Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '11

 
Kategori
Anılar
 

Sevgilim

Sevgilim
 

Resim internetten alıntı


“Bu kelimeye âşık olmayan vardır” Kim derse desin…

İnanmakta güçlük çekerim.

Sevgilim:

Ömür boyu, bu sihirli sözcüğü ender dile getirdiğim için…

İçin, için esef ederim.

O zamanlar neden bu kadar çok utanılırdı? Hiç bilemedim.

Mahalle baskısı; yetişme tarzı; sevdiğine yürek dolusu “sevgilim” demek… Sanki ayıp olurdu. O zamanların ayıpları: Günümüzde çoktan aklandı.

Okul dönüşü bir rastlantı sonucu; yüreği hoplatan karşına dikilir eve kadar birlikte yürümek belki elini tutmak isterdi.

Aman Allah’ım! İşte bu asla mümkün değildi.

Bakkal Recep; köşedeki kahvenin müdavimleri; dolmuş şoförleri; polislerin yardımcıları gece bekçileri hatta üç tekerlekli arabayla dondurma satan; şantajcı yeni evli çapkın Sami Abi… Var ya el ele görseler seni ve canından çok sevdiğini; anında eve haber uçururlar; acımasızca masum aşkı ele verirlerdi.

Terleyen avucun içindeki “Sevgilim; askere gidiyorum. Gitmeden önce anam babam size gelsin; parmaklara yüzükler takılsın bitirelim şu işi…

Rahatça mektuplaşırız. Döndüğümde okulun da bitmiş olur. Birbirimize kavuşuruz.” Buruşmuş pusulada yazılanlar; defalarca okunsa; ezberinde olsa da… Saklamak istersin; uygun bir kovuk bulamazsın; yalnızca sana ait bir köşen yoktur, telaşa düşersin.

Ev sakinleri tarafından ele geçirildiğinde; ölüm fermanın olur; seni mutlu eden satırlar birçok yasakları da beraberinde getirir.

Eli mahkûm yazarsın “Sakın anan baban bize gelmesin; babam onları da üzmesin.

Göztepeli uzun saçlı futbolcu!

Ben senin yeşil gözlerine, buğday sarısı dalgalı saçlarına…

Olgunluğuna hayranım.

Yüzüne karşı “Seni seviyorum sevgilim” diyemedim.

İnan bana seni çok seviyorum; bak gör kalem kâğıt da şahidimdir.

Söz veriyorum seni beklerim. Döndüğünde on sekizime girmiş olurum. Hayırlı teskereler sevgilim.” Mektubu dürer büker bahçe duvarındaki malum yere bırakırsın. İdman dönüşünü beklersin; mektubu alışını perdenin ardından izlersin. Yüreğinin çarpıntısı odayı seninle paylaşanları uyandırmasın diye dualar edersin.

Onu askere bile uğurlayamazsın. Arkadaşlarından haberini alırsın.

Sabırla beklersin. İzine geldiğinde; ilk ve son kez tüm korkularına rağmen ona bahçe duvarında sarılır ağlarsın ama yine de kulağına sevgilim diyemezsin. Utanırsın!

Senin olmayacağı…

Sanki malum olmuştur.

Bir zaman sonra…

Haberini alırsın “Duydun mu? Dere mahallesine iç güvey olmuş seninki…

Bizim Sever’le evlenmiş… Ama o kızın sizin sevdanızdan haberi vardı. Hayret ettik doğrusu…”

26. Nisan 2011 Salı

Alev Meisel İzmir

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..