Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '11

 
Kategori
Kitap
 

Sevgi’nin DOĞKAR Sevda’sı

Sevgi’nin DOĞKAR Sevda’sı
 

M. DURUCAN - S. AKCAN


Farkı fark etmek için farklı olmak gerekir.” — Sevgi Akcan

Sevgi Akcan; uğraştaşım, özverili, okuyan, araştıran ve yazan, güzel niteliklere sahip dolu dolu bir insan… Aylardır, belki de yıllardır buluşup söyleşmeyi bekledik. Nihayet geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdik de. İyi de oldu bir bakıma! Saatleri içine alan süreçte sanattan, okumaktan, yazmaktan ve kitaptan söz ettik. Karşılıklı yapıtlarımızı imzaladık. Doğrusu sürenin nasıl geçtiğini de anlayamadık.

***

Çantamdaki Doğkar ile Avrupa’dan Asya’ya döndüm. Eve döndüm ve yapıtı okumayı sürdürdüm. Tümcelerin sonlarında çoğunlukla eylem yerine üç nokta konduğunun ayırdına vardım. Anladım ki, yazarın diyeceği çok sözü var. Onun için (birinci kitap) demeyi tasarladığı düşünülebilir.

Unutmadan yazı başlığımızın çözümlemesini yapmak gerekirse; Sevgi: Yazar arkadaşım, Doğkar: Doğa’nın kardeşleri, Sevda: Romanının kahramanı…

İşlenen doğa sevgisi ağırlıkta. Sevgi, derinliği de olan güzel bir sözcük. Sevgiyi ateşe öğretelim ki yakmasın insanları, sevgiyi suya öğretelim ki boğmasın insanları, sevgiyi insana öğretelim ki öldürmesin insanları… Elbette ki doğaya da kıymasın insanoğlu!

Yapıt; kırmızı rengin ağırlığında özgün tasarımlı kuşe kapaklı, arka kapakta yazarın bir fotoğrafı ve özgeçmişi, ön ve arka kapaklarda: “Doğaya sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır.” Yazarın özdeyişinin yer aldığını gördüm. İkinci hamurda, Umut Matbaası baskısı olup 148 sayfa içeriklidir.

‘Önsöz’ün uzun tümcelerden oluştuğu dikkatimi çekti! İzleyen sayfada yazar, manevi desteklerini gördüğü Nurettin Yanıkoğlu, Celal Yıldız ve Derya Nalçakar’a gönül yüceliğinde teşekkür iletmektedir.

Yüzleşmeyle başlıyor, doğaya ve doğadaki varlıklara bir tür duygusal yaklaşımla sürüyor. İçinde masalımsı bölümlerin de olduğu sürekliliği olan bir tür roman denebilir. İçe bakış metotlu, akıcı bir anlatım, güçlü betimlemeler, yer yer şiirli anlatım sürükleyici kılıyor. Ayrıca ara başlıklar, soluk aldırmada etkendir. Tüm bu bağlamlı özellikler, doğayla süren savaşıma coşku katmaktadır!

Yazar şöyle diyor: " Bu kitapta, doğanın feryadına tanıklık eden bir kız öğrencinin yaşadıklarını izlerken, ona karşı ilk gençlik duygularını yaşayan genç bir öğrencinin seslendirilmemiş sevgisini bulacaksınız…" Sevda’nın doğa olayları ile gökyüzüne çıkması, inmesi, doğanın kardeşlerine kulak vermesi beraberinde fabl türü anlatımı getirmektedir! Çevresel kıyım sonucunda doğadaki kimi yaratıkların haşinliği, doğanın insanı sorgulaması ve hesaplaşması söz konusudur. Durum bu çizgideyken -Sevgi’nin izniyle- konuyla örtüşen şiirimi aktarmayı yeğledim:

Çevresel kirlilik

Serin mi serin nefesti canlılara ormanlar

Bir yemyeşil örtüydü, belirgin özelliğim

Yaktı, kesti ve tüketti acımasız insanlar

İnsafsızca güzelliğimi bitirdiler benim.

Masmavi deryamız çöple zehirle doldu

Kıyılarda insanlar denizi göremez oldu

Renk ahenk doğada güzel çiçekler soldu

Acımasızca suyumu kirlettiler benim.

Koskocaman duvarlar örülüyor çevreme

Okşamak da, uzanmak da yok çimlere

Olanca yakınmam, besbelli eğitimsizlere

İsyandayım, çevremi kararttılar benim.

Bak uçurtmalar kırık kanat, yeryüzünde

Şimdi yıldızlar bile kırgın, gökyüzünde

Kapkara canavarlar kapandı, üzerinde

Umarsızım, çevremi kararttılar benim.

Hani, çayırda sürüsünü güden çobanım

Meltemler estirerek şarkılar okuyanım

Nerde gülen yüzlü güneş, içimi ısıtanım

Umutsuzum, çevremi kararttılar benim.

Muhsin DURUCAN

***

Öyle ki bir tsunami olayının tam ortasındadır Sevda… Yaratıklar, biraz tiksinti ve biraz da ürküntü vermekteler! Sayfalarda okuma eylemi sürdükçe coşku da yer yer artmaktadır! Kimi sorular yanıtlarını bulmasa bile birinci kitap, yazarının başarılı anlatımı ile bitiyor. Oysa doğayla insanın serüveni hiç bir zaman bitmiyor ve bitmeyecektir. Sevginin bu ikinci kitabından sonra başarılarını kutluyor, okunmasını salık veriyor, çaba ve çalışmalarının sürmesini dileyerek alkışlıyorum!

***

Sevgi’nin zihninde süzülerek sayfalara yansıyan ve okuru düşündüren onlarca özdeyişi de var. Özdeyişiyle başladığım yazımı, yine kendisine özgü sevgiakcan.com.tr’deki öz düşüncesiyle noktalamak isterim: “ Söz sevgiyi, neşeyi, dostluğu çoğaltmak; acıyı, hüznü paylaşmak ve azaltmaktır…Zulmün, haksızlığın, şiddetin insanlık dışılığını haykırmaktır. İnsani sorumluluğumuzu yerine getirerek ruhumuzdaki yükü indirmek ve belki soluklanmaktır. İnsanın yalnızlığını yenmek, kader dediğimiz göz bağını çözmek, körebe oyununda sobelemek belki… Söz; zamanın bir noktasında yaşama tanıklık edip, tarihe bir virgül koymaktır belki…”

*

(İletişim:http://www.sevgiakcan.com.tr/)

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..