Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Sigmund Freud, din ve medeniyet

Sigmund Freud, din ve medeniyet
 

Freud Psikoloji alaninda bilinçalti ile ilgili teorilerini dünya kamuoyuna duyurmuş ve yeni bir sayfa açmıştır. Kimilerine göre bir dahi, kimilerine göre seksle fazla haşır neşir olmuş bir doktor, kimilerine göre ise Psikoanaliz ile zihnin kapilarini aralayan merakli bir psikologtur.

Toplum düzeni ve din hakkinda ilginç fikirlere sahip olan Freud medeniyet dedigimiz toplum yasam biçiminin bireyler üzerinde bir baski olusturdugunu ve bu baskinin ancak içgüdülerini uzmanlik derecesinde kesfetmis kisilerin azaltabilecegini savunuyordu. Freud’a göre medeniyet, güdülerimizi(wish fulfillment) tatmin etmemizi engelliyor ve insan yasamina sinirlar koyuyordu. Sokagin ortasinda sinirlendiginiz bir kisiyi öldüremezdiniz çünkü kanun vardi ve kanun medeniyetin bir ürünüydü. Aslinda medeniyetin bireyleri kisitlamasi yine dolayli yoldan bireyler tarafindan gerçeklestiriliyordu. Kanunlari bireyler destekliyor ve yine onlar kisitlaniyordu.

Freud’a göre medeniyetin olumsuz taraflarini çekilir hale getirmek için “kader” adi verilen dogaüstü ve evrensel bir kavram yaratilmisti. Insanlarin çaresizligini onlara hatirlatan ve bazi seylerin onlarin kontrolünde olmadigini her firsatta vurgulayan “kader” yalnizca hayatin çileli tarafini çekilir bir hale getirmekle yükümlüydü.

Medeniyet içinde gelisen bireyler çaresiz ve aciz görünüyorlardi Freud’un gözüne. Bu acizligi bir çocugun korumasizligina benzeten Freud çocugun çaresizligini yenmek için baba figürünü benimsedigini söylüyordu. Ayni sekilde medeniyet içinde aciz bir birey de baba figürü yerine yine koruyucu bir güç olarak ortaya çikan Tanri kavramini benimsiyor ve ona siginiyordu. Böylece çocuk ve baba, birey ve Tanri arasindaki bag güven hissi sagliyordu.

Freud insanlarin Din’e olan inancinin atalarindan geldigini fakat atalarimizin bizden daha cahil olduklarini ve bunun kabul edilemez bir sey oldugunu düsünüyordu. Insanlar Din’e öyle kör bir sekilde baglanmis ki artik o sorgulanamaz ve arastirilamaz bir kavram halini almisti.

Din’i bir ilüzyona benzeten Freud, onun insanlarin güdülerini(güven duygusu, baglanacak birsey, vs) tatmin etmek için yaratilmis bir aldatmacadan ibaret oldugunu düsünüyordu. Din ve medeniyet kavramlarini sorgulayan Freud Din’e karsi kuvvetli bir tez sunmus olsa da medeniyet olmadan insanlarin yasayamayacagina karar vermis fakat onu elestirmekten de ileri gidememistir.

 
Toplam blog
: 128
: 1989
Kayıt tarihi
: 03.10.06
 
 

Gözlerini kapat ve düşün: bir cümle kaç kişide farklı etki yaratır? Birbirimizi anlamanın gittikçe z..