuz!

40’ a merdiven dayamışız ama genciz. Her gören öyle diyor.
Hele SEN, ah SEN, hala 18’inde gibisin bana. Yeşil gözlüm, Kumralım.

Depremin yaralarını sarmışız. Kaybettiğimiz dostlarımızı, akrabalarımızı anıyoruz hep. Ahhh çekiyoruz. Ama hayat devam ediyor, etmeli. Böyle geçiyor günlerimiz...

Birde şu an içinde olduğum boyut var. Buna yazacak fazla bişey yok. Bomboş geçiyor günlerim. Yooo, çok dolu aslında, ama boş işte! anlıyormusun.

Kocaman, gri bi boşluk.

Ne işim var burada! diyorum hep, affet ama, "iyi halt yedin" diyorum kendime.
Aferin! Bumuydu, hayal ettigin şeyler....Değdimi?

Bu boyutta zaman deli gibi geçiyor. Kaç yıl olmuş buralara geldiğim, ancak durup düşününce anlıyorum.

Hayat bitiyor, yavaş yavaş (hızlı hızlı) bu boyutta.

Ben bu yüzden hala hayallerde yaşıyorum. Ama artık, oradayken kurduğum hayal ülkelerinde, filmlerdeki hayatlarda değil, orada yaşıyorum. Yanında! ikinci boyutta!

Anlıyorumki şimdi; cok uzağa gelmişim, çok yıllar geçmiş, ama aslında hiçbiryere gidememişim. Unutamamışım acı tatlı geçenleri SEN´le. Arkadaslarımı, Adapazarını, İstanbulu, Çınarcığı, ilçemi unutamamışım.

Gidememişim yani aslında hiçbir yere.

Umarım sende öyle değildir. Umarım o birinci boyutta anlattığım hayatı yaşıyorsundur. Ama en önemlisi umarım hayattasındır.

Çünkü ben hala birgün, biryerde SEN´le yine tesadüfen karşılaşmanın hayallerini kuruyorum. Belki kısa olacak, belki tanımayacaksın. Olsun. Bir selam verip, iki cift laf etmeme sanırım birşey demezsin. Buda bana bi 20 yıl daha yeter. O kadar yaşarsam elbette.

Bir gün daha geçti yine Sensiz, SiZ’ siz!.... Seni çok özledim. Hepinizi çok ama çok özledim! Seni hala çok ama çok Seviyorum. Sizi hala çok ama çok seviyorum.

 
Toplam blog
: 15
: 548
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

Ege Alkan, 1967 yılında, Marmara Bölgesi'nin dogusunda küçük bir ilçede dünyaya geldi. İlk ve ort..