- Kategori
- Felsefe
Sessizlik Bulaşıcıdır !!!
Önce karşındakiyle konuşmakta vazgeçersin, sessiz bir dinginlik kaplar çevreni. Seversin de böyle sessiz olmayı, yılların alışkanlığı o konuşmayı çok seven sen sessizleşmişsindir. Sessizce konuşulanları dinler, tartışmalara tanık olursun. Mutlaka söyleyecek bir fikrin de vardır üstelik ama söylemezsin. Anlamsız gelir kendi kulaklarınla duyduğun tüm sesler. Uzaklaşırsın birer birer tüm çevrenden. Arkadaş sohbetlerinin aranan kişisiyken, unutulmak istersin ve unutulursunda.
Dış sessizliğin iç sesine yüklenir bu durumda. İç sesinle uzun, sonuçsuz, saçmalıklarla dolu tartışmalara girersin. Haklılıklarını, nedenlerini, kendini savunur durursun kendine. Haksızlıklarında olmuştur elbet ama kendine torpil geçebilirsin duyan yoktur seni senden başka. Tüm bu iç çatışmalarda daha da gömülürsün sessizliğe. Daha bir durgunlaşırsın, çevrenden de kopmaya başlarsın, dışarıdan gelen seslere kapatırsın kulağını, iç seslerinle boğulur durursun…
Bilmediğin bir şey vardır oysa sessizlik bulaşıcıdır!
Dış dünyanla başlayan sessizliğin tüm hayatını kaplar. Bir yerden gelmeye görsün, daha da sarar çevreni. Zamanla seni de sarar. İç seslerini de duymaz olursun. İçinde taşacak kelimen kalmamıştır ki cümleye dökülsün. Sessizce boyun eğersin bu vazgeçilmiş yaşayamama oyununa. Sessizleştikçe içinde büyür her şey, paylaşamadıkça daha da sarsar. İçinde depremler yaratır, enkazlardan canlar çıkartırsın ya da canı kalmamışları….
Ya kabullenir yok olursun kendi içinde ya da tüm dış patlamalarını yaşar, dönersin yaşamaya….